Çünkü mevzumuz, gazetemizde ilk olarak 28 Temmuz 2018 tarihinde “Nur Postacısı” klişesiyle neşrine başlanan köşenin tâ kendisi. Köşede ilk yazı “Şakir Argın” imzasıyla çıktı.

Köşe hakkında ilk “resmî” bilgiyse birkaç gün sonra “Yeni Asya’dan Size”de verildi. Orada, 20-22 Temmuz 2018 günlerinde Barla’da (Isparta Eğirdir) yapılan “Yeni Asya Neşriyat satış mağazası temsilcileri toplantısı”nda alınan mevzuyla ilgili bir karar duyuruluyordu: 

“Gazetede, yayınlarımızı tanıtırken yaşanan ve şahit olunan şevke medar olacak hadiselerin paylaşılacağı ‘Nur Postacısı’ adlı bir köşenin açılması ve bu köşenin bütün temsilcilerimizin aktif katılımıyla sürdürülmesi [fikri] kabul gördü.” (30 Temmuz 2018)

Köşenin neşri devam ederken yine “Yeni Asya’dan Size”de (27 Ağustos 2018) bu köşeyi eksene alan hususî bir yazı yayımlandı. Yazıdan anlaşılan oydu ki köşenin isim babası—hayli zaman önce de bu ad altında birkaç yazı yazmış olan—Şakir Argın’dı! 

“NUR POSTACILARI”NIN KÖŞESİ

İlgili yazıda köşenin adıyla alâkalı olarak şu izahatta bulunuluyordu: 

“Neden ‘Nur Postacısı?..’ Üstad’ın Risale-i Nur eserlerini Barla’da te’lif etmeye başlamasından itibaren gelişen neşir hizmetinin o dönemdeki faal elemanları, yeni yazılan her bir risaleyi civar köylerdeki Nur Talebelerine ulaştıran Abdullah Çavuş gibi Nur postacıları idi. (...) Risaleler senelerce bu şekilde elden ele ulaştırılarak okundu, yazıldı, yayıldı...

“Şakir Argın, Nur postacılarının o dönemde yaptıkları hizmetin, şimdi Risale-i Nur’un medyadaki dili olan Yeni Asya’nın satış ve pazarlama elemanları tarafından devam ettirildiğini söylüyor [; ki bu] son derece doğru bir değerlendirme!

“Bir defa yayınevi olarak Risale-i Nur Külliyatı’nı basıp okurlara ulaştırmaya devam ediyoruz; gazetemiz, dergilerimiz, kitaplarımız ve diğer yayınlarımız da Risale-i Nur’daki Kur’ânî hakikatlerin şerh ve izahı mahiyetinde... Bu itibarla, gerek Külliyatı, gerek diğer yayınlarımızı insanlara ulaştırmak ve tanıtmak için çalışan arkadaşlarımız, bugünün Nur postacıları!

“Bu çalışmalar esnasında son derece orijinal ve şevke medar diyaloglar yaşandığını, çoğu zaman şifahen aktarılan anekdotlarda görüyoruz. Şimdi bu tür aktarımların, düzenli aralıklarla devamını arzu ettiğimiz ‘Nur Postacısı’ köşesinde paylaşılmasını rica ediyor ve bekliyoruz. Bu köşe tek bir yazara ait olmasın; bütün temsilcilerimiz, neşriyat gönüllülerimiz, fuarlarda veya gazete tanıtım çalışmalarında görev alan arkadaşlarımız, karşılaştıkları ve yaşadıkları güzellikleri bu köşede hepimizle paylaşsınlar!”

ŞAKİR ARGIN’DAN VECİZELER!

Notlarımıza göre, köşede bugüne kadar—Haziran 2019 itibarıyla—alfabetik sırayla Ahmet Kurnaz (Malatya), H. Muharrem Okur (İzmir), Sabri Önsoyluoğlu (Tokat), Servet Bilgin (Kütahya), Şakir Argın (İzmir) yazdılar. Ayrıca birisi “imzasız” (9 Şubat 2019) olmak üzere—26 adet yazı neşredildi ki bunların yarısından biraz fazlasını sadece (elbette ayrı ayrı) Bilgin (11 adet) ve Kurnaz (5 adet) kaleme aldılar! 

Yazarlarımız köşede hem—kimisi şahsî de olsa—“hizmet”e müteallik anekdotları aktarıyorlar, hem de tecrübelerini konuşturarak “neşriyat hizmetleri bakımından bugün ve yarın neler yapılabileceği” hususunda fikirlerini paylaşıyorlar... 

Ve şimdi de işbu yazıyı Şakir Argın’ın yazılarından derlediğimiz birkaç özdeyişle (vecize) kapatıyoruz: 

*“Her Nur Talebesinin ‘îman hakikatlerini müştaklara ulaştırmak’ gibi bir görevi var—bu bir ‘Nur postacılığı’dır.” 

*“Her Nur Talebesi bir ‘Nur postacısı’dır. Postacı kapıyı üç kere değil, görevi bitinceye kadar çalar!” 

*“‘Nur postacılığı’nın sınırı yoktur; zaman, mekân ve yaş sınırı tanımaksızın Nur Talebelerine hep görev düşmektedir...”