"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

12 Eylül hükümetleri, gençliğimizi imandan nasıl kopardılar?

Şükrü BULUT
28 Temmuz 2025, Pazartesi
İddialı, isbata muhtaç, geniş ve mesuliyetli başlığımız, hakikatlere kuşbakışı bakabilmeyi gerektiriyor.

İddialarımızı kısa cümlelere yükleyip; manaları da bilmecburiye yoğunlaştıracağız. Okuyucularımızın o geniş müsamahasında, inşaallah şikâyetler görünmez olurlar.

Küresel Sosyal Marksistlerin; Neoconların ve Kemalistlerin desteğiyle gerçekleştirdikleri ihtilâlden ve devam eden süreçteki icraatların bekçileri olan hükümetlerden bahsediyoruz… Ulusu/Özal, ANAP, Doğru Yol/Sol, Refah-Yol, ANASOL-D ve AKP hükümetlerinin içinde 12 Eylül’ü kimlik olarak benimsemiş ve projelerine can ü gönülden çalışanların ANAP ile AKP olduğunu hepimiz biliyoruz. Zihinler adaletsiz bulmasınlar diye, sürecin tamamını başlığımıza seçtik. 

Türk milletine bu dehşetli ihtilâli reva gören global Marksistlerin kendilerine “Neoliberal” demeleri, iğfalde dini ve milliyeti kullanmaları, dindarları ve milliyetçileri siyaset vitrinine çıkarmaları ve dinî cemaatleri korku/rüşvet ile yanlarına toplamaları, halkımızın bu uzun soluklu ihtilâli anlamasını engellediğinden, en dinsizce değişimler bu ortamlarda gerçekleştirilmişti. Hürriyet perdesinde din ve milliyet aleyhine yapılmış tahribatların onda birisini CHP yapmış olsaydı, 1950’de olduğu gibi millî iradeyi karşısında bulur ve sahneyi terk ederlerdi, Marksist liberaller… Millete zorbalığı “yumuşak güç” üslubuyla, rüşvetçi hocaların öne çıkarılmalarıyla, ihtilâl öncesinde mütevazı meskenlerde, hasır üzerinde dine hizmet ederlerken; ihtilâlden sonra lüks tefriş edilmiş külliyelerde hizmet eden cemaatlerle oluşturulan havaya aldanmamak için çok kuvvetli basiretler lâzımmış. 

İhtilâlcilerin hazırladıkları müstebit anayasa ile millete seçtirilen dindar başbakanlar ve bakanlar da milleti kandırmaya yetmişti. 12 Eylül’den önce Siyasal İslâm’ı temsil eden Konya belediye başkanı, ırkçı Dündar Taşer’in oğlu ve her nefesinde dini kullanan Hasan Celal’ler, Pakdemirli’ler, Aksu’lar, Dinçer’ler ve Cemil Çiçek’ler... İhtilâl öncesinde, halkın sevgisine mazhar olanları Neoliberaller vitrinlerine yerleştirmişlerdi. Ve 2002’den sonra bu tempo hızlanacak, dindarlık konsantresi arttırılacak ve Sosyal Marksistlerle MSP’nin çocukları anlaşacaklardı.

ANAP ile AKP’nin millete teorik propagandasını yaptırdıkları elli tane kararın, zaman içinde İslâmiyet aleyhine kullanıldığını her araştırmacı bulabilir. Bunu, din derslerinin okullardaki zorunluluğuyla başlatıp, ortaöğretimde seçmeli Kur’ân derslerine kadar getirebiliriz. Ve AKP’nin millete dayattığı İmam Hatip okulları meselesi. Millî Eğitim’in müfredatını, hallaç pamuğu gibi, sosyal Marksizm istikametinde dağıtanların; bakanlığın müfredatında, eğitim usullerinde, özel okul yönetmeliklerinde din ve milliyet zararına gizlice icraya soktukları meselelerden milletimiz, hâlâ haberdar değildir.

Kemalizm’i komünizmden ayıran önemli hususların başında münâfıklık gelir. Diyebiliriz ki, ANAP ile AKP’nin dindar kadroları, eğitimimizdeki münâfıkça Marksist/Kemalist tatbikatları, kimlikleriyle milletten gizlemeyi başardılar. Burada “özel okullar” meselesine girmemiz gerekiyor. Kemalizm’in klasik baskıcılığıyla mücadele ediliyormuşçasına Bolşeviklerin ve masonların ülkemizde yüzlerce okul açmaları da Neoliberallerin dindarlara küçük rüşvetleriyle gerçekleşmişti. İstanbul’da ve Ankara’da başlayarak zincir haline gelip Anadolu’yu da katarlarına ekleyenlerin, ülkemizin en zeki çocuklarını, Bakanlığın uyduruk eleme imtihanlarıyla global cereyanlara aktardıklarını –maalesef– çok sonradan öğrendik. İmtihanlarda en yüksek puanlıları okullarında okutanların, bu masraflarının bedelini global fonlardan aldıklarını, öğrencilerini imtihana hazırlayan öğretmenler bile bilmiyorlardı. Başlı başına araştırılması gereken konular…

Çocuklarımızı dinden koparırken ANAP ile AKP, iki argümanı birlikte kullanıyorlardı: Cemaatler ötekileştirilerek ya Kemalizm’e mutlak itaat edeceklerdi veya resmî makamlarca şeytanlaştırılacaklardı. Cami, cemaat, şuurlu insanlar, dindar çevreler; çocuklarımıza öyle menfî anlatıldı ki… Cemaatlerden hâlâ kaçmaya devam ediyorlar… Kemalizm’in mengenesinde soluksuz yetişmiş ebeveynleri İslâm’ı ve imanı bilmiyorlarsa, çocukları nereden öğreneceklerdi, bu önemli bir soru.

İhtilâlciler Özal’ı, Neoliberallerce Dünya Bankası’nda yetiştirildiği için öne çıkarmadılar… İskenderpaşa Cemaati’ne yakınlığıyla biliniyordu Özal. Başbakanların, cumhurbaşkanlarının, bakanların hatta yüksek bürokrasinin dindar görünmeleri;  Türkiye’nin eğitim programını, Neoliberallerin elli senelik projesinden dışarıya çıkaramadı… Bakanların Nurcu, tarikatçı, milliyetçi ve mukaddesatçı olmaları, münâfık Sosyal Marksistlerin/Kemalistlerin tahriplerine yardımdan öteye geçmedi…

Okunma Sayısı: 1646
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah

    30.7.2025 06:54:57

    Enes kardeşim Fetullah öldü. Fikri de beraberinde öldü. Bir diri ile bir ölüyü konuşalım. Etdoğan iktidar makamında. M. Kemale özenmiş tek adam. Hukukun da üstünde. Bir emekli on beş bin lira almış. Fiyatlar Avrupa’dan çok pahalı. Milletin malını zalim gavurlara peşkeş çekiyor. Zulmü devam ediyor. Memleket dağı taşıyla yanıyor. Kalkmışsın üstadı anlamadığımı iddia ediyorsun. Fetullah bahanesiyle burada akp resitali çekiyorsun, okuyucuya. İnsaf be kardeşim, insaf.

  • Enes

    29.7.2025 12:31:11

    Siyaset ile cemaat arasındaki farkı anlatmaya gerek var mı? Her 4 senede bir Erdoğan yaptığı işlerin hesabını sandıkta veriyor, boyunun ölçisinü alıyor. Ömür boyu yapısının başında bulunan gülen hangi gün kime hesap verdi? Yaptığı o kadar gayri islami işlerin hesabını kime verdi? Cemaat adı ile hareket edenlerin bir hatası siyasetçilerin bin hatasından daha pistir. Üstadımızın hayatını bilmiyor musunuz? Helal bir hediyeyi dahi almaktan neden içtinap ediyordu? Üzerine atılan suçlamalara tek tek bizzat cevap vermek için hakim karşısına çıkmaktan kaçtı mı? Vesaire....Abdullah bey siz benim Erdoğancı olduğumu tam hatalı bir şekilde anlıyorsunuz da üstadımızı anlamaya hiç mi gayret etmiyorsunuz?

  • Abdullah

    28.7.2025 23:58:03

    Demirel ile tansu siyasetçidirler. Tayyip cemaat kökenli siyasetçi. Aralarındaki farkı göremiyorsan, ne diyeyim.

  • Abdullah

    28.7.2025 23:56:33

    Enes kardeşim, Tayyip de siyasal zidlamcı. Fetullah da siyasal cemaatçi. İkisinin patronu aynı. AKP cilik yapacaksan, mertçe yap. AKP kadrolarının yüzde sekseni fetullah ile irtibatlı değil miydi . Mertlik her zaman geçer akçedir, kardeşim.

  • Enes

    28.7.2025 21:35:59

    Abdullah bey, Süleyman Demirel ve Tansu Çiller'in gülenle arası nasıldı? Suçu Demirel'e mi verelim? Gükrn düpedüz cemaat ayağıyla herkesi kandırmıştır. Asıl suçlu gülendir. Güleni temize çıkarmak için tüm suçu siyasete atıyorsunuz ama doğru değil. Siyasetçiyi zaten biliyoruz. Ama cemaat ile din ile insanları kandırmayı hiçbir şekilde aklayamazsınız. En büyük cinayet budur.

