Fikret Çalışkan: “Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâma şems ve kameri teshir ettiğin gibi.”1 Bu cümlede geçen teshir’i nasıl anlamalıyız?”
Güneşte Tasarruf
Hazret-i Muhammed (asm) âlemin her nevinden mucize göstermiştir. Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi, “Risaleti umumi olduğu için, hemen ekser enva-i kâinattan birer mu’cizeye mazhardır.”2 Mucize olarak güneşi de, ay’ı da teshir etmiştir. Yani emrine ve tasarrufuna almıştır.
Bu konu belgelerle sabittir ve sahihtir. Resulullah Efendimiz’in (asm) hayatında, Resulullah’ın (asm) iltimasıyla, yani mucize eseri olarak güneş üç defa vazifesinden geri kalmıştır:
1-Hendek Savaşı esnasında, bir ikindi vakti Peygamber Efendimiz (asm) ikindi namazı kılıncaya kadar güneşin batışı geciktirilmiştir.
Güneşin Tevakkufu
2- Peygamber Efendimiz (asm) Kureyşlilere Mi’rac mu’cizesini anlatırken, delil istediler. Resulullah Efendimiz de (asm): “Yolda sizin bir kafilenizi gördüm Kafileniz yarın filana vakitte gelecek.” buyurdu. Fakat kafilenin gelişi bir saat gecikince, Resulullah Efendimiz’i (asm) doğru çıkarmak için güneş vazifesinden bir saat gecikti.
Bu hadise Risale-i Nur’da şöyle geçiyor: “Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın ihbarı doğru çıkmak için, ehl-i tahkikın tasdikıyla, Güneş bir saat tevakkuf etmiş. Yâni Arz, O’nun sözünü doğru çıkarmak için; vazifesini, seyahatını bir saat tâtil etmiştir ve o tâtili, Güneş’in sükûnetiyle göstermiştir.”3
3- Güneşin diğer bir gecikmesi de, Hazret-i Peygamber’in (asm) Hazret-i Ali’nin (ra) dizlerine yaslanıp uyuduğu zaman vaki oldu. Rivayete göre bu bir vahiy gelme anıydı. Oysa Hazret-i Ali (ra) ikindi namazını henüz kılmamış, fakat Peygamber Efendimiz’i (asm) rahatsız etmemek için söyleyememişti. Hazret-i Peygamber (asm) uyandı. Hazret-i Ali’nin (ra) ikindi namazını kılmadığını anladı ve güneşin tekrar geri gelmesi için duâ etti. Güneş geri geldi. Hazret-i Ali (ra) ikindi namazını kıldıktan sonra güneş tekrar battı.4
Ay’ın İkiye Bölünmesi
Peygamber Efendimiz’in (asm) duasıyla ve iltimasıyla ayın ikiye bölünmesi ise Peygamberliğin sekizinci senesinde vaki oldu. Kureyş kabilesi Peygamber Efendimiz’den (asm) peygamberliğini ispat edecek kuvvetli bir mucize istediler. Peygamber Efendimiz (asm) de ayağa kalkarak yeni doğmuş olan ay’a yöneldi. Mübarek parmağını “Bismillah” diyerek aya doğru uzattı. Ay iki parça oldu ve Mina dağının üzerinden ay iki parça olarak gözüktü. Hatta parçalar dağı ortaya aldılar. Peygamber Efendimiz (asm) etrafını çevirmiş olan sahabelere ve müşriklere:
“Şahit olunuz! Şahit olunuz! Şahit olunuz!” buyurdu.
Müşrikler ise “Bize sihir yaptı.” demeye başladılar. Müşriklerden birisi kıvrak aklıyla gece yoldan gelenlere de sorulmasını istedi. Sabahleyin beklediler ve yoldan gelen bir kafileye sordular. Kafile de gece ayın iki parça olduğuna şahit olduklarını söylediler.
Buna bir şey diyemeyen müşrikler: “Ebu Talib’in Yetiminin sihri semaya da tesir etti” demekten başka çare bulamadılar.5
Müşriklerin sihir isnad etmeleri olayın mucize olduğunun ve gerçekleşmiş olduğunun şahididir. Nitekim bu olay Kur’ân’da da geçmektedir.6
Dipnotlar:
1- Asâ-yı Mûsa 219
2- Mektubat, s. 112
3- Mektubat, s. 218; Kadı İyaz, Şifa, 1/284
4- Sözler, s. 324
5- Tirmizî, Tefsirül-Kur’ân, 54; Müsned, 3/165
6- Kamer Suresi, 1