"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Her gün uhrevî bir ticaretgâh

Risale-i Nur'dan
09 Haziran 2024, Pazar
(Yedinci Rica’dan)

...Altı cihetten gelen dehşet ve vahşet ve karanlık ve me’yusiyet içinde çırpındığım hengâmda, birden Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın semasında parlayan iman nurları imdada yetişti. O altı ciheti o kadar tenvir edip ışıklandırdı ki, gördüğüm o vahşetler ve karanlıklar yüz derece tezauf etseydi, yine o nur onlara karşı kâfi ve vâfi idi. Bütün o dehşetleri birer birer teselliye ve o vahşetleri birer birer ünsiyete çevirdi. Şöyle ki: 

İman, o vahşetli geçmiş zamanın mezar-ı ekber suretini yırtıp, ünsiyetli bir meclis-i münevver ve bir mecma-ı ahbap olduğunu biayne’l-yakîn, bihakka’l-yakîn gösterdi.

Hem iman, bir kabr-i ekber suretinde nazar-ı gaflete görünen gelecek zamanı, sevimli saadet saraylarında bir ziyafet-i Rahmaniye meclisi suretinde biilme’l-yakîn gösterdi.

Hem iman, nazar-ı gaflete bir tabut vaziyetinde görünen hâzır zamanı ve o hâzır günün tabutiyet şeklini kırıp, o hâzır gün uhrevî bir ticaretgâh dükkânı ve şaşaalı bir misafirhane-i Rahmanî suretinde bilmüşahede gösterdi.

Hem iman, nazar-ı gaflete ömür ağacının başında cenaze şeklinde görünen tek meyvesi cenaze olmadığını, belki ebedî bir hayata mazhar ve ebedî bir saadete namzet olan ruhumun, eskimiş yuvasından, yıldızlarda gezmek için çıktığını biilme’l-yakîn gösterdi.

Hem iman, kemiklerimle mebde-i hilkatimin toprağı, ayak altında ehemmiyetsiz mahvolmuş kemikler olmadığını, belki o toprak, rahmet kapısı ve Cennet salonunun bir perdesi olduğunu sırr-ı imanla gösterdi.

Hem iman, nazar-ı gafletle arkamda, hiçlikte, yokluk karanlığında yuvarlanan dünyanın vaziyetini sırr-ı Kur’ân’la gösterdi ki, o zâhirî zulümatta yuvarlanan dünya ise, vazifesi bitmiş, manasını ifade etmiş, neticelerini kendine bedel vücudda bırakmış bir kısım mektubat-ı Samedâniye ve sahaif-i nukuş-u Sübhaniye olduğunu gösterdi. Dünyanın mahiyeti ne olduğunu biilme’l-yakîn bildirdi.

Gençlik Rehberi, s. 69; Lem’alar, 26. Lem’a, 7. Rica

LÛ­GAT­ÇE:

biayne’l-yakîn: görür gibi kesin bilir şekilde.

bihakka’l-yakîn: yaşayıp bizzat tecrübe edercesine bir kesinlikle. 

biilme’l-yakîn: şüphesiz ve kesin bir ilimle bilme şeklinde.

hâzır: şimdiki.

mebde-i hilkat: yaratılışın başlangıcı.

meclis-i münevver: nurlu, aydınlık bir topluluk.

mecma-ı ahbap: dostların toplandığı yer.

mektubat-ı Samedâniye: her şey Kendisine muhtaç olduğu halde Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan Allah’ın yarattığı ve her biri birer mektup gibi mânâlar ifade eden varlıklar.

me’yusiyet: ümitsizlik.

mezar-ı ekber: çok büyük mezar.

sahaif-i nukuş-u Sübhaniye: kusur ve eksiklikten münezzeh olan Allah’ın yarattığı nakışlar sayfası. 

tezauf: artma, kat kat olma.

ticaretgâh: ticaret yeri.

uhrevî: ahirete ait.

ünsiyet: dostluk, yakınlık.

zulümat: zulmetler, karanlıklar.

Okunma Sayısı: 1280
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    9.6.2024 15:11:34

    "Hem iman, nazar-ı gafletle arkamda, hiçlikte, yokluk karanlığında yuvarlanan dünyanın vaziyetini sırr-ı Kur’ân’la gösterdi ki, o zâhirî zulümatta yuvarlanan dünya ise, vazifesi bitmiş, manasını ifade etmiş, neticelerini kendine bedel vücudda bırakmış bir kısım mektubat-ı Samedâniye ve sahaif-i nukuş-u Sübhaniye olduğunu gösterdi. Dünyanın mahiyeti ne olduğunu biilme’l-yakîn bildirdi." İmanın en yüksek hakikat olduğunu ispat eden pasajlar. Hakkıyla tefekkür etmek duasıyla...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı