Mevzuya girmeden önce, yorumcularımızın haklılıklarını teslim edelim. Konunun anlaşılmasını zorlaştıran hadiseler, isimler, felsefî hareketler, siyasî paradigmalar fazla olunca mevzu ihata edilemiyor.
Bundan otuz sene önce, kitaba dayalı bilgiye ulaşma kolaylığı veya yazarların geçmişteki makalelerini ihtiva eden kitapları, işi kolaylaştırıyordu. Digital medya, hava sayfalarına yazı ve bu mecradaki bilgi akışının aşırı sürati fikre büyük zarar verdi. Toplumun ekseriyeti magazin, yüzeysel, kalıplar halinde ve bazı sloganlarla yetiniyor. Yeni Asya, Müceddid’in gazetesi olduğundan, inşaallah insanlığın bu temel ihtiyacının usulünü de yine siz gidereceksiniz.
Ukrayna-Rusya Savaşının mahiyetini anlayabilmek için;
1917 Bolşevik ihtilâlindeki bu toprakları,
Rusya’nın Kiev merkezli geçmişini,
Sovyetlerin dağılışından sonraki müzakereleri ve MİNSK grubunu,
2004 anlaşmalarını,
Küreselcilerin Obama dönemindeki Maydan ihtilâlini,
Rusya’nın eski müttefiklerinin Küreselcilerce AB ve NATO’ya, ikili anlaşmalara zıt olarak alınmasını,
NATO’nun kuruluş gayesini ve Sovyetler’in dağılışından sonraki yeni misyonunu,
En önemlisi de Bediüzzaman’dan; savaşanların (global dinsizlik ve menfaat cereyanları) yeni mahiyetlerini,
Ve Davos’un AB idaresini işgal biçimini genişçe okumak gerekiyor.
Küresel Komünizm veya saldırgan istibdada karşı kurulmuş NATO’nun beynine İngiltere ve ABD’li Neoliberaller üzerinden giren küreselcilerce oyuncak haline gelmiş bir yapıya dönüşünce; birçok üyesi şikâyette bulunacaktı. (Macron, Orban, Trump ve diğerleri) 2001'de Yeni Dünya Düzencileri, cepheleşmede yeni bir teori açıklamışlardı… Huntington’un Doğu-Batı kültür savaşının sıcak çatışmaya dönüşmesi. Onbir Eylül ihtilâlinin yapılış sebebinin bu olduğunu Kissinger’ın Irak Ve Afganistan’ı işaretiyle anlaşılacaktı. Önceden hazırlanmış BOP, Körfez savaşları ve nihayet 11 Eylül… Sonrasını biliyorsunuz. Mısır, Libya, Irak ve Suriye’nin başına gelen felâketler (Arap Baharı)… Bu felâketlerin hemen hepsinde Pentagon ve İngiliz Ordusu vardı. Merkezüssü ise NATO idi… Böyle bir NATO’nun dost mu, düşman mı tartışmasında müşevveş olan demokratik ülkelere müsamahayla bakmak gerekir.
NATO’nun kuruluşundaki düşman konsepti, zahiren kaybolmuştu. Sovyetlerin, Kızıl Çin ve diğer sosyalist geçinen devletlerin temsilcileri Neoconlar; Kissinger’le birlikte önce ABD ve İngiltere’ye, DAVOS üzerinden de AB’ye geçince; askerî paktın beyni karışmıştı. Önce Huntington/Kissinger ikilisini dinleyerek, konseptine Asya’yı (İslâmiyeti) koydu ve Kabul’e çıkarma yaptı. Sonra Arap Baharı için düğmeye basıldı. Lâkin AB ülkeleri yanaşmayınca masraflar ve cinayetler Pentagon ile Londra üzerinde kaldılar. Coronayı zor bekleyen Troçkistler, bu defa NATO'ya, Küresel Hegemonyacılara boyun eğmediklerinden Ukrayna üzerinden Rusya’yı hedef gösterdiler. İlginç olan yanı ise; savaş otuz-kırk yıllığına plânlandı.
Soros'un Oligarkları Yeltsin sonrasında Rusya’da kaybedince, daha önce AB ve NATO’ya girişi müzakere edilen Rusya, aniden düşman konumuna konuldu. Baltık ülkeleri, Doğu Avrupa ve Balkanlardaki devletler süratlice AB ve NATO’ya alındılar. Kuzey Atlantik ittifakının düşman konseptindeki İslâm Dünyasına Rusya da ilâve edilmiş oldu.
Yukardaki bilgilerin, Batılı araştırmacılar ve akademisyenlerce kısmen medyaya aktarıldığını arzedelim. Neoliberallerin demokrasi münafıklıkları, gizli düzen ve devlet düşmanlıkları, küreselece kapitali kontrollerine alma gayretleri ve de cehaletlerimiz; hem NATO’ nun son durumunu, hem AB’nin küreselcilere teslimiyetini, hem Rusya’nın mahiyetini ve hem de ABD’ deki siyasî kavgayı doğru anlamamızı maalesef engelledi. Savaşın devletler, kıtalar, dinler, ırklar ve milletler arası olmadığını anlayamadık. İhtilâlci Marksistlerle sosyal Marksistlerin savaş, kaos, fıtratı tahrip, insaniyeti bitirme, tarihî ve geleneği yoketme, sınıflar arasındaki çatışmayı şiddetlendirme, yeryüzünün gıda, su ve enerji kaynaklarını gaspetme projelerini anlayamadık. Dünün düşmanları bilinen ABD ile Rusya’nın çoğu meselelerdeki ittifaklarını göremedik…
Hadiselere bu pencerelerden baktığımızda, Trump’ın; "Ukrayna asla NATO üyesi olamayacaktır," beyanındaki manayı anlayabiliyoruz.