Geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili medyada ilginç bir haber yer aldı:

YASAKLANAN DİZİLER

Mısır’da, ülkenin resmÎ ve en büyük fetva organı “Yüksek Fetva Konseyi” (Dâru’l-İftâ), yayımladığı bir açıklamayla, Türk dizilerinin hiçbir şekilde izlenmemesi gerektiğini kaydetti.

Mecra’da yer alan habere göre kurumun skandal açıklamasında “Diriliş Ertuğrul” ve “Kurtlar Vadisi” dizilerinin isimleri de zikredilerek, Türkiye’nin bu diziler yoluyla Ortadoğu’da nüfuz oluşturma peşinde koştuğu iddia edildi. (www.Tımeturk.com’dan)

Karara şaşırdık mı? Hayır!

Daha önce de gösterildiği ülkelerde Türk dizileri ahlâkî yönlerden eleştirilmişti. Bu haberler basında yer almıştı. Özellikle Arap ülkelerinden gelen tenkitler “Çocuklarımız izliyor. Namuslu ve haysiyetli olun!” tarzında Türk dizilerinin edepsizliğinde yoğunlaşıyordu.

El Ezher gibi bir İslâm Üniversitesi’nin bulunduğu Mısır’da verilen bu fetvanın elbette ki bir çok açıdan önemli etkileri olacaktır.

PROF. DR. ÇİÇEK WÖBER BİNGÖL

Dizilerle ilgili önemli değerlendirmelerde bulunanlardan biri de Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Gençlik Nöropsikiyatri Kliniği’nden Prof. Dr. Çiçek Wöber Bingöl. Bir bilim insanı olarak bakın ne diyor:

“Dizilerde aslında ne demek isteniyor, işte bazı tesbitlerim...

- Sadâkatsizlik ahlâksızlık değildir.

- Hayatta sıkıntı yoktur, yaratılış sırasında herkes konfor içinde doğar.

- Çalışmak gereksizdir, değirmenin suyu bir yerlerden gelir.

- Yüzsüzlük ayıp değildir.

- İnsanın aklına geliveren doğrudur, irdelemek gereksizdir.

- Bağırarak konuşmak tek iletişim yoludur.

- Kafaya uymayan bir şeyler olduğunda; *Basitse hakaretle, küfürle, *Biraz karışıksa dayakla, *Daha da ciddî ise öldürme yoluyla halledilir.

- Bu ülkede bütün erkekler maço, çoğu kadınlar erkek avcısıdır.

- Para ve parasal mutluluk hayatın temel amacıdır, nasıl kazanıldığı önemli değildir.

- Yalan, aynı nefes alma, yemek yeme gibi hayat fonksiyonudur.

- Ülkede sadece 3 marka otomobil kullanılabilir…

- Ülkede tek yiyecek vardır: Kebap

- Ülkenin para birimi ABD dolarıdır.

- Erkekler genellikle siyah takım elbise, kravatsız beyaz gömlek ve Alaattin’in Lambası’na benzeyen sivri ayakkabılar giymekte ve siyah cip kullanmaktadırlar.

- Ve halkımız dizilerde verilen bu saklı muhtevası, kaygısızca benimsemekte ve bu dizileri hiç kaçırmadan ailece bayılarak izlemektedir.”

İZLEMEM, ÇOCUĞUMA İZLETMEM!

Ortadoğu ülkelerinden sonra, Uzakdoğu ve Balkanlara da uzanan kırktan fazla ülkeye seksen farklı diziyi satan Fırat Gülgen sattığı dizileri çocuklarına izletmediğini söylüyor. İlginç değil mi?

‘’Ben şahsen dizi seyretmem. En fazla bir iki bölümüne bakıyorum. O da tutar mı tutmaz mı diye. Zaman bulabildiğimde haber ağırlıklı programlara bakıyorum. Dizilerde ne oluyor, hiç bilmiyorum. Umurumda değil. Çocuklarımın da dizi seyrederek büyümelerini istemem.

‘’Kişisel olarak dizilerdeki yozlaşmayı zerre kadar tasvip etmiyorum. İnsan ilişkilerinin bu kadar dejenere olduğuna, insanımızın bu kadar kirli olduğuna inanmıyorum… Neden satıyorsunuz derseniz, bu diziler Türkiye ile ilgili bir kanaat oluşturuyor. Dizileri izleyip merak ediyorlar, daha sonra bizzat gelerek gerçek Türk insanını tanıyorlar. Türk dizileri yayımlanmaya başladıktan sonra Ortadoğu’dan gelen turist sayısı yüzde 350 artı. Yaptığımız işin stratejik önemi var.’’ (19 Şubat 2012, Pazar Milliyet.)

HÜLASA

Herşeyin en iyisini seçmeye çalıştığımız evlerimize izlediğimiz yayınları da seçerek sokalım. Yapımcısından, bilim insanına, müşterisinden fetva dairesine herkesin şikâyetçi olduğu ürünlere talip olmayalım. Beyinlerimiz manevî çöplüğe dönmesin!