"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müzeyyene

Yasemin GÜLEÇYÜZ
23 Aralık 2020, Çarşamba
Bu yazıda (Barla Lâhikası’nı defalarca okumama rağmen kendini benden gizleyen) bir hanım Nur Talebesini tanıtmak istiyorum sizlere…

Müzeyyene, Barla Lâhikası’nda Bediüzzaman Hazretleri’ne gönderdiği üç mektubu ile yer alan hanım Nur Talebelerinden biri. 

1927 yılında sürgün olarak geldiği Barla’da bir iman inkılâbı hareketi olan Risale-i Nurlar’ı telife başladı. İman hakikatlerinin temelinden çürütülmeye çalışıldığı o yıllarda Barla’da telif edilen her eser çölde su ihtiyacı çekenlerin suyu koşması gibi Barla, Isparta ve civar köy ve kasabalarında ilgi gördü. Çiftçiler, çobanlar, çocuklar, gençler, ihtiyarlar, hanımlar…

Müzeyyene işte o yıllarda tanıştığı Risale-i Nurlar’a sımsıkı sarılan hanım Nur Talebelerinden biri. 

Mektuplarını okurken Bediüzzaman Hazretleri’nin Emirdağ Lâhikası’nda yer alan “Risale-i Nur’un ikinci kısım talebeleri fıtraten Risale-i Nur’a muhtaç, bir derece de dünyadan ürkmüş veya küsmüş kadınlardır” mealindeki tesbitini sık sık hatırlıyorsunuz. Hayalen 1920’li yılların Barla ve civarına gidiyor, yazdıklarına şahit oluyorsunuz…

BARLA LÂHİKASI’NDAKİ ÜÇ MEKTUP

Yeni Asya Neşriyat’ın yeni tanzim Risale baskılarında yer alan Barla Lâhikası’nın son sayfalarında yer alan “İndeks” bölümünde “Müzeyyene” ismini bularak onun Lâhika’da yer alan üç mektubunu bir yudumda okuyabilir, duygu dünyasında kısa bir yolculuk yapabilirsiniz…

“Ahiret hemşirelerimizden Müzeyyene’nin fıkrasıdır” başlığı ile sunulan ilk mektupta eline ulaşan Risaleleri gözünden ve kalbinden dökülen gözyaşları içinde okuduğunu, gelecek her bir yeni Risaleyi büyük bir iştiyakla okuduğunu belirtiyor. Üstad Hazretleri’nin Ramazan ayında mescitte namaz kılarken baskına uğrayarak gördüğü zulmü “Birkaç müfsidin kalbimize saldığı hançerin acısını, kalben bütün gün için için ağlayarak geçiriyoruz” cümlesiyle kayda geçiyor. 

Mektup “Âcize Talebeniz Müzeyyene” imzasıyla yazılmış.

İkinci mektub “Ahiret hemşirelerimizden ve Risale-i Nur Talebelerinden Müzeyyene’nin fıkrasıdır” takdimiyle sunuluyor. 

Eline ulaşan Risaleleri hangi duygular içinde okuduğunu o kadar güzel kelimelerle ifade ediyor ki: “Üstadım ben sair kardeşlerim gibi sizden bizzat ders almaktan mahrumum. Fakat haftada veya bir ayda, âli sözlerinizden gıyabî bir ders alıyorum tasavvuruyla dinliyorum. Güya bizzat sizden ders alıyorum” diyor.

Barla Lâhikası’nda muhtelif mektupları bulunan Lütfü Efendi’den bahsediyor. “Zekaî kardeşimizden 17. Söz, 18. Mektub, Yirminci Mektub ve Otuzüç Pencereli nurlarla parlayan kıymetli risaleleri aldık. Mütalâa ediyoruz. Hakikî Üstadımız olan Hazret-i Kur’ân elimizdedir” satırlarından Barla ve civarındaki Nur Postacıları ile sıkı irtibat halinde olduğunu anlıyoruz.

Üçüncü mektubunda çok lâtif kelimelerle Mevlâ’ya şükür duyguları içinde Risalelerin intişarına çalışanlara teşekkür ettiğini okuyoruz. Mektup şu cümlelerle sona eriyor:

“Barla çok bahtiyardır ki, en evvel ve her vakit o taze ve şirin Risaleleri herkesten evvel, bizzat şifahen Üstad’dan işitebilirler.” 

HÜLÂSA

Ispartalı şefkat kahramanı Nur Talebesi Müzeyyene Hanımla tanışmak, şevklenmek, gayrete gelmek isterseniz hemen onun Barla Lâhikası’nda yer alan mektuplarını bir nefeste okuyunuz… 

Okunma Sayısı: 3176
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı