"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kur’an-ı Kerim’de sûre isimleri -5

Osman ZENGİN
13 Nisan 2023, Perşembe
71-) NÛH: İsminden de anlaşıldığı gibi, Hz. Nuh (as)ın hayatı ve kıssaları anlatıldığından, sûre, bu ismi almıştır.

72-) CİNN: Bu sûrede yine, ismiyle müsemma, Cinnlerden, onların Peygamber’imizi (asm) Mekke’deki cin mescidinde dinleyerek, Müslüman olduklarını anlatıyor.

73-) MUZZEMMİL: Peygamberimize (asm) ilk vahiy geldiğinde, örtünüp, sarıldığı hadiseden dolayı, “örtünüp, bürünen” mânâsına gelen “muzzemmil” kelimesi bu sûreye verilmiştir.

74-) MUDDESSİR: Bu sûrede aynı mânâda “örtüsüne bürünmüş” demektir. Bu iki sûrede de, doğrudan Peygamberimize (asm) hitab vardır. “Yâ eyyuhel muzzemmil, Yâ eyyuhel muddessir!” diye.

75-) KIYÂMET: Bu sûre de, kıyametten bahsettiği için, o ismi almıştır.

76-) İNSÂN: İlk âyetinde, insana hitab ederek başladığından, ismini oradan almıştır. “Dehr” sûresi olarak da söylenir.

77-) MURSELÂT: “Gönderilenler” mânâsındadır.

78-) NEBE’: “Amme” diye de söylenen bu sûrenin mânâsı “mühim haber” dir.

79-) NÂZİ’ÂT: ”Ruhları çekip alan melekler” demektir.

80-) ABESE: “Yüzünü ekşitti, buruşturdu” mânâsına gelen ilk kelimesinden almıştır. Bu sûrenin iniş sebebiyle alâkalı olarak şöyle bir hadise nakledilmiştir: Peygamberimiz (asm) Velîd, Ümeyye b. Halef, Utbe b. Rabîa gibi Kureyş’in ileri gelenlerine İslâm’ı anlattığı bir sırada âmâ olan Abdullah b. Ümmü Mektum (aynı zamanda, Bilâl-i Habeşî’den (ra) sonraki, ikinci müezzin) gelir ve onların konuştuklarını, gözleri görmediği için anlamadan, doğrudan Peygamberimize (asm) hitab ederek: “Yâ Resûlallah! Allah’ın sana öğrettiklerinden bana da öğret!” der. O esnada Peygamberimiz (asm) ona cevab vermez. Çünkü Kureyş’in bu ileri gelen kimseleri, zaten kendilerine hususî muamele edilmesini istiyorlardı. Peygamberimiz (asm) de, onları gücendirmek istemedi. Abdullah tekrar, aynı şekilde hitab edince, Peygamber (asm) elinde olmayarak yüz hatları değişti, “yüzünü ekşitti, buruşturdu”. Bu arada, onlar da, kalkıp gittiler. Biraz sonra bu âyetler nâzil oldu.

81-) TEKVÎR: Kıyamet anında güneşten bahsederek “dürüldü, sarıldı” mânâsına gelen bir kelimedir.

82-) İNFİTÂR: Yine, bu sûre de, kıyametin kopma anında gökyüzünün “yarılıp, parçalanması” mânâsına gelmektedir.

83-) MUTAFFİFÎN: “Ölçüde ve tartıda hîle yapanlar” demektir ki, İslâmın cemiyet hayatına, nasıl bir nizam verdiğinin delilidir.

84-) İNŞİKAK: Yine bu sûre de, kıyamet hâllerini anlatır. “Yarılıp, parçalanmak” demektir.

85-) BURÛC: Yine, kıyamet hâlleri anlatılır ve “burçlar” demektir.

Okunma Sayısı: 1867
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Süleyman Başaran

    14.4.2023 00:48:18

    Değerli Abim vermiş olduğun bilgiler için Allah razı olsun Hayırlı Ramazanlar Diliyorum Selamlar

  • Hüseyin

    13.4.2023 15:43:48

    Osman kardeş Allah razı olsun senden. Ben bazılarını biliyordum ama bazılarınıda bilmiyordum. Sayende öğrendik

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı