"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘Hayret’ hissini kaybetmek ne acı!

Sebahattin YAŞAR
14 Eylül 2019, Cumartesi
Alışmak, korkutuyor insanı, alışınca da ayrılmak.

Onun için ‘alışmak sevmekten daha zor’ diyorlar. Alışınca benimsiyor, sahipleniyor, hürriyetini kısıtlıyor insan. Kediye, köpeğe alışanları görmüyor musunuz? Zavallı kediler artık kedi gibi değil, köpekler de öyle. Olması gerektiği gibi ve olması gereken yerde değiller. Farenin kedi için bir anlam ifade etmemesi korkunç bir durum değil mi? Alışamadığı evlâdını terk ediyor insan da, alıştığı köpeği terk etmiyor. Evlâadının, kendisine ve bir başkasına alışmasını, bağımlı yaşamasını istemiyor insan. Yaratıcı dahi insanı Kendine alıştırmıyor. Kulluk sınırları içerisinde şahane bir hürriyet veriyor.

Alışmanın hastalıklı bir zevki var. Alışmakta yorulmak yok, zahmet yok, araştırmak, incelemek, soruşturmak, mukayese etmek, kritik etmek, muhasebe etmek, müzakere etmek yok. Cehaletle bildiğini, tartışmadan yaşamak var.

Yeni doğan mu’cize, çekip giden hayatlar, sayfa sayfa değişen mevsimler, dinlenmek için ay ışığı ile süslü gece, güneşi olan gündüz ve daha neler neler hepsi, olağanüstü haller. Hayret hissi bilmekte gizli. Bilmeyen hayret etmez.

‘Ölüm, gözümüzün önünde cereyan ediyor, adam nefes alıyor ve sonra veriyor, çocuk ayakları üzerinde yürüyor, göz görüyor, dil konuşuyor ne muhteşem şeyler bunlar’ diye kimse dönüp bakmıyor. Olağanüstülükleri adiyattan görüyor. Acı bir körlük bu.

Neden öpmüyoruz annemizin elini? Neden yardım etmiyoruz pazardan dönen teyzeye? Neden artık eskisi kadar ağlayanımız yok? Neden gülemiyoruz çocuklarla birlikte? Anlaşılan birçok şeylere ‘alışmışız’. Günahlar köreltmiş gönül gözlerimizi. Bakar körlük bu olsa gerek.

Her şeye önyargısız bakmaya, duyguyu çözümleyen kulaklara, bir kez daha düşünen akıllara ihtiyacımız var. Nefes almaya, el uzatmaya, ayağa kalkmaya, cümle kurmaya, gülümsemeye, ağlamaya alışıvermeseydik keşke.

Hayatı bildiklerinden ibaret saymak, hayret hissini kaybetmek ne kadar da tehlikeli. Hayretinden secdeye kapanmak nerede kaldı? Biliyorum zannı insanı, akıllı hayvan haline getiriyor. 

Bu hal, insana hiç yakışmıyor.

Okunma Sayısı: 1604
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah Tunç

    14.9.2019 09:20:15

    2-Şimdi de Yirmi Yedinci Sözde geçen ülfetle ilgili bölümü aktaralım. " Halbuki,o infilak ve inkilabdan sınra, git gide letaif uykuya ve havas o hakaik noktasında gaflete düşüp,o kelimat-ı mübareke, meyveler gibi,git gide ÜLFFET perdesiyle letafetini ve teravetini kaybeder.Adeta sathilik havasıyla kuruyor gibi,az bir yaşlılık kalıyo ki, -kuvvetli, tefekküri bir ameliyatla ancak evvel ki hali iade edilebilir.Burada açıkça görülüyor ki ülfet hakikata perdedir.Mevcüdatın derinliklerinde gizli manaların anlaşıl masına engeldir.Sayısız ilahi nimetlerin idrakına manidir.Ülfette,sathilik,yüzeysellik,lakaytlık gibi manaları da içeriyor.Üstadımız,yüzeysellik elim bir hastalıktır diyor.Her neyse,bu çok önemli konunun enine boyuna incelenmesi gerekiyor.

  • Abdullah Tunç

    14.9.2019 09:02:54

    1-Bu fevkalade önemli bir makaledir.Ve bütün insanları ilgilendiriyor.Çünkü insanların fikir ve düşünce dünyaları ile, iç alemleriyle,bakış açıları ile itikat ları ile ilgilidir.Bu konunun temelinde ülfet kavramı vardır.Ülfet;alışkanlık,alı şma,adet,adiyat anlamlarını taşıyor.Bakın On Üçüncü sözde ülfetle ilgil Üstadımız ne diyor; " Kur'an-ı Mu'cizü-l-Beyan,bütün kainattaki adiyat namıyla yad olunan,harikulade ve birer mücize-i kudret olan mevcudat üstündeki adet ve ÜLFET perdesini keskin beyanatiyle yırtıp o hakaik-i acibeyi zişuura açıp, nazar-ı ibretlerini celb edip, ukule tükenmez bir hazine-i ulum açar."

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı