"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cehennem’den kimler kurtulur?

Süleyman KÖSMENE
31 Mart 2021, Çarşamba
Elazığ’dan Okuyucumuz: “Günahkâr Müslümanların, günahlarını çektikten sonra mühürlü olarak Cennete dönecekleri söylenir. Cehennem’den kimler kurtulur?”

Rahmet Halkaları

Cennet’e girenler bir daha Cennet’ten çıkmazlar. Cehennem’e girenlerin ise, günahları ölçüsünde ceza çekince Allah’ın rahmeti gereği Cehennem’den çıkarılacakları ve Cennet’e girdirilecekleri konusunda sahih rivayetler mevcuttur. Bu emsalsiz bir müjdedir. Kâfir olanlar ise Cehennem’de ebedî kalacaklardır. 

Mahşerden sonra Cehennem’e gidenlerden, Cenab-ı Allah’ın sonsuz rahmeti ve şefkati neticesinde kurtulanlar arasında, en son, hiçbir hayır işlememiş olanların da bulunduğunu müjdeleyen rivayetler de vardır. 

Mahşer sonrası bir tablo olarak ilgili bir rivayet şöyledir: “Aziz ve Celil olan Allah: “- Melekler şefaat ettiler. Peygamberler şefaat ettiler, mü’minler de şefaat ettiler. Şefaat etmedik bir Erhamü’r-Râhimîn kaldı!” buyurur. 

Bundan sonra ateşten bir topluluğu toplar ve dünyada iken hiçbir hayır işlemeyip de 

Cehennemde kömüre dönmüş birçok kimseleri çıkarır. Ve Cennetin yolları üzerinde olup hayat nehri adı verilen bir nehre onları daldırır. Bunlar selde çıkan yabanî reyhan tohumları gibi birden gürbüzleşirler… Artık hayat nehrinden boyunlarında halkalar olduğu halde inci gibi güzel olarak çıkarlar. Cennet ahalisi onları o alâmetle tanırlar. İşlenmiş hiçbir amelleri, önden gönderdikleri hiçbir hayırları olmadığı halde Allah’ın Cennete aldığı azatlıkları işte bunlardır.” 

Burada belirtilen halkalar –hâşâ- utanç halkaları değil; “günahlarından arınmış olanların inci gibi güzelleşmiş vücutlarına takılan rahmet halkalarıdır”, yani şeref ve süs halkalarıdır. Yani Cehennemden azat eden Rab’leri katında değerli olduklarını belgeleyen birer ziynet ve onur halkalarıdır.  

Güzellikten Daha Efdal Güzellik!

Sonra Hak Teâlâ onlara: “Cennete giriniz! Gözünüzün görebildiği her ne varsa sizindir!” buyurur. 

Onlar: “Ey Rabb’imiz! Sen âlemlerden hiçbir kimseye vermediğini bize ihsan ettin!” derler. Kendilerine: “Size bundan daha güzel bir hediyem var!” buyurulur. 

Onlar: “Ey Rabb’imiz! Bundan efdal ne vardır ki?” derler. 

Allah: “Benim rızam! Artık bundan sonra ebediyen size gazap etmem!” buyurur. 1

Affedilen Masum ve Mazlumlar

Bu hadisten şu neticeleri çıkarmamız mümkündür: 1- Cenab-ı Hak, şirk, küfür ve inkâr bataklığına bulaşmamış, fakat kalbinde zerre kadar iman ve hayır da bulunmayan kimselerden dilediklerini affeder. 

Buyuruyor ki: “De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir. 2 

2- Cenab-ı Hak, Peygamber göndermediği kavimleri veya kendisine Peygamber tebliği ulaşmamış kimseleri kalbinde zerre kadar iman ve hayır bulunmasa da affeder, azapta bırakmaz. Kendisine Peygamber tebliği ulaştığı halde inanmamış, Allah’ın âyetleri ve dâveti kendisine bildirildiği halde yalanlamış ve inkâr etmiş kimseleri ise Cenab-ı Allah azaplandırır. Buyuruyor ki: “Biz, bir Peygamber göndermedikçe kimseye azap edici değiliz.” 3

Bediüzzaman Hazretleri, semavî afetlerden ve beşerin zalim kısmının cinayetlerinin neticesi olarak gelen felâketlerden ölen veya perişan kalanlardan on beş yaşına kadar olanların hangi dinde olurlarsa olsunlar şehit hükmünde olduklarını bildiriyor. On beş yaşından yukarıda olanlardan “masum ve mazlum” olanların ise mükâfatlarının büyük olduğunu, böyle masum kişilerin uğradıkları afet ve musîbetlerle Cehennem’den kurtulabileceklerini kaydeder. 4 

Demek fetret devirlerinde kendilerine Peygamber dâveti ulaşmadığı için makbul bir iman getirmemiş olan, semavî musîbetlerle günahlarından da arınan mazlumlar ve masumlar, hangi dinde olurlarsa olsunlar, “Biz, bir Peygamber göndermedikçe azap edici değiliz.” 5 Âyetinin şemsiyesi altına girmeye ve Cenab-ı Hakk’ın şefkat ve merhametiyle Cehennem’den kurtulmaya namzettirler. Doğrusunu Allah bilir.      

DUÂ

Allah’ım! Gazabından rahmetine sığınırım! Narından Nuruna sığınırım! Kahrından lütfuna sığınırım! Cehennem’inden mağfiretine sığınırım. Bağışla Rabbim! Âmin.

Dipnotlar:

1- Müslim, Îmân, 301. 2- Zümer Sûresi: 53. 3- İsrâ Sûresi: 15. 4- Kastamonu Lâhikası, s. 79. 5- İsrâ Sûresi: 15.

Okunma Sayısı: 3377
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Seyit Ali

    31.3.2021 23:33:19

    Süleyman bey. Allah hepimizi cehenneme azabına almadan cennetine aldığı kullarindan eylesin. Berk gibi cennetine ulaşırız inşaallah. Amin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı