Çantada keklik’ deyimi, bir sahiplenme ürünü olarak ‘kurtulmuş görmek’ anlamı taşıyor.
Bu anlayış, özensiz bir yaklaşımı beraberinde getiriyor. Oysa ‘emanet’ kavramı daha naif ve daha kıymetli. İşin sırrı burada.
‘Çantada keklik’ anlayışı, ‘Benim çocuğumsun, söylediklerimi yapacaksın.’, baskılamasını netice veriyor. Bu da inceliği, nezaketi, saygıyı, anlama çabasını yok ediyor ve böylece bizce güzel olan değerlerden, bizim olan (!) evlâdımız uzaklaşmaya başlıyor. Biz de üzülüyoruz.
İlginç olan, ‘çantada keklik’ görülmeyenlere yoğun ilgi gösteriliyor, bu da keklik görülenleri kıskandırıyor. Onun için pek çok ebeveynin taşıdığı ve yaşadığı değerleri evlâdı taşımıyor. Ebeveyn, çocuğu üzerinde değer kabul ettiği şeyler hakkında yanlış duygular oluşmasına sebep oluyor.
İçe sinmeden, emirle yaptırılan işler, zorlama beklentiler o işlerden soğumayı netice veriyor.
Bir de, falancanın oğluysan/kızıysan ister istemez üzerinde bir beklenti oluşuyor. Oysa içine sinmemiş olan bir şeyi kabul etmek insana ağır geliyor. O şey ne kadar faydalı olursa olsun, özümsenmediği için ağır yük haline geliyor.
Peki, ne yapmak gerekiyor?
Şöyle düşünün, çocuğunuz olmayan birisinden bir şeyler yapmasını isteseydiniz, ne yapardınız? İşte çocuğunuza da onu yapın. Bu konuda onu da bir yabancı gibi görün. Bakın saygınız, hoş görünüz, sabrınız, nezaketiniz nasıl da değişecek.
Anlam yüklediğiniz, sevdiğiniz, saydığınız oranda kazanıyorsunuz, nasihatleriniz karşılık buluyor, daha anlamlı oluyorsunuz. Çocuklar sizin değildir, sizin olmasını istiyorsanız onları kazanmalısınız. Kazanmak için de çok çalışmalısınız. ‘Çantada keklik’ anlayışı, kazanmayı zorlaştırıyor.
Peygamberimiz (asm), kızı Hazret-i Fatma için, sen peygamber kızısın gibi bir ayrıcalıkta bulunmadı. ‘Seni Muhammed’in (asm) kızı olmak kurtarmayacaktır.’ inceliğiyle, kul olmasına katkı sağladı. Onu çantada keklik görmedi. Saydı, sevdi, eğitti, ondaki anlamı okudu ve karşılık buldu.
Çocuklar bizim değil, bizde emanettirler. Sahiplenmekte, ihmal var, örselemek var; oysa emanet daha kutsaldır. Çocuklarımız, imtihanlarımızdır.