‘Meyveli ağaç…’ der demez, hemen ‘taş’ hatırınıza geliverir. Yani, bugüne kadar meyveli ağaçları hep ‘taç’lamışlar, pardon ‘taş’lamışlar. Zihin kayıtlarımıza böyle geçmiş. Meyveli iseniz, ‘taş’lanmayı kabulleneceksiniz. Bu tarih boyunca da böyle olmuş. Sahi insanlığın önderi Hazret-i Peygamber de (asm), iki dünya hayatını kurtarmaya gittiği insanlar tarafından ‘taş’lanmamış mıydı? İnsanlık peygamberleri bile ‘taş’lamış.
Bir buluş yapacaksınız, farklı bir mecra açacaksınız, herkesin gittiği yoldan gitmeyeceksiniz ve sizi toplum ‘taç’landıracak, var mı böyle bir şey? Hele bir de toplumun genel alışkanlığının dışında bir şeyler yapmışsanız, vay halinize. Durumu da, ‘Meyveli ağaç taşlanır.’ diyerek de yumuşatmışlar.
Sokağa çıkma kısıtlı günlerimizden birindeydik. Evimizin hemen yanındaki parkta, çocuklar evde ziyadesiyle sıkılmış olacak ki, çıkmış oynuyorlar. Tabiî parka da zamanında bir iki tane meyveli ağaç dikmişler. Ehh, olacaklar belli artık. Dört beş yabani erik hatırına o zavallı ağacın başına gelmeyen kalmamış. Gerçi parka da meyveli ağaç dikilir mi canım? O da ayrı bir konu. Yasaklı çocuklar, ağaca yapacaklarını yaptılar zaten. O esnada ara ki bir görevli bulasın.
Başka memleketler, ‘meyveli ağaçları ‘taç’larken, biz de bu durum ‘taş’lanır anlaşılmış galiba. Onun için ülkesine hizmet eden seçilmiş başbakanları bile meyveli diye asmışız zamanında. Parktaki o zavallı meyveli ağaç, göz göre göre dört beş yaramaz çocuğun hücumuna uğradı güpegündüz ve o güzelim dallarından pek çoğu kırıldı. Böyle bir zihniyet elbette meseleyi sadece meyveli ağaçlarda bırakmaz. Farklı düşünen, yeni bir şeyler keşfeden, başkasında olmayan bir takım farklı şeylere sahip olan herkesin elbette başına ‘taç’lar koyacaklar değil ya, başına ‘taş’lar koyarlar. Meyveli isen kaderin bu.
Said Nursî’yi, şimdi daha iyi anlıyorum; gençliğin imanını kurtarmak yolunda dünyasını da feda etmiş ahiretini de. Sonra ne mi olmuş? Başına ‘taç’ koyacaklar değil ya? Parkın yaramazları gibi, ‘Meyveli ağacı taşlamışlar.’
Sadece Said Nursî’yi mi? Yok yok, meyveli kim varsa? Meyvesini almak için, bedenini ortadan kaldırmak ne garip bir durum değil mi?
Ne mutlu ki, o ‘taş’lananların eserleri şimdi gençliği imanla ‘taç’landırıyor.