Bu yolculuk mevsimlere uğrayarak geçer.

Her anın ayrı bir güzelliği ve acıları da vardır.

Şimdi yaz günlerindeyiz.

Bu günler bazılarına göre tatil günleridir.

Halbuki hayatın tatil anları yoktur.

Çünkü hayatın dakika ve saniyeleri devam ediyor.

Çiftçi, bahçe ve tarlasındadır.

Esnaf işinde ve aşındadır.

Her kıştan sonra bir bahar, her bahardan sonra kış günleri gelir.

Adeta insanlar adedince hayat halleri vardır.

Yaz günlerinde düğünler yaparız.

Yeni ve mutlu yuvaların temellerini atarlar aileler.

Yaz ayları, sıcak ve sıkıntılı günlerdir.

Kimi deniz kenarların da nefes almaya çalışır, kimi yaylalarda nefes alır.

Önemli olan, hayatın nasıl yaşandığıdır.

Meşrû daire her keyfe kâfi gelir.

Harama girmeye hiç lüzum yoktur.

Bu mevsimlerde manevî atmosferi yaşayan nice yavrularımız, Kur’ân talimleri ile Dünyalarını zenginleştirirler.

Nur Risaleleri yaylalarda zevk ile okunur.

Okuma programları yapılır ülkenin ve Dünyanın muhtelif mekânlarında.

Yaz günleri, insanın yaşayış biçimlerine benzer.

İnişleri ve yokuşları olur.

İnsanın ağıtları ve sevinçleri vardır.

“Hayat, musîbetler ve hastalıklar ile tasaffi eder, yeknesak istirahat döşeğinde ki hayat ademe gider” sözlerini hatırlıyoruz..

İnsanın hayatı istikametine bağlıdır.

Kazanma ve kaybetme ile her an karşı karşıyayız.

Bunun zamanı ve zemini yoktur.

Günde Dünyada iki yüz binden fazla insan hayata “merhaba” diyor.

Yüz elli bine yakın insan hayatını tamamlıyor.

Dünya bir manevra meydanını yaşıyor.

Yaz günleri bizleri gaflete sokmamalı.

Ebedî hayat burada kazanılıyor.

İnsan zayıf ve acizdir.

Her şey onu incitir ve müteessir eder.

Bir gününüz abdest ve namaz ile geçiyorsa üzülmeyiniz.

Yaz olmuş ve kış olmuş hiç fark etmez.

Gönlünüz, dâvâ ile irtibatlı ise, hayatın halleri sizleri rencide etmesin,

O zaman ne Dünyadan kaybettiklerinize üzülür ne de kazandığınıza sevinirsiniz.

İmanın ölçüsü budur.

Hayırlı günler.