Bunun ilk cevabı elbette anne ve babasının bu isimleri tercih etmesidir.
Babası Yusuf, kendi isminin bir peygamber ismi olmasından hareketle oğlunun da bir peygamber ismine sahip olmasını istemiş, baş harfinden ötürü de uyumlu olan Yahya’yı işaret etmişti.
Yahya’nın kelime anlamı; diri, yaşayan, hayatlandırılmış demektir.
Anne babasının yaşlılığında, babasının duası ile gelen mucize bir bebektir ve Allah’ın sebepler haricinde Hayy ismiyle dilediğine hayat verdiğini gösteren ibretli bir delildir. Kur’ân-ı Kerîm’de Zekeriya (as) yakarışı, duasının kabulü ve verilen evlâdın hususiyetleri ayrıntılı bir şekilde anlatılır ki aşağıya bir kaçını aldım:
Kültürümüzde “İsmiyle yaşasın” duası yerleşmiştir. Adına uygun bir karakteri olsun dileğiyle. İşte Yahya hem isim anlamı ve hem de Peygamber ahlâkının hususiyetleri ile gerçekten hayatlandırılmış bir hayatın sembolüdür.
Yahyâ’nın faziletli yaşayışı, annesinin kısırlığını giderip doğurganlığını canlandırması, kalbinin iman ve ihlâsla canlılık kazanması, Allah’ın onu itaatle diri tutması, şehidlerin hep diri kalması ve onun şehid olması sebebiyle “O yaşayacak” ibaresinin vurgusu ölümünden sonra bile diri tutulduğunun Rabbi tarafından vurgulandığı hususiyetleri haizdir
İşte Kur’ân-ı Kerim’de geçen bazı yerler:
“Zekeriyâ, ‘Ey Rabbim, benim nasıl oğlum olabilir? Bana ihtiyarlık gelip çattı; hanımım ise kısırdır’ dedi. Cenâb-ı Hak buyurdu ki: ‘Öyledir, fakat Allah dilediğini yapar.’” (Âl-i İmrân Sûresi: 40.)
“Allah buyurdu ki: ‘Ey Zekeriyâ, Biz seni Yahyâ isminde bir evlâtla müjdeleriz ki daha evvel hiç kimseye bu ismi vermedik.’” (Meryem Sûresi: 7.)
“Yahyâ dünyaya geldikten sonra, ona, ‘Ey Yahyâ, Tevrat’a kuvvetle yapış’ dedik. Ve daha çocukluğunda ona ilim ve hikmet verdik. Ona tarafımızdan bir şefkat ve günahlardan temizlik verdik. O da takvâ sahibi bir kul oldu. Anne ve babasına iyilik ederdi; onlara karşı zorba ve isyankâr değildi. Doğduğu gün de, öldüğü gün de, diri olarak kabrinden çıkarılacağı gün de selâmet onun üzerinedir.” (Meryem Sûresi: 12-15.)
Yahyâ Efendi var bir de. İstanbul’un manevî bekçilerinden. Kanunî’nin süt kardeşi, müderris şair ve sufî. İstanbulluların ziyaretini eksik tutmadığı Beşiktaş’ın manevî sultanı. Gemicilerin yardımcısı Boğaz’ın koruyucusu... Padişahın hata yapmasını engelleyen, dünyaya çok düştüğünde onu oradan çekip çıkaran.
İstanbul’da doğup inşallah burada hayat sürecek olan bir evlâdın o isimden de hissedar olması arzu edilmez mi? Edildi tabiî. Peki, Selim? İki isim koyma âdeti bulunmayan bizde bir de dedik hem annesinin baş harfi ile başlayan ikinci bir isim olsun, hem de Yahya’yı tamamlasın. Selim güvenilir arınmış selâmetli sağlam demek ya. Selâmetli bir ömür sürsün, akl-ı selîm, kalb-i selim bir karakterde olsun sarsılmaz iman sahibi olsun. Ha bir de Yaman soyadı var tabiî . İşte burada da Sultan 1. Selim gibi hakkaniyetli olsun dostuna karşı selim, salim yumuşak huylu, kötülere karşı da yaman bir güce sahip olsun dayanıklı olsun. Rabbim ismiyle yaşatsın berhudar olsun. Kendi küçük isimleri büyük adam. Hoşgeldin Yahyâ Selim Yaman...