"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şeytanın desiselerini çökerten risale

Süleyman KÖSMENE
03 Ağustos 2019, Cumartesi 02:00
Trabzon’dan Hakan Bey: “Allah’ı gösteren delillerden birinin kapalı olması ile ilgili olarak Lem’alarda önerilen hususu açar mısınız?”

ŞEYTAN ZAYIF VE ÇARESİZDİR 

Lem’alar’da Şeytanı çökerten bir risale vardır: 13. Lem’a. Şeytan’ın desiselerinden, hilelerinden ve aldatmalarından Allah’a sığınmanın hikmetleri bu risalede ele alınmıştır. İnsanın şeytana karşı gerçekte ne kadar güçlü olduğunu, bununla beraber ne kadar zayıf yönlerinin bulunduğunu bu risale okuyucusuna gösteriyor. Okuyucusunu şeytana karşı irşad ediyor. Bunlar öyle hileler ve desiselerdir ki, bilinmediğinden, asrımızda çok ehl-i iman imanını kaybediyor.

Bu Lem’a’yı okuyunca şeytanın ne kadar zayıf, yalnız ve çaresiz, insanın ne kadar güçlü… Şeytanın desiselerinin ne kadar çürük ve temelsiz, imanın ne kadar metin, sağlam köklü… Ve şeytanın her desisesinin insana aslında derece kazandırmaya yarayan birer çırpınıştan ibaret olduğu görülecektir.

Bu Risalede şeytanın desiseleri on üç işarette mahvediliyor.

ŞEYTANIN TOPLUMU İFSAD EDEN BİR DESİSESİ  

On Üçüncü İşaretin Üçüncü Noktasında Bediüzzaman, şeytanın, bir desiseyle mü’minleri iki türlü vurduğuna dikkat çekiyor:

1- Şeytan, bir mü’minin bir tek günahıyla bütün iyiliklerini örter. Şeytanın bu desisesi ile toplumda düşmanlık ve şiddet artar, merhamet ve insaf azalır, kin artar, barış azalır ve biter.

Hâlbuki adalete göre, insanı sadece işlediği kötülükten yargılamamız, diğer noktalardan temize çıkarmamız, iyi yönlerini örtmememiz lâzım! Dünyada mahkemelerin adaleti böyle işlediği gibi, yarın mahşerde Allah’ın adaleti de böyle işleyecektir. Cenab-ı Allah insanların amellerini tarttığı zaman iyilikleri kötülüklerine galip olup olmaması noktasında hükmedecektir. Bazen bir tek iyiliği ile birçok günahını örtecektir.

Bizim de insanları –eğer yargılayacaksak- bu adalet anlayışıyla yargılamamız lâzımdır. Buna göre eğer, bir adamın iyilikleri fenalıklarına fazla gelse o adamı muhabbete ve hürmete değer bulmalıyız. Hatta kıymettar bir iyiliği ile çok fenalıklarına af nazarıyla da bakabilmeliyiz.

Hâlbuki şeytanın zulüm damarından girmesiyle insan yüz iyiliğe sahip birisini, bir tek kusuru yüzünden siler, düşman ilân eder, toplumda fesat saçar.

Böylece göz göre göre toplum fesada itilir.

ŞEYTANIN, İMANIN SIHHATİNİ BOZAN BİR DESİSESİ  

2- Şeytan aynı desiseyi iman hakikatleri için de atar ve mü’minin muhakeme sıhhatini bozar. 

Şöyle ki: Her bir iman hakikatinin en az yüzer delili vardır. Oysa şeytan kıyıda köşede kıytırık bir şey bulur ve onunla mü’minin iman sıhhatine zarar verir.

Kesin bir hükümdür ki: Bir ispat edici, bin inkâr edicinin inkârını boşa çıkarır. Bir meseleyi ispat eden iki şahit olsa, inkâr eden yüz kişinin inkârı mahkemece dinlenmez. İspat eden iki kişi kazanır.

Bir sarayın yüzlerce kapalı kapıları olsa, bir tek kapı açmakla o saraya girilir. Öteki kapılar da açılır. Eğer bütün kapılar açık olsa, bir iki kapısı kapalı olsa, o saraya girilemeyeceği söylenemez! 1

İşte İslâm’ın iman esasları o saraydır. Her bir delil bir anahtardır. İmanın gerçek olduğunu, İslâm’ın hak din olduğunu, Kur’ân’ın Allah kelâmı olduğunu, Hazret-i Muhammed’in (asm) hak peygamber olduğunu ispat ediyor. Kapıyı açıyor. İslâm ve iman sarayına herkesi dâvet ediyor.

Oysa şeytan ya gafletle, ya bilgisizlikle, ya lâf ebeliği ile bir tek kapalı kapı buluyor. Onu gösteriyor ve onunla bütün açık kapıları yok saymaya, bütün ispatları çürütmeye çalışıyor. “İşte bu saraya girilmez. Belki saray değildir, içinde bir şey yoktur” deyip kandırıyor. 2

Günümüzde deistliğe açılan kapı işte böyle çürük kapılardır. Bilgisizlikle bir nokta lâf ebelerinin ağına takılıyor. Adam, “işte bu böyleyse bu hak değil” diyor ve gençliği imandan soğutuyor. Oysa o meselenin hak olduğuna dair binler başka delilleri ve şahitleri vardır.

Böylece göz göre göre iman elden gidiyor!

Risale-i Nur’un hizmetlerine bu yüzden toplumumuzun çok ihtiyacı vardır.

Dipnotlar:

1- Lem’alar, s. 241. 2- Lem’alar, s. 242.

Okunma Sayısı: 7869
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Salih

    6.8.2019 09:47:20

    Hocam gençlere okutamıyoruz, dilinin çok ağır ve anlaşılmaz olduğunu söylüyorlar. Bunun için bir yol bulunsa da gençlerimiz okusa. Tabiki aslı korunarak.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı