"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Amerikayı doğru anlayabilmek için

Şükrü BULUT
06 Temmuz 2020, Pazartesi
Elbette Amerika bizi ne ilgilendirir diyemiyoruz.

Bediüzzaman’ın tabiriyle Avrupa üfleyip biz oynamaya başladıktan sonra hem kıt’a Avrupası ve hem de onun devamı olan Yeni Dünya (Amerika) bizi ilgilendirdi ve ilgilendirmeye devam edecek… Kanaatimizce, ahir zaman gergefinde İslâm Âlemi’nin kaderiyle kaderi iç içe dokunmuş bilhassa “müsbet Avrupa” ile olan alâkamız kıyamete kadar devam edecek.

İnsanlığın “nefs-i emmaresi” haline gelen İngiltere’nin hırslarının kurbanı olarak dünya idaresine veda ettiği 1945’lerden bu yana, ”ikinci Avrupa’ya” mağlûbiyeti cihetiyle menfiliği, diğer taraftan düşmanlarımızın savletlerine zaman zaman engel olması yönüyle ABD, hem Türkiye ve hem de âlem-i İslâm için farklı bir önem kazandı. Zira semavî dinlere, hürriyet ve demokrasiye taraf olması cihetiyle Amerika müttefikimiz oldu ve olmaya devam ediyor.

Nur Talebelerinin dünya hadiselerine, tarihî vakıalara, mevcut devletlerin siyasetlerine ve savaşmakta olan sınıf ve cereyanlara; Kur’ân’ın zamanımızdaki tefsiri Risale-i Nur perspektifinden baktığını, bilmeyenlere hatırlatmak isteriz. Bu önemli noktayı kısmen de olsa “hangi Avrupa” isimli çalışmamızda ele almıştık. İnşallah hülâsa suretinde bu mevzu ile alâkalı yazacağımız yazılara serpiştirmeye gayret edeceğiz. Amerika’da olup bitenleri biraz daha açıkça ifade edebilmek için mevzuyu 3-4 başlık altında ele alacağız.

Sovyetler Birliği’nin dağılışı ile eski Bolşevik ruhunun bu kıt’ada bir nevî hortlaması şeklinde gelişen hadiselerin basamaklarını sırayla çıkmayanlar, maksada erişemezler: Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), yeşil kuşak çatışması, çekiç güç ve Barzani, Irak’a demokrasi, El-Kaide, Körfez ve Irak savaşları, 11 Eylül hadisesi, Afganistan’ın işgali, Arap Baharı ve nihayetinde Suriye savaşı gibi her birisi belki de ciltlerce anlatılması gereken hadiselerin mahiyetlerinden, az da olsa haberdar olmamız gerekiyor. Yakın tarihimizin emperyalist ve zalimce dönemi olan oğul George Walker Bush’un başkanlığıyla İslâm âlemine reva görüleni dünyaya unutturmak maksadıyla iktidara getirilen Hüseyin Barack Obama döneminin de henüz doğru analiz edilemediğini düşünüyoruz. Kendisi ve çevresi her ne kadar savaş ve zulümlerden uzak durmaya çalışmış olsa da Troçki’cilerin kontrolüne geçen Pentagonda ve neoliberal-neocon ittifakının hâkim olduğu dış işlerinde istikamet değişmemişti. Bunu, Bingazi’deki başkonsolosunu teröristlere teslim eden Hillary döneminde de bizzat yaşamıştık. Pentagon ve Hariciye’nin Obama’ya rağmen yaptıkları, Amerikan seçmeninde büyük tepki almıştı. Trump’ın başkanlığa seçilmesi halkın bir tepkisinin siyasî ifadesiydi.

2016 seçimlerini hatırlayanlar, Hillary’nin mağlûbiyetini bir sürpriz olarak yaşadılar. Amerika ile irtibatı olan hemen herkes, hesabını Hillary’ye göre yapmıştı. Cumhuriyet partisinin ileri gelenlerinin bile doğru dürüst mitinglerine katılmadığı ve bütün seçim kampanyasını öz kaynaklarıyla karşılayan Donald Trum- p’ın kazanacağına hiç kimse ihtimal vermemişti. Demokrasi karşıtı sermayenin sözcüsü ve neoliberallerin finans dünyasındaki temsilcisi meşhur para sihirbazının son anda harcadığı 1 milyar dolara rağmen, Trump’ın yeniden sayılan reyleri artmış ve neocon-neoliberal ittifakınca işgal edilmiş demokratlar açık ara ile kaybetmişlerdi.