  • Enes

    28.7.2025 21:31:09

    Ali Evren, gıybet falan yapmıyoruz. Risale-i Nurlara ihanet eden zalimden bahsediyoruz. İslamın şiarlarını değiştirmeye çalışan bir zalimden bahsetmek gıybet olamaz.

  • Demokrat Avrupa

    28.7.2025 21:06:48

    Süfyanizim son devresinde bilhassa zahiren dindar olan siyasetçileri kendi ömrünü uzatmak için kullanmakta ısrarlı. Maalesef halkımız da hazıra konma hastalığından kurtulamadığı için yeterki dindar görünümlü idareciler ortada görünsünde bize iş düşmesin derdinde. Aman gayret ve çaba göstermeyelim, aman yorulmayalım, aman rahatımızdan vaz geçmeyelim, aman hiç bir ödün vermeyelim…Ve de en önemlisi hiç bedel ödemeyelim…

  • Mustafa

    28.7.2025 19:05:56

    Ayakları yere basan ve mantıklı bir tahlil. Tebrikler ağabey.

  • Ali Evren

    28.7.2025 16:34:23

    Bizler bu fani dünyadan göçmüş gitmiş Müslümanların gıybetini yaparken, Trump, bugün AB ile çok büyük bir ticaret antlaşması imzaladı. Böylece, ABD ile AB arasında kavga varmış gibi tezlerimiz geçersiz kaldı... Atalar, "it itin etini yemez" boşuna söylememiş.. Sahi, "Sakın! Sakın! Harice bakan cereyanlar sizi tefrikaya atmasın." ikazının muhatabı uzaylılar mıydı?

  • Raşit örenel

    28.7.2025 12:55:15

    12 Eylül rejimi en ummadığımız yerlerde bile hükmünü icra ediyor. Fethullah Gülen grubu hatalı işleri yaparken neredeyse bütün tarikat ve cemaatler zımnen de olsa onları destekliyor. Dindarların önünü kesen devlete girmenin başka çaresi yok diyorlardı. Bir tek sadece Yeni Asya hep bu hatalara karşı çıkageldi. Ve bahse konu o hataları fiilen işleyen belli sayıdaki insandan çok daha fazla masuma zulmedilmeye başlanınca buna ise bir tek Yeni Asya karşı çıktı. Yeni Asya geçmiş hataları değil ama o hatalar bahane edilerek ilgisiz insanlara zulmedilmesine karşı çıktı. Zamanındaki o hataları tasvip edenler ise bugün o hatalar sebebiyle zulmedilmesini ya destekliyor ya da ses çıkarmıyor. Mesele aslında gayet açık ama artık hangi sebepleyse, çarpıtılıyor. İyi ki hiç bir çarpıtmanın işe yaramayacağı Mahkeme-i Kübra var. Fetullah Gülen güçten düşünce değil, o haltları yerken kimler ona karşı çıkmış kimler onu desteklemiş orada belli olacak.

  • Hıdır Yıldırım

    28.7.2025 12:20:33

    1980 ihtilalinden günümüze kadar ülkemizde oynanan ve bu ülkenin insanlarının mağduriyetine sebep olan onlarca hadisenin tesadüfi olmadığını yaşayarak öğrendik. Bu olayların canlı şahitleryiz. Bunun çaresi meselelere objektif bakmak, adil olmak, ferdin hakkını gözetmek ve zulmetmemektir.

  • İnayet Bozkurt

    28.7.2025 12:05:49

    Şükrü bey kaleminize sağlık bunu kendi etrafındaki oy verenler de bilseler de gücü ellerinden bırakmak istemedikleri için arkalarından gitmeye devam ediyorlar. Bildiklerini nereden anlıyoruz husisi bir arada olduğumuz zamanlar da veveyla ediyorlar.

  • Abdullah

    28.7.2025 11:42:14

    3- Hem yazarımız 12 eylülün içinde, çocuklarımızın nasıl dinden uzaklaştırıldıklarını yazıyor. Hürriyet ve demokrasinin dindar siyasetçilerin eliyle nasıl yokedildiğini. Bu nopktaya hiç değinmemen, objektifliğine zarar getiriyor, Enesciğim.

  • Abdullah

    28.7.2025 11:40:30

    2- Özal ile fetullah arasındaki dostluk ve bağı burada anlatmama gerek var mı? İlginç olan şey, Reisçiler de özalist, fetullahçılar da özalist. Ama fetullahın partisi, mecliste gurubu, bakanları ve icra organları olmadığı halde, öncelikli cinayetleri özal ve akp den alıp fetullaha yüklemen, adaletli duruş değil,enes kardeşim.

  • Abdullah

    28.7.2025 11:37:25

    ENES Kardeşime... Diyorsun ki; "Dine ve dindarlara ve cemaatlere en büyük zararı fetullah gülen vermiştir. Cemaatler bugün zor durumda ise bu bizzat gülenin vebalidir." Doğrunun bir kısmını söyleyip, geri kalanını saklayan doğru konuşmuş olmuyor. Fetullah Gülen için, 12 Eylül partilerinin palazlandırdığı adam diyebilirdin. Reis kendisi demedi mi, ne istedinse verdik. ha şunu da de. Reisi fetullah başa getirdi. Anlarım. Fetullah demedi mi, ellerim kırılsın. Hatta haram muhabbet dedi, Reis gösterdikleri alaka için.

  • Neva

    28.7.2025 10:34:18

    Tek kelimeyle muhteşem bir yazı Tebrik ederim hocam Devamını ve bu tahribatın nasıl tamir edileceği konusunda,reçeteyide sabırsızlıkla bekliyoruz inşallah Selam ve dua ile

  • HASAN DOĞAN

    28.7.2025 09:59:49

    12 Eylül sonrası dindarları ve milliyetçileri siyaset vitrinine çıkarmaları ve dinî cemaatleri korku/rüşvet ile yanlarına toplamaları,halkımızın bu uzun soluklu ihtilâli anlamasını engellediğinden,en dinsizce değişimler bu ortamlarda gerçekleştirilmişti.Bu ifadeleriniz ile şunu da nalayabilirmiyiz,aslında ne idüğü belirsiz ve enişteden haber alınan ve genelkurmay başkanı ve mit başkanının cumhutbaşkanı ve başbakana bilgi verrmemeleri kendileri bildiği hade.Sonra da bu kalkışmanın bir Allah'ın lutfuna dönüştürülüp yüzbinlerce ehli imana yapılan zulümlere ne demeli peki.Diyelim ki malum cemaat de gafil avlanarak bu haereketin içine çekildi.bU DURUMADA DAHİ SORGULANMAZ MI

  • Enes

    28.7.2025 08:44:05

    Dine ve dindarlara ve cemaatlere en büyük zararı fetullah gülen vermiştir. Cemaatler bugün zor durumda ise bu bizzat gülenin vebalidir.

  • Abdurrahman

    28.7.2025 06:38:19

    . İmtihanlarda en yüksek puanlıları okullarında okutanların, bu masraflarının bedelini global fonlardan aldıklarını, öğrencilerini imtihana hazırlayan öğretmenler bile bilmiyorlardı.“ Hadisenin hareket noktası bu paragraf olmuş. Buradaki hakikatin mutlaka kamuoyuna anlatılmasını zatınızdan bekliyor, kamuoyu.

  • Abdurrahman

    28.7.2025 06:36:56

    “Kemalizm’i komünizmden ayıran önemli hususların başında münâfıklık gelir. Diyebiliriz ki, ANAP ile AKP’nin dindar kadroları, eğitimimizdeki münâfıkça Marksist/Kemalist tatbikatları, kimlikleriyle milletten gizlemeyi başardılar. Burada “özel okullar” meselesine girmemiz gerekiyor. Kemalizm’in klasik baskıcılığıyla mücadele ediliyormuşçasına Bolşeviklerin ve masonların ülkemizde yüzlerce okul açmaları da Neoliberallerin dindarlara küçük rüşvetleriyle gerçekleşmişti. İstanbul’da ve Ankara’da başlayarak zincir haline gelip Anadolu’yu da katarlarına ekleyenlerin, ülkemizin en zeki çocuklarını, Bakanlığın uyduruk eleme imtihanlarıyla global cereyanlara aktardıklarını –maalesef– çok sonradan öğrendik.

  • Hakan

    28.7.2025 06:25:27

    Bu makalenizi okuyan hamiyetli, insaniyetli ve insaflı ilgili şahısların mutlaka yapacakları bir şeyleri olacaktır.

  • Sedat

    28.7.2025 06:23:23

    İnşallah 12 Eylülcülerle kemalistler, tutanacak yer bulamayacaklar ve kendilerini bekleyen cehenneme giderler. Ha gayret. Tebrik ediyorum.

  • Mustaafa coban

    28.7.2025 00:22:35

    Sag sol oyunu bitti.birazda dindar laik oyunu oynayin dedi derin devlet.önümüze ne konursa onunla meṣgul oluyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı