"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Prens Sabahaddin ve ahrârlık

Abdülbakî ÇİMİÇ
02 Eylül 2021, Perşembe
Bediüzzaman’ın Hayatı’ndan Tesbitler-126

Prens Sabahaddin, Osmanlı padişahlarından Sultan Abdülmecid’in torunu, V. Murat, II. Abdülhamid, V. Mehmet ve VI. Mehmed’in yeğenidir. Annesi Osmanlı Padişahı Abdülmecid’in kızı ve II. Abdülhamid’in üvey kız kardeşidir. “Meşrûtiyet dönemindeki Osmanlı Ahrar Fırkası ideologlarından fikir ve siyaset adamı Prens Sabahaddin Beyin prensliği, anne tarafına dayanır. Annesi Seniha Hanım, Sultan Abdülhamid’in üvey kız kardeşidir. Babası, Kaptan-ı Derya Damat Gürcü Halil Rifat Paşa’nın oğlu Damat Mahmut Celâleddin Paşa, hürriyet-meşrûtiyet taraftarı olması ve Yeni Osmanlılara yakınlık duyması sebebiyle, mutlakıyet rejimi tarafından sakıncalı görülüyordu. Önce, Adliye Nezareti’ndeki işine son verildi; ardından inzivada kalmaya mecbur edildi. Mesele bununla da bitmedi; hemen her hareketi yakın takibe alındı. Evinin ve âile hayatının sürekli şekilde takip ve tarassut altında tutulması, onu ve âile efradını ziyadesiyle rahatsız etti.

Mahmut Celâleddin Paşa’nın âilesi hem bu rahatsızlık sebebiyle, hem de çocuklarının daha iyi bir tahsil görmeleri mülâhazasıyla, İstanbul’dan ayrılarak Fransa’ya yerleşti. Âilesi Fransa’da iken Jön Türklerle temasa geçen ve onlarla birlikte hareket etmeye başlayan Prens Sabahaddin, 1902’de Paris’te yapılan Ahrar Kongresi’nde en ön safta boy gösterdi. 

Kongredeki rakibi ise, Meşrûtiyet taraftarı olmakla birlikte daha ziyade milliyetçi ve merkeziyetçi fikirleriyle tanınmış olan Ahmet Rıza Beydi. Ahrar hareketi, bu kongreden sonra iki kola ayrıldı: 

Milliyetçi-Merkeziyetçi Grup ile Hürriyetçi Liberal Grup.

II. Meşrûtiyet’in ilân edilmesiyle birlikte İstanbul’a gelince Ahrar-ı Osmaniye Fırkası saflarına katılan Prens Sabahaddin, bu fikrî ve siyasî hareketin ideologlarından biri oldu. Ne var ki, 1908 yılı seçimlerini komitacılıkla iş gören İttihatçılar kazandı. Bunlar, kendilerine rakip olarak Ahrar Fırkası’nı gördükleri için de, onlara karşı her türlü baskı ve yıldırma yöntemlerini devreye soktular.1

Sultan Abdülhamid’in otuz yıllık hürriyetleri kısıtlayıcı yönetiminin ardından, ifade ve dernek kurma hürriyetlerinin tanınması, basın kanununun kaldırılmasıyla sansürün sona ermesi, basın ve politikaya büyük hareketlilik getirdi. Hemen her alanla ilgili fikirlerin en ince ayrıntısına kadar aktarıldığı yüzlerce haber bülteni, gazete ve dergi yayınlanmaya başlandı. Bu gelişmeler karşısında toplum, hızlı ve görülmemiş bir şekilde siyasallaştı. Bütün halkın, zanaatkârların ve hamalların bile aralarında konuştukları tek konu politika oldu.2 Birbirinden farklı maksat ve gayeleri dile getirmeye yönelik çok sayıda sosyal, politik, kültürel ve meslekî kulüp ve dernek kuruldu.3  Muhalif hareketler, kurdukları kulüp4 ve siyasî partiler aracılığıyla varlıklarını hissettirmeye başladılar. Bediüzzaman’ın İstanbul hayatı ve II. Meşrûtiyet yıllarında kurulan en etkili siyasî oluşum, Osmanlı Ahrar Fırkası idi. Rejime muhalif olan bu partinin önemli fikir adamı, Sultan Abdülhamid’in yeğeni Prens Sabahaddin’di. 1908 yılında yapılan ilk seçime katıldı. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin görüşlerine zıt olan “Şahs-i teşebbüs ve adem-i merkeziyet (özel teşebbüs ve merkezden bağımsız)” düşüncesini ileri sürüyordu. Bazı yetkilerin etnik azınlık ve dinî kesimlere verilmesini ileri süren ilkeleri o dönemde büyük bir tepki çekti.5

Mezkûr partinin fikir ideoloğu olan Sabahaddin Bey, daha önceden Paris’e sürgün edilen; aynı zamanda İttihâd ve Terakki Cem’iyeti’nin en önemli ideologlarından olan ve pozitivist kimliğiyle tanınan Ahmed Rıza ile aralarında bir rekabet söz konusuydu. Ahmed Rıza, İstanbul’a geri dönüşünde bir kahraman gibi karşılandı ve yapılan seçimlerin hemen ardından Meclis-i Mebusan’ın başkanı olarak görevlendirildi. İttihâd ve Terakki Cem’iyyeti, güçlü bir merkezi hükümet kurma politikası takip ederken, