Marzıye makamı kulun Allah’tan ve Resulünden (asm) razı olarak onların rızasını ve hoşnutluğunu arayarak, başkalarına bakmayarak Allah’ın ve Resulünün (asm) ahlâkı üzere istikamette sebat etmesi sonucu Allah’ın kendisinden razı olduğu amellere devam etme makamıdır.
İmam-ı Rabbani (ra) “Din, ilim, amel ve ihlâstır.” buyurmuşlardır. Makamların en yücesini de Peygamberimizin (asm) sünnetine uygun yaşamak ve ahlâkına uymak ile amele devam etmek olduğunu belirtmiştir. Çünkü Allah kullarından imandan sonra “Salih amel” istemektedir. Salih amel ise Farzları yapıp haramlardan kaçmak ve Sünnet-i Seniyye üzere amele devam etmektir. Kişi Farzları yapıp haramlardan kaçarak, sünnet üzere amel ederse Allah’ın rahmetine ve ihsanına mazhar olur. Şayet “Esma-i Hüsna” aynasında “Tefekkür” üzere imanını inkişaf ettirmeye devam ederse ki bu da Risale-i Nurları mütefekkirane okuyarak “Esma-i Hüsna”nın tecellilerini kâinat aynasında görerek sırlarına vakıf olmakla mümkündür. Bu durumda iman taklitten tahkika yükselir. O mü’min de imanda kemale erer.
İman-ı tahkikinin de “İlme’l-Yakin” “Ayne’l-Yakin” ve “Hakka’l-Yakin” olmak üzere üç mertebesi ve her mertebenin de binlerce makamı vardır. Esma-i Hüsna’da terakki eden bir talebe önce bu isimleri “İlme’l-yakin” öğrenir. Sonra tecellilerini “Ayne’l-yakin” göz ile kainat aynasında ve kendi nefsinde müşahede etmeye başlar. Her bir mertebenin de yüzlerce makamı vardır. Bu da mütefekkirane “Âyetü’l-Kübra” ve “El-Hüccetü’z-Zehra” gibi risaleleri okumakla mümkün olur ve bu âlemler bu kitaplardaki hakikatlerin ve isimlerin anahtarları ile açılır. (Şuâlar, 2012, s.233, 264-265.) Böylece kişi Peygamberimizin (asm) “Bir saat tefekkür bir sene nafile ibadetten daha hayırlıdır.” (Keşfu’l-Hafa, 1:1004.) hadisinde belirtilen ibadet sevabını bir saat imanda tefekkür ile kazanacak mertebeye terakki eder. Allah da kulun bu halinden razı olur. Bu makama da nefsin “Marziye” makamı denir.
Kişi bu makamda imanda İlme’l-Yakinden Ayne’l-Yakin mertebesine terakki ederek Esma-i Hüsnânın tecellilerini kâinat aynasında görmeye başlar. İlme’l-Yakin ilim, yani bilme makamıdır. Ayne’l-Yakîn ise görme, yani müşahede etme makamıdır. Bu makamın da Esma-i Hüsna adedince mertebeleri vardır. Bu makama terakki eden bir talebe her ismin tecellisini kâinat aynasında görmeye başlar.
NEFİS MERTEBELERİ
MUSTAFA CAN