"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu dar meşherden sonra daimî bir menzil var

Risale-i Nur'dan
11 Kasım 2021, Perşembe
Aziz arkadaş!

İman-ı billâh ile ahiret imanı arasındaki telâzuma geldik.  Hazır ol, dinle:

• Bir sultan, itaat edenlere mükâfat ve isyan edenlere de mücazat etmezse, saltanatı inhidama yüz çevirir. Ve keza, bir sultanın sağında lütuf ve merhamet ve solunda kahır ve terbiye lâzımdır. Mükâfat merhametin iktizasıdır, terbiye de mücazatı ister. Mükâfat ve mücazat menzilleri ahirettir.• Ve keza, yüksek bir hikmet ve adalet sahibi olan bir sultan, saltanatının şânını kusurdan saklamak üzere, Kendisine iltica edenleri taltif ve hâkimiyetinin haşmetini göstermek için, milletinin hukukunu muhafaza eder. Bu cihetlerin mühim bir kısmı ahirette olur.

• Ve keza, lebâleb dolu hazinelere mâlik ve sehavet-i mutlakaya sahip olan bir Sultan için, umumî ve daimî bir dâr-ı ziyafet lâzımdır ve ayrı ayrı ihtiyaç sahiplerinin devam ve bekalarını ister. Bu da ancak ahirette olur.

• Ve keza, bir cemal Sahibi, daima hüsün ve cemalini görmek ve göstermek ister. Bu ise ahiretin vücudunu ister. Çünkü daimî bir cemal, zâil ve muvakkat bir müştaka razı olmaz. Onun da devamını ister. Bu da ahireti ister.

• Ve keza, yardım isteyenlere yardım ve duâ edenlere cevap vermek hususunda, pek rahîmâne bir şefkat sahibi olan bir Sultan ki, edna bir mahlûkun edna bir isteğini derhal yapar, verir; elbette bütün mahlûkatın en büyük bir ihtiyacını kemal-i sühuletle yapar. Böyle umumî ve en mühim bir ihtiyaç, ancak ahirettir.

• Ve keza, icraatından, faaliyetinden anlaşılan pek harika bir ihtişam içinde bir saltanatı varken, milletinin içtimaları için yalnız dar bir misafirhane yapılmış. Daimî olarak milleti istiab edemez, daima dolar boşalır. Ve bir imtihan meydanı var; her vakit değişir, tebeddül eder. 

Ve Sultanın, bazı âsâr-ı sanatına ve ihsanatına bazı numuneler göstermek için, meclisleri var; zaman zaman tahavvül eder. Bu vaziyet, bu dar menzil ve meydan ve meşherden sonra daimî bir menzil, sabit saraylar, açık hazineler bulunup; ve sâkinleri sabit ve daimî kalacaklarına bilbedahe delâlet eder.

Mesnevî-i Nuriye, s. 51

LÛ­GAT­ÇE:

âsâr-ı sanat: Sanat eserleri.

bilbedahe: Açıktan, aşikâr olarak.

delâlet: Delil olma, gösterme.

edna: En aşağı, en basit, en küçük.

iman-ı billâh: Allah’a iman.

inhidam: Çökme, yıkılma, harap olma.

istiab: İçine alma, içine sığdırma, kapsama.

kemal-i sühulet: Kolaylığın son derecesi, tam bir kolaylık.

menzil: Yer, konak.

meşher: Teşhir yeri, sergi, gösterme yeri.

muvakkat: Geçici.

mücazat: Bir suça karşı verilen ceza.

müştak: Arzulu, fazla istekli, iştiyak gösteren.

sehavet-i mutlaka: Tam bir cömertlik, sonsuz bir el açıklığı.

telâzum: Birbirini gerektirme, birinin varlığının ötekini zorunlu kılması.

zâil: Sona eren, yok olan.

Okunma Sayısı: 1619
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    11.11.2021 09:33:49

    " Bir sultan, itaat edenlere mükâfat ve isyan edenlere de mücazat etmezse, saltanatı inhidama yüz çevirir. Ve keza, bir sultanın sağında lütuf ve merhamet ve solunda kahır ve terbiye lâzımdır. Mükâfat merhametin iktizasıdır, terbiye de mücazatı ister. Mükâfat ve mücazat menzilleri ahirettir." Bu dünyada dahi işin yapanla yapmayan aynı kefeye konulmuyor. Kurallara uyanlara medihler, çiğneyenlere ise ceza bekliyor. Aile, kurumlar ve devlet gibi her yapının kendine has kaideleri vardır. Bu kaideleri çiğneyenleri menfi neticeler bekler. Görülüyor ki bu cezalar tam caydırıcı ve herkesi kapsayıcı değildir. Yani her suçlu ceza almıyor. Her alan da yeteri kadar almıyor. O zaman bu aradaki farkın tahsil yerinin ahiret olduğunu üstadımız nazara veriyor vesselam...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı