"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘Minareli Cami’ buluşma noktası olmuş

Sebahattin YAŞAR
04 Mart 2023, Cumartesi
“Müslümanlar açısından Viyana’nın güzel taraflarından birisi, pek çok Müslüman ülkeden vatandaşların bulunmasıdır. Burada özellikle Müslümanlar arasında minareli camii diye isimlendirilen camii, İslam Kültür Merkezi olarak biliniyor. Müslümanlar açısından bir uğrak yeri gibi .”

Avusturya Okuma Programı Notları - SEBAHATTİN YAŞAR - 3

Yeni Asya meşrebine sahip çıkılmalıdır

rkadaşlarla olan ikili ve yolculuk konuşmalarımızda gündeme gelen bir önemli konu da, taklit içeren başka meşreplerin tarzı ve usulü değil de, bilhassa Yeni Asya meşrebinin hizmet tarzının muhafaza edilmesi gerektiği ifade edildi. ‘Her meşrebin hizmette doldurduğu bir boşluk var. Bu boşluk bir başka meşrebin de yapamayacağı bir niteliktedir. Yeni Asya meşrebinin hak ve hakikati hiçbir siyasi, dünyevi, uhrevi, şahsi, cemaati menfaate girmeden, pek çok eza ve cefaya, hukuksuzluğa, adaletsizliğe rağmen hakkı, matbuat lisanıyla haykırması yeri başka şekilde doldurulamayacak bir hizmet tarzıdır. Bu hizmet tarzının gençlerimize de aktarılması ve heyecanlarını bu hizmet alanında kullanmalarının yolu, onların bu hizmeti tanımaları, dahil edilmeleri şeklinde olacaktır’ denildi.

Bu çerçevede özellikle gençlerin daha planlı okuma programları içerisine alınarak, gerek Anadolu’daki şehirlerimizde, gerekse Avrupa’nın başka ülkelerindeki gençlik okuma programlarına dahil edilmeleri, böylece cemaatle tanışma, entegre olma ve şahs-ı manevi birlikteliğinin sağlanması gibi neticeler elde edilecektir. Bu noktada Fransa’da Paris ve Almanya’da Ahlen gibi hizmet merkezleriyle birlikte programlar yapılmasının önemli olduğuna vurgu yapıldı.

Doğru İslam ve İslam’a layık doğruluğu yaşayarak takdim etmeli

Bediüzzaman Hazretlerinin, “Eğer biz, doğru İslamiyet’i ve İslamiyet’e layık doğruluğu ve istikameti göstersek, bundan sonra onlardan fevc fevc dahil olacaklardır.” sözü gereğince, Müslümanların İslam’ı başkalarına tebliği, önce onun güzelliklerini nefislerinde yaşamak şeklinde olacaktır. Yani İslam’a ayine olmak Müslümanların öncelikli vazifeleridir.

Nitekim burada yaşayan pek çok Müslüman kardeşlerimizin örnek fert ve aile hayatları, komşuluk ilişkileri; gayr-i müslim komşuları, iş arkadaşları ve alışverişte oldukları insanlar tarafından takdir görmekte ve İslami hayat tarzının diğer alanlardaki neticeleri merak konusu olmaktadır. 

Nur talebelerinin etkileyici yolculuk hikayeleri

Viyana’daki kardeşlerimizin ders davetleri üzerine Viyana yollarındayız. Grünburg’tan Viyana’ya ders amaçlı özel araçla yolculuğumuz esnasında çok güzel konular konuşuldu. Pek çok hizmet yolculuklarında kardeşlerin yaşadıkları hatıralar gündeme geldi. Biz de Genç Hikayeler’den ilhamla, neden bu nur talebelerinin yolculuk hikayeleri bir kitapta yer almasın diyerek, kardeşlerin bu hikayeleri yazmalarını temenni ettik. Gerçekten dinlendiğinde bu iman ve Kur’an hizmetlerinin kişi dünyasında ne derin izlerinin olduğu ve bu hatıraların nasıl insanın geleceğini şekillendirdiği paylaşıldı. Kim bilir, Zübeyir ağabey üzerinde çalışan İsmail kardeşimiz, aynı zamanda bu hizmet yollarında hatıraları da kaleme alabilir. Neden olmasın, biz de dualar edelim.

Viyana’da pek çok Osmanlı izi var

Viyana şehri, dünyanın sayılı, güzel başkentlerinden birisi. Burasının bilindiği üzere Osmanlılarla da hatırası var. Tarihinde iki kez Viyana kuşatması yaşanmış. Bu Viyana’daki sanat eserlerinde de görünür hale getirilmiş. Viyana’nın bir anlamda bir buluşma mekanı olan Aziz Stephan Kadetrali’nin dış cephesinde canlandırılmış sanat eserinde Osmanlılar ile yani hilal ile haçın çarpışması ve haçın hilale galibiyeti sembolize edilmiş. Ama 1960’lı yıllara kadar da bu katedralin en yüksek çan kulesinde bir askerin sürekli gözetleme yaptığı ve bu uygulamanın da Osmanlı askerleri geldiğinde erken haber verilmesine dayandığı ifade ediliyor. 

Viyana’da minareli camii var

Müslümanlar açısından Viyana’nın güzel taraflarından birisi, pek çok Müslüman ülkeden vatandaşların bulunmasıdır. Burada özellikle Müslümanlar arasında minareli camii diye isimlendirilen camii, İslam Kültür Merkezi olarak biliniyor. Müslümanlar açısından bir uğrak yeri gibi duruyor. Camii 1969 yılında inşaatına başlanmış ama 1979 yılında tamamlanmış. Burada Suudi Kral Faysal’ın 1975 yılında maddi ihtiyaçlarını karşılaması ile inşaatın tamamlanması hızlanmış. İslam Kültür Merkezi kütüphane, konferans salonları gibi pek çok kültürel ihtiyaçların karşılandığı bir külliye hüviyetinde. Özellikle kütüphanesine girdiğimizde çalışma masaları ve oldukça zengin ve daha çok Arapça İslami kaynakların olduğu dikkat çekiyordu. Bizim dikkatimizi de Risale-i Nur eserlerinden Arapça baskılı, Sözler, Lem’alar gibi eserlerin kütüphanede bulunması çekti. Bu merkezde İslami kültür ve sanat etkinlikleri de zaman zaman icra edildiği ifade edildi.

Bu İslami Kültür Merkezi, Avusturyalılar arasında özellikle İslam’a ilgi duyanların uğradığı bir mekan olarak dikkat çekiyor. İbrahim Burak kardeşimizin ifadelerine göre, bu Avusturyalılar bir şeyi kabul edince, ‘ya hep ya hiç’ mantığı ile İslam’ı kabul ettiyse bütün gereklerini, inceliklerine kadar yerine getirmek istediklerini ifade etti. Böylece İslam’ı kabul eden bayansa, kıyafet olarak İslam’ın çarşafı uygun gördüğünü düşünerek, çarşafı tercih ettiklerini paylaşmıştı. Doğrusu minareli cami olarak ziyaret ettiğimiz Allah’ın evinde oldukça huzurlu bir hava hissettik.

Atalarımızın hatıralarını yad ediyoruz

Viyana’ya ulaştığımızda İslam Kültür Merkezi’nden sonra, uğradığımız mekanlardan birisi, Osmanlı’nın kuşatmada karargah kurduğu mekanlardı. Epey bir tırmanıştan sonra şehre hakim bir pozisyonda bulunan mekanda şehri temaşa edemedik. Çünkü hava sisli idi. Biz de burada bir kahve içerek atalarımızın burada yaşadığı hatıralarını farklı duygular içerisinde yad etmiş olduk.

Viyana’da bizleri şevkli nur talebeleri karşıladı

Viyana Yeni Asya Nur talebelerinden kardeşlerimizin daveti üzerine onların umumi derslerine Grünburg’tan dört arkadaşla birlikte katıldık. Burada Risale-i Nur’da tesanüd dersini okuduk. Tesanüdün faydaları olarak bakıldığında Müslümanların güç birliği, muvaffakiyet sırları, her bir nur talebesine seksen senelik bir ömr-ü maneviyi kazandırması, tesanütte sahabelerin meşreb-i hılletleri ve meslek-i uhuvvetleri bulunduğu ve avam-ı mü’minin için de böyle bir dayanışma içinde cemaatin varlığının onları dalalete ve sefahate meyletmelerinin önüne engel oluşturacağı ifade edildi.

Viyana’da Risale-i Nur sohbetine katılan kardeşlerden biri de, bizim İstanbul-Viyana yolculuğumuz esnasında tanıştığımız Muhammed Rıfat kardeşimizdi. Muhammed Rıfat buradaki kardeşlerimizle de tanıştı ve bundan böyle sohbetlere katılabileceğini ifade etti.

Doğrusu Viyana’daki kardeşlerimizin arasındaki ihlas ve samimiyet ve muhabbet ve uhuvvet yansımaları görülmeye değerdi. Kendi meşveret sistemlerini kurmuşlar ve işlerini meşveretle yapmaya devam ediyorlar. Doğrusu Yeni Asya gazetesini takipleri, e-gazeteye abone olmaları onları cemaate daha bir sadakatle bağlı hale getirmiş. 

Okuma programımızın değerlendirmesini yapıyoruz

Yeniden ders sonrası Viyana’dan Grünburg’a dönüyoruz. Ertesi gün programımız niyayete eriyordu. Bir programın daha sonuna geldik. Her okuma programı bitişinde bir farklı iklimden daha çıktığımızı hissediyoruz içimizde. Böylece bir programın daha aklımıza, kalbimize, ruhumuza ve sair duygularımıza, latifelerimize rızık olmasını halen, fiilen yaşadık. 

Programın son gününde hem bayanlar kendi aralarında hem de erkekler kendi aralarında nur medresesinde bir yemekte bir araya gelerek programın kapanış programını yad ediyoruz. Programdaki aksaklıkları, yapılan derslerin tesiratını, oluşan kardeşlik bağlarının tamiratını bir bir konuşuyoruz. Okuma programlarından memnun kalmayan kimse olmuyor. Programlar çok yönlü meyveler veriyor. Hatta bir kardeşimizin derslerle ilgili, “Doğrusu ben daha çok imani dersler beklerken, ele alınan tesanüd, meşveret, ihtiyat gibi konuların, ihlasın, uhuvvetin, muhabbetin tesisinde ve hizmetlerin sürekliliğinin sağlanmasında imani bahisleri de muhafaza eden konular olabileceğini hiç düşünmemiştim.” demesi, yapılan derslerin nasıl bir boşluğu doldurduğunu ifade ediyordu.

Ama gurbette böyle bir programın yapılması, oralarda İslam’ın bayrağının dalgalandırılması ve hakikatlere sahip çıkılması elbette daha bir derinlikli anlam taşıyor. Bu vesileyle Avusturya okuma programı üzerinden yurt dışındaki bu tür hizmetleri sürdüren bütün abla, ağabey ve kardeşlerimize yürekten tebriklerimizi sunuyor, iman ve Kur’an hizmetlerinde muvaffakiyetler diliyoruz.

Bir program deyip geçmemek gerekiyor. Bir program bir manevi dalgalanma gibi onlarca, yüzlerce kişi ve o kişilerin etrafında onlarca, yüzlerce aile, tanıdıklar, ortamlarda bu konuların gündem olması, sınıflarda öğrencilere bu hatıraları paylaşılması gibi noktalar düşünüldüğünde, binleri, on binleri bulan bir etkileşimin içinde buluyor insan kendini. Tabii bir de işin maneviyat boyutu, mele-i alanın sakinlerini, melekleri, cin taifesini, ruhaniyatı düşündüğümüzde büyük bir manevi tesiratın içinde buluruz kendimizi.

Bu tür okuma programlarında emeği geçen genç, yaşlı, bay, bayan bütün kardeşlerimizden Allah ebeden razı olsun ve hepsini iki dünya saadetine kavuştursun inşallah.

Yeni okuma programlarından yeniden nasiplenme dualarıyla, hepiniz muhabbetle kalın efendim.

-SON-

Okunma Sayısı: 3376
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah

    4.3.2023 11:49:18

    "Sonra buna da dikkat et: Sebeb-i terakkîsi, her şeyi geç almak ve geç de bırakmak ve metanet etmek şe'ninde olan burudet-i memleket ve mekân ve meskenin darlığı.." "İbrahim Burak kardeşimizin ifadelerine göre, bu Avusturyalılar bir şeyi kabul edince, ‘ya hep ya hiç’ mantığı ile İslam’ı kabul ettiyse bütün gereklerini, inceliklerine kadar yerine getirmek.."

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı