Yaşar Bey: “Barla Lahikası 172. Mektupta Nasr Suresinin bazı sırlarına işaret ediliyor. Bu sırları açar mısınız?”
İzacae Nasrullah Sırrı
Risale-i Nur’da giremediğimiz derinlikler vardır. Liyakat ve ehliyet gerektiren… Bazı risaleler hala basılmamışsa veya basılmışsa bile diğer sıralı risalelerden ayrı formatlarda baskılara girmişse bundandır. Derinliklerini kavramak için hususi çalışma ve ehliyet gerektirdiği içindir.
Söz konusu ettiğiniz paragraf böyle bir derinlikten haber veriyor. Mektup sahibi Hulusi ağabey, bugün bile bazı naşirlerin dışında normal baskısı yapılmamış bir risaleden bahsediyor. Yirmi Dokuzuncu Mektup’un Sekizinci Kısmı olan Rumuzat-ı Semaniyeden bir bölüm. Birinci Remizde yer alan ve Nasr Suresinin işarî bir tefsiri olan Birinci Makamı. “İzacae nasrullah sırrına dair” olan kısmı.
Hulusi ağabey mektubunda, bu risalede, Nasr Suresindeki tevafukların dikkat çekici şekilde dizilmiş olduğu, bu surenin üç ayetinin her bir harfinin Kur’ân’ın 114 suresinden her bir sureye işaret ettiğini yazıyor.1
Gizli İşaretler
Rumuzat-ı Semaniye, henüz, bazı kısımların dışında neşredilmiş değildir. Bu kısımda Nasr Suresinin gizli işaretlerinden bahsediliyor.
1- Nasr Suresi Besmele ile birlikte 105 harftir. İlk 63 harfi Peygamber Efendimiz’in (asm) vefatından gizlice haber veriyor.
2- Surede geçen tesbih, tahmid ve istiğfar kelimeleri 21 harf olmakla, üç mühim nübüvvet vazifesinin 21 senede ifa edildiğine, bundan sonra iki sene kaldığına işaret olduğundan bu sırrı anlayan Hazret-i Ebu Bekir (ra) ve Hazret-i Abbas (ra) ağlamışlardır.
3- Sure, İslam fetihlerinin 105 sene sonra şark ve garbı tutacağına işaret etmiştir.
4- Surenin ayetlerini tahlil ettiğimizde 222, 428 ve 1222 gibi üç önemli tarih çıkıyor. Bu tarihlerin her biri o tarihlerde yapılan önemli fetihlere işaret etmiştir. Bu nusret ve fütuhatın 1222’ye kadar (yaklaşık 1808 yılı) devam edeceğine, 1222’den sonra ise bir duraklamaya gireceğine işaret ediyor.
İstanbul’un Fethine İşaret
6- Ebced üzere yapılan çeşitli hesaplamalarla bu sure hicretin 8. senesinde vaki olan Mekke’nin Fethine, Hazret-i Ömer (ra) döneminde Hicretin 14. senesinde vaki olan Şam’ın Fethine, aynı yıl Kudüs’ün Fethine, 20. senesinde Irak’ın Fethine ve 1453’te Fatih Sultan Mehmed’in eliyle gerçekleşen İstanbul’un Fethine işaret ediyor.
Ayrıca 1453’ten yüz sene önce Orhangazi’nin büyük oğlu Süleyman Paşa’nın İznik’i, İzmit’i ve Rumeli’yi fethederek İstanbul’un fetih yollarını açtığı fetihlere işaret ediyor.
7- Surenin ayetleri aynı zamanda, İslam devletlerinin en mühimi ve devamlısı olan Osmanlı Devletinin mağlubiyet devresine, Sultan Abdülaziz ve Sultan Abdülmecid zamanlarına, “ve sonraki komitelerin fitnekârane mü’minlere verdiği teşevvüşe ve o fitnenin cezası olarak harik-i kebir gibi yangınlara ve Kur’ân’a bir nevi tahrifkârâne taarruza ve Kur’ân’ın hıfz-ı İlahî ile mahfuz ve galip vaziyetine işaret eder.”2
Nasr Suresi, İslam ümmetinin kıyamete kadar önemli vakıalarından haber veren bir gizli yol haritası gibidir.
Dipnotlar:
1- Barla Lahikası, s. 239
2- Rumuzat-ı Semaniye, Hüseyin Bulut, 2001, s. 122