“Rabbim beni edeplendirdi” diyen Peygamberimiz (asm) yanlış yapanları doğrudan hedef yapmaz, hata gördüğünde “Bazılarına ne oluyor, şöyle şöyle yapıyor” tarzında davranarak hükümlerini kişiselleştirmezmiş.
Ama bazı olaylar hariç! Bazı olaylarda hükmünü kişiselleştirir ve yanlış yapanı karşısına alarak konuşurmuş.
Bunlardan biri önyargı diyebileceğimiz peşin hükümler hakkındaki tavır ve tavsiyeleridir.
Buna misal olarak sahih hadis kaynaklarında yer alan şu olayı örnek gösterebiliriz:
KALBİNİ YARDIN DA MI BAKTIN?
Hz. Usame (ra) Peygamberimizin (asm) manevi evladı Hz. Zeyd’in (ra) çok parlak, gayretli, cesareti ile tanınan oğludur.
Bir savaş sırasında muhatabı yere düşerken kelime-i şahadet getirir ve merhamet diler. Ancak Usame (ra) bu sözleri duymazdan gelir ve onu öldürür. Fakat daha sonra kalbine bu durumdan kaynaklanan bir şüphe düşer. Yaşadığı hadiseyi Peygamberimizin (asm) huzurunda anlatır. Hz. Peygamber, “O, Allah”tan başka ilâh yoktur dedi ve sen onu öldürdün, öyle mi!?” diyerek tepki gösterir.
Hz. Usame (ra) çok sıkıntılı bir durumdadır. “Ya Resullullah o bunu öldürüleceğini anladığı için korkusundan söyledi” diye kendisini savunur.
Peygamberimizin (asm) sözleri ibret doludur: “Nereden biliyorsun? Onun kalbini mi yardın?”
Bu cümleyi o kadar çok tekrar eder ki sonraları Hz. Usame (ra) o anki duygularını şöyle anlatır: “Keşke o güne kadar değil de ondan sonra Müslüman olsaydım da bu ağır sorumluluk altında ezilmeseydim!”
Peygamberimizin (asm) huzurundan çıkarken şu sözler kulaklarında yankılanmaktadır: “Bakalım ahirette ne yapacaksın? Kıyamet gününde ‘Lâ ilâhe illallah’ kelimesinin karşısında kim senin yardımcın olacak?”
HÜLASA
İnsanlar hakkında çabucak hüküm vermeden önce Peygamberimizin (asm) bu sözünü hatırlayıp hatırlatalım: “Açıp da kalbine mi baktın?”
Bizi bir damla sudan yapan Cenab-ı Hak bile zerre miktar iyilik ve kötülüğü tartarak ahirette hüküm verirken biz niye önyargılı olalım ki?