Mehmet KARA |
|
Yumurtalı siyaset |
![]() |
Siyasette yumurtanın ağırlığı hissediliyor. Espriler, cevaplar hep yumurtanın üzerinden yapılıyor. Geçtiğimiz aylarda Başmüzakereci Egemen Bağış’a yapılan yumurtalı saldırı ise mahkemeye taşındı. Bu diğer yumurtalı protestolar için örnek olacak. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun öğrenciler tarafından yumurta ile protesto edilmesi siyasetteki tartışmaların merkezini teşkil ediyor. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ın “Kuzu’nun biraz daha yumurta yemesi lâzım” sözünü de bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor. Meclis’teki bütçe maratonu geçtiğimiz Pazartesi başladı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in bir saat 20 dakikalık sunumu ile başlayan görüşmeler liderlerin atışmaları ile başladı. Ancak geçmişteki bütçe görüşmelerindeki heyecan bu defa pek görülmedi. Şimşek’in bütçe görüşmelerinde ücretli kesimin maaşlarında yaşanan iyileşmeyi başta yumurta olmak üzere çeşitli temel gıda maddeleri ile açıklaması son günlerde yaşanan “yumurtalı gösteriler” dikkate alınınca hayli ilginç bulundu. Şimşek, en düşük memur maaşı ile 2002 sonunda sadece 2 bin 914 yumurta alınırken, bugün 5 bin 856 yumurta alınabildiğini söyledi. Öğrenci protestoları devam ederken, yumurta üzerinden siyaset biraz daha sürecek anlaşılan. Bu protestoların daha fazla tırmanmadan bitirilmesi gerekiyor. Bunun yolu, yetkililerin öğrencileri dinlemenin bir formülünü bulmalarında, öğrencilerin de artık sağduyulu ve akl-ı selimle hareket etmelerinde yatıyor… * * * NAZİRELİ, SU GEÇİRMEZ CEKET Meclis’te bütçe görüşmelerinde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, yanında getirdiği bir takım elbiseyi, “yumurta atarak ceketini kirlettikleri için öğrencileri mahkemeye veren Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’a iletmek üzere Devlet Bakanı Faruk Nafız Özak’a vermek istedi, ancak Bakan Özak, kabul etmedi. Yanında getirdiği su geçirmez ve yumurta lekesi tutmaz takım elbiseyi Genel Kurul’a gösteren Sevigen’e Meclis oturumunu yöneten Başkanvekili, “Sayın Sevigen, böyle bir usulümüz yok” demesinin ardından, AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, “Sayın Başkan, burası şov yeri değil!” diyerek karşılık verdi. Sevigen, hiçbir art niyetinin olmadığını söyledi söylemesine ama pek inandırıcı olmadı. Ceketi kimse almayınca Genel Kurul’da görevli olan kavaslar takım elbiseyi TBMM İdare Amiri BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’a götürdüler. Sevigen, daha sonra kuliste, Sırrı Sakık’tan takım elbiseyi aldı ve kargoyla Bakan Bağış’a göndereceğini söyledi. Sevigen’in bu manalı yılbaşı hediyesi tabiî ki Bağış’ı kızdırdı. Twitter’den çok ağır cevap verdi. Takım elbiseyi kabul etmeyeceğini söylerken de burada yazamayacağımız bir söz sarf etti, “mini kamera”lı bir göndermede bulundu. Bu da yumurtalı siyasetin başka bir yönü oldu. * * * YASSAK(!) İnternet ortamında bir mail dolaşıyor. Dünyadaki ilginç yasaklar sıralanmış. Bazı ülkelerdeki “yasak”lardan birkaç örnek verelim: “Kanada’da ağaca tırmanmak ve yağmur yağarken çimleri sulamak… ABD-Mississippi’de caddede tıraş olmak… ABD-New Jersey’de Çorbayı höpürdeterek içmek… İngiltere’de kadınların toplu taşım araçlarında çikolata yemesi… İskoçya’da Pazar günleri balık avlamak… İsviçre’de Pazar günü çamaşır asmak…” Bu yasakların olup olmadığını tam olarak bilemiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var. Türkiye’de yasaklar pek çok alanda var. Bunlardan en önemlileri ise12 yaşından önce Kur’ân Kursu’na gitmek ve başörtülü okuyup, çalışmak yasak… Öte yandan Economist dergisi dünyada demokrasi endeksi araştırmasının sonuçlarını açıklamış. Türk demokrasisi iki yıl öncesine göre iki basamak gerilemiş. Demokrasimiz Nikaragua ile denk hale gelmiş. Türkiye, Tanzanya ve Uganda’nın da bulunduğu hibrit (melez) rejimler grubunda yer alıyormuş. Yasaklar devam ettiği sürece de daha çook basamak düşeriz. Çünkü demokrasi içinde böyle anlamsız yasaklar olmaz 19.12.2010 E-Posta: [email protected] |