Çok sevaplı, nice hayır ve mânevî kazançların olduğu Regâip Gecesi’ne ve mübarek üç aylara kavuşturan Cenâb-ı Hakk’a sonsuz hamd ve senâ olsun.
Zîra Bediüzzaman Hazretleri (ra) “Her hasenenin sevabı başka vakitte on ise Receb-i Şerif’te yüzden geçer, Şaban-ı Muazzama’da üç yüzden ziyade ve Ramazan-ı Mübarek’te bine çıkar ve Cum’a gecelerinde binlere ve Leyle-i Kadir’de otuz bine çıkar.” 1 buyurarak bu ayların çok sevaplı aylar olduğunu ifade etmiştir. Peygamber Efendimiz de (asm) “Recep Allah’ın ayıdır, Şaban benim ayımdır, Ramazan ise ümmetimin ayıdır.” 2 buyurarak bu ayların önemine değinmiştir.
Bu aylardan ilki Recep ayıdır. Recep ayının ilk Cum’a gecesi ise Regâip Gecesi’dir. Bu geceye Regâib Gecesi ismini ise melekler vermişlerdir. Regâib, Arapça bir kelime olup “reğa-be” kökünden ileri gelmektedir. “Reğabe”, kelime olarak, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (asm) bulunduğu bir sohbet meclisinde sahabelerden birine: “Sen Receb-i şerifin ilk Cum’a gecesinde gafil olma ki, melekler o geceye Regâip Gecesi demişlerdir. Zîrâ o gece, gecenin üçte biri geçtikten sonra göklerde ve yerde bir melek kalmaz, hepsi Kâbe-i muazzama ve etrafında toplanırlar. Cenâb-ı Allah onların bu toplanmalarına muttali’ olunca, onlara hitâben: “Ey meleklerim, dilediğinizi benden isteyiniz.” buyurur. Onlar: ‘Yâ Rabbi, istediğimiz, Recep ayında oruç tutanları mağfiret etmendir.’ deyip, isteklerini arz ederler. Cenâb-ı Allah: ‘Ben Recep ayında oruç tutanları mağfiret ettim buyurur.’”3 diyerek Recep ayının kıymetini ve Regâip Gecesi’nin kudsiyetini ifade etmiştir. Binaenaleyh bizler de bu kudsî gecede Cenâb-ı Hakk’ın rızasına, rahmet ve mağfiretine nâil olmaya çalışalım, nefis ve hissiyata uyup da bu kudsî geceden gafil olmayalım.
Bu gece öyle sıradan bir gece değildir. Çünkü bu gece duâların reddedilmediği mübarek bir gecedir. Çünkü Peygamber Efendimiz (asm) “Şu beş gecede yapılan duâ geri çevrilmez: Cum’a gecesi, Regâib Gecesi, Berat Gecesi, Ramazan Bayramı gecesi ve Kurban Bayramı gecesi.” 4 buyurmuşlardır.
Evet, bizler bu geceyi en güzel şekilde değerlendirmeye çalışalım. Çünkü en büyük sermayemiz olan ömrümüz tükeniyor. Hem her an ecel cellâdı başımızı kesmek için gelebilir. Bu sebeple, fânî olan ömrümüzü bâkî bir ömre çevirme gibi bir fırsatımız varken gafillerden olmayalım.
Bizi karşılayacak olan bu kudsî gecenin her dakikasını rahmet saati olarak bilelim ve bulunmaz bir hazine olarak telâkki edelim.
Peki, bu geceyi nasıl değerlendireceğiz? Bu gecede en faziletli şeylerle meşgul olmak lâzımdır. Evvelâ ibadetle ve zikirle geçirmeye çalışalım. Kaza namazımız varsa onları kılalım. Tamamına gücümüz yetemiyorsa hiç değilse birkaç günlük kaza namazı kılmaya gayret edelim. Kazası olmayanlar ise tesbih namazı, şükür namazı gibi nafile namaz kılabilirler. Kur’ân-ı Kerîm ya da Hizbü’l-Kur’ân okuyalım. Bilerek ya da bilmeyerek işlediğimiz bütün günahlarımıza tövbe ve istiğfar edelim. Ve tabi ki sürekli Cenâb-ı Hakk’a duâ ve niyazda bulunalım. Kudsî duâlar olan Cevşen, Celcelûtiye ve Münâcâtü’l-Kur’ân okuyarak yapmış olduğumuz şahsî duâların üzerine bu duâları da ekleyelim. Ayrıca zamanımız yettiği sürece Risâle-i Nur’dan da birkaç mes’ele okumaya çalışalım. Bediüzzaman Hazretleri (ra) “İnşâallah, Kur’ân’a ait mesâille iştigal, bir nevi mânevî mütefekkirâne Kur’ân okumak hükmündedir. Hem ibadet, hem ilim, hem marifet, hem tefekkür, hem kıraat-i Kur’ân mânâları Risâlelerin istinsah ve mütalâalarında vardır itikadındayız.” 5 buyurarak Risâle-i Nur okumanın ne derece önemli olduğunu belirtmiştir. Son olarak durumu müsait ve sıhhati yerinde olanlar Perşembe gününde oruç tutabilirler. Zîra “Kim Receb ayında, takva üzere bir gün oruç tutarsa, oruç tutulan günler dile gelip “Ya Rabbî! Onu mağfiret et” derler.” 6
Yazımıza duâ ile son verelim:
“Ya Rabbî! Sen bizlere Regâip Gecesi’ni ve bu mübarek üç ayları en güzel şekilde değerlendirmeyi nasip eyle. Yapacağımız ibadetleri ihlâsla yapmayı müyesser eyle. Okuyacağımız hatimleri, virdleri, ezkârları, yapacağımız duâları lütuf ve kereminle kabul eyle.
Ey tövbe eden kullarını seven Allah’ım! Tövbe ve istiğfarlarımızı rahmet ve mağfiretinle kabul eyle. Bizleri senden razı olan ve senin de razı olup Cennet’ül-Firdevs’ine dâhil olan kullarından olmayı nasip eyle. Allah’ım! Recep ve Şâban aylarını hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl, bizi Ramazan ayına ulaştır.”
Âmin, âmin, âmin…
Dipnotlar:
1- Şuâlar, Said Nursî. 2- Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, 1/423. 3- Abdulkâdir-i Geylâni, Gunyetü’t Tâlibin. 4- Beyhakî, Şu’ab’ul-Îman, Hadis No: 3558. 5- Barla Lâhikası, Said Nursî. 6- Safuri, Nüzhetü’l-mecalis, 1/144.