Vladmir Putin’in; Amerikan dışişleri ve neoliberallerce gerçekleştirilen Kiev ihtilâline karşı Kırım’ı ilhakı ve Suriye’de İran ile birlikte Beşşar’ın yardımına koşması neoconları çılgına çevirdiğinden; Rusya’nın bu seçimlere dahil olduğu iddiası ile kamuoyu birkaç sene meşgul olmak durumunda kalmıştı. Trump’ın Pentagon ve Hariciye’nin rağmına Rusya ile çatışmadan geri durması,  yeni Amerika idaresinde en az 50 insanın siyasî ve idarî hayatlarına  mal olmuştu. General Flyhn’den eski dışişleri bakanı Tillerson’a kadar… Çok iyi yetişmiş insanlar harcandılar…

Burada bir başka hakikati de vurgulamak istiyoruz. Amerika demokrasisini, Avrupa demokrasilerinden ayıran kalın çizgileri bilmek gerekiyor. Tam 51 eyaletin büyük iç savaş ve ihtilâllerden sonra hangi şartlar altında bir araya geldiklerini dikkatlice incelememiz lâzım. Yargıdan sosyal devlete kadar birçok farklı uygulamalar mevcut; idam cezaları, kürtaj, eşcinsel evlilikler ve daha onlarca meselede yasaların farklı çalıştığı eyaletlerin demokratik yapılarını Avrupa’daki demokrasilerle kıyaslamak hakikaten mümkün değildir. Ayrıca seçimlerden bu yana demokrasi ve barış karşıtı emperyalistlerin Trump’ı “diktatör” olarak lanse etmelerinin, araştırma imkânına sahip olmayanlara farklı bir Amerika telâkkisi verdiklerini biliyoruz.

Dünya siyasetine bakarken, Risale-i Nur eserlerindeki perspektiflerden yararlandığımızı yukarıda arz etmiştik. Bediüzzaman’ın birinci ve ikinci Avrupa nitelemeleri ve yine O’nun Amerika’yı insanlık karşıtı müstebit rejimlerin karşısında konumlandırması, bizim için işaret taşıdır. Amerika’nın Komünist Çin’e karşı Kore’de verdiği savaşa talebesini göndererek; inkâr-ı uluhiyet ve istibdat cephesine karşı hür bloku desteklemesi, Nur Talebelerinin İsevî dinine taraf, demokrasiyi savunan ve insanlığın fıtratını esas alan bu büyük devleti doğru değerlendirmelerine yardımcı oluyor. İkinci Dünya Savaşı sürecinde İslâm ülkelerinin İngiliz, Fransız ve diğer sömürgecilerin boyunduruğundan kurtulmasına yardımcı olan bir Amerika ile ikinci Milenyum’un başında BOP ve Arap Baharı projeleriyle aynı ülkelere kan, gözyaşı ve yıkım götürmüş bu iki Amerika’nın mahiyetlerini anlayabilmek için (Üstadın tabiriyle birinci ve ikinci Avrupa’ların) Risale-i Nurlar’ın verdiği gözlükle bakmamız gerekiyor. Hz. İsa’nın (as) safında yer alan birinci Avrupa’yı, deccaliyet-süfyaniyet temsilcisi ve insanlığın kıyametine yol açacak dehşetli tahribatları gerçekleştiren ikinci Avrupa’yı Bediüzzaman’ dan okuyamayan dindarlarımız genellikle  İran siyasî Şia’sı veya Selefi Araplar gibi düşünürler. Bu yanlış düşüncenin acı neticelerini birlikte seyrediyoruz.

Okunma Sayısı: 2892
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Niyazi N.

    6.7.2020 23:09:03

    Görünen o ki, Avrupa’ya “ikidir... birinci ve ikinci...” diye baktığımız halde, aynı şekilde ABD’yi görüp mütalaa edemediğimiz ya da bu şekilde bakabilmeyi unutmamızdan kaynaklanan ysygın bir durum ve anlayış bulunuyor. Bu, menfi ikinci ABD’nin tahribatlarının özellikle son çeyrek asırda ve yakın bölgemizde cereyan etmekte olması ve savurduğu toz dumanın belki de (uzaktan bakanlara) müsbet olan birinciyi görebilmeyi zorlaştırıyor olmasındandır. Mevzunun detaylarıyla işlenecek olmasıi isabetli, teşekkürler.

  • LeylaNur

    6.7.2020 20:18:00

    Küresel çatışmalarda, insanlığın yandaşlarıyla karşıtlarını definisiyonda, yol gösterici bir makale. Tebrik ediyorum.

  • Hüseyin

    6.7.2020 16:18:32

    Coranavirüs ; küresel dünyanın, en çok ta amerikanın ayarlarını, sağlığını bozdu. Durumun böyle olacağını kimse öngörememişti. Küresel dünyanın süper gücü konumundaki bir ülkenin, içine düştüğü sosyal ve siyasal kaosun nereye varacağı, nelere yol açacağı bilinmemekle beraber, ülkenin sağlam demokratik yapısı, güçlü kurumları, kuvvetler ayrılığının dengeli dağıtılmış olması, daha büyük yanlışların çalkantıların oluşmasına engel olmaktadır. Göçmenler ülkesindeki ırkçı uygulamalarin kurumsal bazda devam etmesi, beyazların siyahilere karşı ayrımcı davranmaları tarihten gelen uzun bir süreçtir. Beyaz adamın ayrımcı gen transferi azalmakla beraber, yeni jenerasyonlarla devam etmektedır.. toplumun haksızlıkları dile getirmesi, karşı çıkması, medyanın görsel ve yazılı olarak yapılan yanlışları işlemesi, görünür kılması, devleti yönetenlere yanlışları görmesini, düzeltmesini, balans ayarlarını gözden geçirmesi imkanını vermektedir...

  • Hayati

    6.7.2020 11:43:31

    Risaleinur ölçüleriyle zihinlerdeki karmaşayı gideren bu güzel çalışmaların devamını bekliyoruz.

  • R.Kalyoncu

    6.7.2020 09:05:00

    İslâm düşmanı eski Ingilizin rolünü üstlenmiş olan bugünkü ABD'yi aklamak zordur Önceki yazılarda sürekli vurgulanan Neocanlar sahneden çekilmiş gibi tertemiz bir Amerikadan söz ediliyor. Bediuzzaman Hz.lerinin Amerikaya dair sözlerine konjonktürel ve tarihsel bakmak gerekir bugün şartlar ve roller çok değişmiştir. Üstad Hz.lerinin Avrupadan ahkâm alınmasını açıkça ve şiddetle reddetmesi gerçeği ortada iken AB Mevzuatına uyum meselesini Risalelerle nasıl telif edeceğiz Kısacası ne iki ayrı Avrupa ne de iki ayrı Amerika vardır.. Iki ayrı yönleri vardır; biri, ilim ve sanatla ilgili müspet yönü, diğeri Haçlı zihniyetini ve materyalist felsefeyi temsil temsil eden menfi yönü.. Başka bir ifade ile iki ayrı şahsiyet yoktur, aynı şahsiyetin iki farklı karekteri vardır.. Bu arada eyalet sayısı 50 olacak.

  • Ali R. Yardimoglu

    6.7.2020 07:59:54

    Guzel ilmi 1yazi, evet cok keskin ince 1anlayis, ve dinamik dusunceyle o anlayisi beslemek, sarttir.... bilhassa son bitis cumleniz, kendini zeki zannedenlere,.bu kesintisiz dinamikligin ne kadar elzem oldugunu anlatmali, velev insaf ederlerse......

  • Abdullah

    6.7.2020 00:33:21

    İşte Amerika ve Avrupa tarlaları böyle dâhi muhakkikleri (Mister Carlyle ve Bismarck gibi) mahsûlât vermesine istinaden, ben de bütün kanaatimle derim: Avrupa ve Amerika İslâmiyetle hâmiledir. Günün birinde bir İslâmî devlet doğuracak.

  • Hüseyin Sönmez

    6.7.2020 00:30:07

    Yazılarınıza fazla vermeyin. Olayları analiz etmek için yazılarınıza ihtiyaç duyuyorum. Risale-i Nur eksenli yorumlar faydalı oluyor.

  • Zeliha

    6.7.2020 00:25:35

    Son olaylardan sonra bilhassa Amerika ile ilgili kafa karışıklıkları hat safhada. İslam aleminin ve dünyanın ümidi gibi olacakken kendi içinde de karışıklık yaşaması dünya insanlarını fazlası ile ilgilendiriyor. Tam da bu noktada Risale-i Nur un ABD ile ilgili öngörüsü önem kazanıyor. Her konuda olduğu gibi yine Risale-i Nurun penceresinden olaylara bakmak ve dış dünyayı Risale-i Nur penceresi ile doğru İslam'a baktırmak yine Nur talebelerinin bu konuda doğru tahlilleri ile olacak inşaallah. Gittikçe belirginleşen Hürriyet -İnsaniyet ve İslamiyet çözülmeleri yine yeni dünyadan güçlü bir şekilde dünyamıza yayılacak, çünkü bu enerjinin büyük bir bölümü belki de oradan gelecek. Risale-i Nur da bu konuda geçen ilgili yerlerin yorumlarını sabırsızlıkla bekliyoruz. Allah razı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı