"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Elinizden öper, ben burada devam ederim”

Sebahattin YAŞAR
15 Şubat 2021, Pazartesi
Risale-i Nur hizmetleriyle tanışmış olmak, yerine dünyevî başka hiçbir şeyin konulamayacağı bir büyük nimettir.

Yani inançlı insan için, düzenli ibadetlerini, okumalarını yapabilmesi, Allah’ıyla sağlıklı konuşabilmesi ve O’nu anlayabilmesi, kendini anlatabilmesi, O’nun emirlerine uyup, yasaklarından kaçınabilmesi ve anne babaya, akrabaya hürmet edebilmesi ve kul hakkı kavramının, öldükten sonra her şeyin hesabının verileceği şuurunun kazanılmasından daha önemli ne olabilir.

Bundandır ki, bizi Nurlar’la tanıştıran, alıştıran, sevdiren, sebat etmeyi, istişare etmeyi bir ahlâk olarak öğreten insanlara ne çok şey borçluyuz.

Anladığımız bir şey var ki, kim bir konuda ifrat ediyorsa, o kişi o konuda tefrit de edebilir. Öğrencilik yıllarımızda, Nur medreselerinde bizlere özellikle içtimaî, siyasî dersler yapan bazı ağabeyler, zamanla bize okudukları siyasî derslerin tam zıddı olan organizasyonların içine girmek durumunda kaldılar. Buradan biz, içtimaî, siyasî derslerin de yine ortak beslenme, istikamet edinme arenamız olan şahs-ı manevî ile şekillenmesi gerektiğini anlıyoruz. Ferdî yorum ve düşünceler, dönemsel belki parlak gözükebilir, ama uzun vadede şahs-ı manevî görüşlerine karşı sönüyor.

Bize, Risale-i Nurlar’ın içtimaî, siyasî ‘ahrar çizgisi’ni ders yapan, demokrasiyi, hürriyeti, adaleti esas alan düşünceleri paylaşanlar, zamanla şahs-ı maneviden uzaklaşınca, bu yorumlarının tam zıddı olan çizgilerde görülmeye başladılar. Savrulma denen şey de bu olsa gerek.

Güzel olan bir şey var ki, o insanlar bizim elimize bir hizmet pusulası vermişlerdi: “İnsan yanılabilir, ama şahs-ı manevî yanılmaz.” 

Anlatıldığına göre, Bediüzzaman, sadık talebesi Zübeyir Gündüzalp’e, ‘Zübeyir biz Nurlar’ı bıraksak başka bir mesleğe geçsek ne yaparsın?” der. Gündüzalp, tereddüt göstermeden, “Üstadım elinizi öper; siz gidin ben burada devam ederim derim.” diye cevap verir. Bu tam da satırdan beslenen bir dâvâ adamının, dâvâsına sadâkatinin yansıması cümleleridir. Biz de bize bu yolu öğretenlere, bu meşrebi sevdirenlere çok teşekkür borçluyuz. Allah hepsinden razı olsun, onları da, bizi de hak ve hakikatten, istikametten ayırmasın.

Okunma Sayısı: 2267
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Erdoğan Dinç

    15.2.2021 23:57:19

    Tebrikler! Allah razı olsun

  • Cenk Çalık

    15.2.2021 12:07:07

    Şahıs alim dahi olsa aldanabilir ve aldatabilir. Şahs-ı manevi aldanmaz ve aldatmaz. Şahıs reyinde isabet etse de sorumludur. Şahs-ı manevi reyinde isabet etmese de sorumlu değildir. Bu kadar kolay, yükümlülük getirmeyen kısa yolu tercih etmemek kar-ı akıl değildir. Mevzu bir buz parçası hükmende olan enaniyetini ve şahsiyetini şahs-ı manevi havuzunda eritebilmektir. Yani, ben değil biz olabilmektir vesselâm.

  • Osman Yıldırım

    15.2.2021 10:34:23

    Sayın Yaşar, Tebrikler çok önemli bir meseleye parmak bakmışsınız ifrat eden güngelir tecrit ediyor ama haddi vasat çizgide olan Yeni Asyanın şahsı manevisi ne ifrat nede tecrit ediyor vasat çizgide devam ediyor elhamdülillah.Cenab ı hak bizi bu çizgide daim ve kaim eylesin inşallah. Selam ve .muhabbetler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı