Sevgili ağabeyim; seni yazmaya nerden başlasam, bilemedim ki...
Bizler, dünyaya gözümüzü açtığımız günden bu yana seni hep önümüzde bir rehber, bir yol gösterici olarak gördük. Örnek kişiliğinle, okumaya ve eğitime verdiğin hassasiyet ve önemle hepimizin rol modeliydin…
Bizim çevremizde, yörede, civar köylerde, köyden şehre giderek okuduğunu hele hele üniversite sınavlarında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazanarak büyük bir başarıyla mezun olduğunu görenlere şu şekilde yol gösterdin: Demek ki köyde de olsa, istenirse okunabiliyormuş. Senin bu muazzam azmini ve başarını gören birçok kişi çocuğunu üniversiteye göndermeyi hedefledi ve okutmaya başladı. Çocuklarını okutmak, yüksek öğretim kurumlarına göndermek için gösterdikleri fedakarlıklarına şahit oldum. Tıpkı rahmetli babacığımın, köyden Kahta’ya seni okula -araç olmadığı zamanlarda- katır sırtından götürdüğü gibi. Sen, bu örnek davranışınla birçok kişinin ve bizim ufkumuzu açtın.
Bizler okuma çağına geldiğimizde, okumanın, eğitim görmenin yanı sıra maneviyatımızı güçlendirmenin zaruretini, hayata hazırlanırken aynı anda İslami ve imanî çerçevede bir yaşayış dizayn edilmesi ve ihlaslı insanlardan istifade edilmesi gerektiğini de senden öğrendik.
Yine senin sayende, hayatımızın her aşamasında bize ve insanlığa büyük bir rehber vasfındaki Risale-i Nurları tanıdık. Senin rehberliğinde, Risale-i Nurların medyadaki dili olan ve yazarı olduğun, daha sonra “İsmimin birlikte anılmasından şeref duyarım” diyeceğin Yeni Asya Gazetesi ile müşerref olduk.
Hayatta her konuda ve alanda bize öncü oldun, referanstın.
Bulunduğun her yerde ve her görevde, senden yardım isteyenlere, hiçbir ayrım yapmadan ve ivedi bir şekilde destek olduklarının memnuniyetine her şahit olduğumuzda göğsümüz kabarırdı, seninle gurur duyardık, bizler de memnuniyetin âlâsını yaşardık.
Gerek Polis Akademisi’nde gerekse Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ)’nde, tedris-i rahlenden geçen ve bugün değişik ve önemli görevlerde bulunan talebelerinle karşılaştıklarımızdan -kimliğimizi açıklamadığımız halde- sana ve eğitim anlayışına dair övgüler duymak, senin hayatta insanlara ne kadar fayda sağladığını bizlere bir kez daha gösteriyordu.
Sadece KSÜ’de, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Dekanlığın döneminde, hocalığının yanı sıra; İngilizce hazırlık sınıflarının açılmasına, Uluslararası Ticaret ve Lojistik Bölümü, Sosyal Hizmet Bölümü ve Sağlık Yönetimi Bölümü açılmalarına, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrenci almaya başlamasına, VII. Kamu Yönetimi Forumu düzenlenmesine, I.ve II. Bölgesel Sorunlar ve Türkiye Sempozyumları düzenlenmesine vs. şahit olduğumuzda da göğsümüz kabardı.
Ayrıca; World Police Encyclopedia’nın “Turkey” maddesinin (Dilip Das (Ed.), Routledge, New York & amp; London, 2006) yazarı olman ve Police Organisation and Legitimacy başlıklı kitabından dolayı, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından ödüllendirilmen de senin bilim dünyasından unutulmayacağının en büyük işaretlerindendir.
Üniversitedeki mesai arkadaşlarından hep güzel şeyler duymak da bizi son derece sevindiriyordu. Kahramanmaraş’ta STK’lardaki etkinliğin, ulusal ve uluslararası kongrelerdeki organizatörlüğün de bizi şereflendiriyordu sevgili ağabeyim.
Cenab-ı Hakk’ın sana bu dünyada bahşettiği 57 yıllık kısa ömründe her işini, “Hakk’a hizmet” anlayışı dahilinde yaptığının şahidiyiz.
Sen Yüce Mevla’mın dergâhına iltica etsen de sevgili anacığım ve babacığımla buluşmaya gitsen de dünyada amel defterinin açık tutulmasına vesile olacak eserlerinle insanlığa hizmete devam ediyorsun.
Toplam 16 yayımlanmış kitabından, 100’lerce makalen ve akademik çalışmandan binlerce öğrenci istifade etmeye devam ediyor. Sen rahat uyu ağabeyim.
Hastalığını birçok kişi duymadıysa da, vefatını duymayan kalmadı sevgili ağabeyim. Cenab-ı Hak, makamını Cennet eylesin. Peygamber efendimize (SAV) komşu etsin inşallah.