21 Temmuz tatile giren Meclis 1 Ekim’de çalışmalarına başlayacak. Milletvekillerinin bir kısmı tatil bölgelerine giderken, bir kısmı da memleketlerinde halkın dertlerini dinliyor, yeni döneme hazırlık yapıyor.
Ağustos’un ortalarından itibaren AKP’nin “Türkiye Buluşmaları” adı altında toplantılar yapacağı söylense de bu programlar gerçekleşmedi. CHP, “Millet iradesine sahip çıkıyor” mitinglerine devam ediyor. Diğer partiler Anadolu’da milletin dertlerini dinliyor.
İktidar partisine mensup vekillerin, özellikle geçim darlığı, hayat pahalılığı ve ekonomik kriz sebebiyle vatandaşların karşısında zor durumda kaldıkları görülüyor.
Bunlardan birisi de Konya Milletvekili Mehmet Baykan oldu. Pazara giden vekilin bir pazarcı ile yaptığı konuşma çokça gündem oldu.
Vekilin pazarcıya, “Şunu soracağım; meyveyi bir kenara bırak, vatandaş 200-250 TL’ye pazar ihtiyacını görür mü?” sorusuna, pazarcı esnafı “250 olmasa da 300’e görür” demiş. Sebze fiyatının “ucuz” olduğunu söyleyen Baykan’ın, “Meyve pahalı, bunu kabul ediyoruz” şeklindeki sözleri ise itiraf olmuş.
Çünkü, Baykan’ın pazar ihtiyacı göreceğini söylediği 200-250 lira ile ancak iki-üç kilo meyve zor alınabiliyor. Hatta bazı meyvelerden bir kilo bile zor alınabiliyor. 1 kg incir 200-250 TL, 1 kg şeftali 150 TL, 1 kg fasulye 90 TL, 1 kg bamya 120 T, limon 150-200 TL…
200 lira ile kaç kilo, kabak, domates, patlıcan, biber, patates veya soğan alınabilir?
Pazarda “meyveyi bir kenara bırakmanın” ne anlama geldiğini sayın vekile sormak lâzım. Bu şu mu demek oluyor? “Meyve yeme, et yeme, yumurta, peynir, zeytin yeme…”
Millete meyveyi çok mu görüyorsunuz? İnsanların meyve yeme hakkı ve ihtiyacı yok mu? Meyve yemek artık lüks mü oldu?
Anlamak mümkün değil…
***
ALGI DEĞİL, ÇÖZÜM
Sayın vekile Mersin Milletvekili Gülcan Kış’ın şu sözlerini hatırlatalım.
“Hafta sonu Mersin’de pazar gezdim, vatandaş pazar çantası değil, artık sabır taşı taşıyor çünkü pazarda fiyatlar el yakıyor. Vatandaş dolabını doldurmak isterse asgarî ücret ödemek zorunda kalmaktadır. Sofralar küçülüyor, halk etiketlerle boğuşuyor. TÜİK’in kurguladığı değil vatandaşın yaşadığı enflasyonu konuşalım artık. Meyve taneyle, sebze hesapla alınıyorsa ortada milyonların yaşadığı bir kriz vardır. Artık, algı değil gerçek çözüm istiyoruz...”
Çünkü şu anda yaşanılan algı değil, gerçek…
***
FARKINDA OLMADAN!
Bir diğer olay da Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun sosyal medyadan paylaştığı “hız sınırını aşma” görüntüleri.
Bakan sosyal medya hesabından Ankara-Niğde Otoyolu’nun son durumunu görmek amacıyla direksiyona geçtiğini, bu esnada “farkında olmadan” hız sınırını kısa bir süre de olsa aştığını anlatırken, “İlgili video ile de kendimi ihbar etmiş oldum. Hız sınırlarına riayet etmek herkes için zorunlu bir durumdur. Otoyol Jandarmamız tarafından gerekli cezaî işlem de uygulanmıştır. Bundan sonra çok daha dikkatli davranacağımı kamuoyunun bilgisine sunarım” demiş.
Sayın Bakan 225 km hız sınırını aştığı için kesilen 9.267 TL tutarındaki trafik cezasını ödedi mi, ödettirdi mi bilemiyoruz. Bunu ödeme dekontunu paylaştığında öğreneceğiz.
Yaptığı son derece yanlış olmuş. “Hız sınırlarına riayet etmek herkes için zorunlu bir durum” derken bu “herkes”e kendisi dahil değil mi?
Milletin vergileriyle alınan araçla, bakanlığın yaptığı yolda, yine bakanlığının koyduğu hız sınırını bir bakan aşarsa, kendi koyduğu kuralı çiğnerse diğer sürücülere bir şey demeye hakkı olur mu?
Kurallar herkes içindir. Kural koyanlar, uygulamada örnek olmak zorundadır.