"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Conclave

Raşit Örenel
27 Eylül 2025, Cumartesi
Kardinaller meclisi, ölen ya da görevi bırakan papa yerine yenisini seçmek üzere toplanır. Kendi içinden seçim yapan başka meclisler gibi şûrayı hayata geçirerek iş yaparlar ve bu itibarla İslâmî olarak da uygun bir yol takip ederler. Lakin Conclave'ın şöyle bir farkı vardır: Kendi kardinaller heyeti içinden, yanılabileceği dolayısıyla da sorgulanabileceği peşinen kabul edilen her hangi bir kardinal, Papa olarak seçilip yemin ettiği anda, birden bire Hz. İsa’nın vekili olması sebebiyle, dün sıradan bir fânî olan kardinal, bugün dinî doktrine dair hususlarda yanılamaz, dolayısıyla bu alanlardaki kararları tartışılamaz bir “Papa”ya dönüşür. Bu insan tabiatıyla açıklanamaz fantastik bir durumdur.

Bir meclisin kararının tartışılmazlığının ötesindeki bu durum, dünyadaki demokratik müesseselerin hiç birinde karşımıza çıkmaz. Evet o meclisin koyduğu kural, kanun, kaide kesin olarak meriyettedir. İtirazlar da olsa netice değişmez; fakat o meclisin seçtiği kişi, başkan, cumhurbaşkanı; eğer içinden geldiği şahs-ı manevîyi doğrudan doğruya temsil etmesi isteniyorsa, seçilen ferdin yanılabilir olduğundan hareketle, temsil ettiği şahs-ı manevîyi hatalarıyla lekedar etmemesi için yetkileri ve hareket alanı, sadece sembolik bir seviyede kalmasını sağlayacak şekilde kısıtlanır.

Eğer bir başkan ya da idareci Conclave’ı da aşacak şekilde (ki Conclave Katolik doktrini açısından en azından kendi içinde tutarlıdır. Zira onlara göre Hz. İsa’da (haşa) uluhiyet vardır. Kilise Hz. İsa’nın (as) temsilcisi ve Papa da kilisenin lideri olduğu için o uluhiyetteki yanılmazlık en azından belli alanlarda Papa’ya kadar ulaşır.) sorumlu olmadığı sınırsız yetkilerle donanır ya da yetki alanı, bunu netice verecek şekilde muğlak bırakılırsa, “millî irade yaftası”nda olduğu gibi “Ben işbaşına seçimle geldiğim için millî irade benim” gibi çarpık ve neticesi itibariyle “diktatörlük” olan bir anlayışa yol açar ki bu, demokratik bile olmayan, teokratik mahiyetli Conclave’ın dogmatik tevkilinin dahi çok ötesinde bir durumdur. 

Tartışılmaz otoritesiyle maruf olan Fransa Kralı 14. Louise’de, “Devlet, benim!” (yani “devlet bana ait” bile değil; (doğrudan doğruya ben, devletin kendisiyim) ya da Faşizm’in banisi Mussolini de, “Hiç bir şey devletin dışında ve devlete rağmen değildir. Her şey devletin içinde ve devlet içindir,” şeklinde ifadesini bulan bu anlayış, demokrasiden çok başka bir şeydir. 

Siyasî bir lider kimliğiyle tüm icrayı elinde tutup; en sert tartışmalarda, muhatapları için en sert ifadeleri kullanan bir başkan, icraatındaki hatalar için eleştirildiğinde ya da girdiği tartışmalarda cevap aldığında, (cumhur)başkanlığının sembolik hüviyetinin zırhı ardına saklanıyorsa, burada da demokratik bir işleyişten söz edemeyiz.

Rus tipi başkanlık şeklinde bir diktatörlük anlayışının hiç umulmadık yerlere sızmasına karşı müteyakkız olunmalı. Bir meclis ya da kitle tarafından icraya seçilen birinin, geçici, sınırları belli yetkilerle donandığı; kendisini seçen şahs-ı manevînin bütün yetkilerini ve kendisine bir dokunulmazlık zırhı sağlayacak şekilde manevî bir temsiliyet kazanmadığı hiç unutulmamalı ve daima hatırlatılmalı. 

Hulefa-i Raşidîn’in dahi pozisyonu bu kapsamdadır. Hem “Aşere-i mübeşşere”den, hem Peygamber Efendimizin (asm) kayınpederi hem de emire’l-müminîn olan Hz. Ömer'in (ra) dahi sıradan bir insan tarafından, herkesin ortasında, iki karış kumaş için, “Sen beytü’l-male el uzatarak yolsuzluk mu yaptın?” diye sorgulanabilmesi, sorgulayanın başına hiç bir şey gelmemesi, “nebbaş, hain, terörist ve anarşist” gibi hakaretlere maruz kalmamasının, bize anlatacağı daha çok şey var.

Okunma Sayısı: 177
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı