"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fedakârlık yapmaya var mıyız?

Ömer Said Tan
20 Nisan 2025, Pazar
Günlük hayatta ve eğitim hayatında başarılı olmak, istenilen hedeflere ulaşmak ve iman ile Kur'ân hizmetinde Allah rızasına nail olmak için "fedakârlık" yapmak gerekir.

Fedakârlık yapmak için nefsimizin hoşuna giden davranışlardan kaçınmak, sahip olduğumuz ve değer verdiğimiz şeyleri seve seve feda etmek gerekir.

Fedakârlık edenler hakkında Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurulmuştur: "Onlar bollukta ve darlıkta sarfederler, öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler. Allah, iyilik yapanları sever."1 

İnsanın hem "bollukta" hem de "darlıkta" sarf etmesi, "öfkelerini yenmesi" ve "insanların kusurlarını affetmesi", nefsin kabul etmesi zor olan davranışlarından kaçınmak, imkân ve zamanından feragat etmek, Allah’ın hoşnut olacağı ve rızasını kazanmaya vesile olacak davranışlardandır.

Ebu Bekir Sıddık (ra) demiştir ki: “Cehennem’de vücudum o kadar büyüsün ki, ehl-i imana yer kalmasın.” Bu söz, fedakârlığın sadece dünya zevk ve hayatından vazgeçmekle sınırlı olmadığını, gerektiğinde ahiret hayatından da feragat edilebileceğini gösteren bir örnektir.

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri de şöyle der: "Hem madem Nur şakirdlerinden çokları, hem malını, hem istirahatını, hem dünya zevklerini, hem lüzum olsa hayatını, Nur’un hizmetinde feda ediyorlar; sen ey nefsim, neden fedakârlıkta en geri kalmak istersin?"2 Bediüzzaman, bu düşüncesini kendi hayatında da tatbik etmiştir.

“Cennet ucuz değil…” sözü, yukarıdaki örnekler de göz önüne alındığında, ne kadar doğru olduğu anlaşılmaktadır.

Allah rızasına nail olmak için neler yapmamız gerektiği açıkça belliyken, bunları yapmadan sonuç beklemek; ekin ekmeden ürün almaya çalışmak ve çalışmayan öğrencinin başarı beklemesi gibi, sonuçsuz kalır.  

İman ve Kur’ân hizmetinde, ayrıca dün-yevî hayatta hedefe varmak ve başarıya ulaşmak için yalnızca görevimizi yapmak yetmez, aynı zamanda fedakârlık da yapmamız gerekir. Haydi, fedakârlık yapmaya var mıyız?

Dipnotlar:

1- Âl-i İmran: 134.

2- Emirdağ Lahikası 1, s. 200.

Okunma Sayısı: 918
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    20.4.2025 23:24:43

    Allah razı olsun Kalemine kuvvet 🤲🏼

  • Muhammed Zübeyir Sönmez

    20.4.2025 22:31:02

    Yazınıza sadece Maşallah denir o kadar güzel. Bir de okuyunca aklıma Allah'ın büyüklüğüne mukâbil ona ne kadar ibadet edersek edelim layıkıyla kul olamayız diye düşünmekle beraber bazen fedakarlığın bile yetmeyebileceğini söylemek isterim. Sadece fedakarlık mı? Bence fedakarlık yaptıktan sonra Allah'a tevekkül etme zamanı gelip çattığında Allah'a olan teslimiyet ve güven duygusunun bir an bile unutulmaması..

  • Mustafa Said Kara

    20.4.2025 01:03:50

    İman hizmeti noktasında bir atılım yapalım. Bir genel kıyam başlatalım. Ben varım.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı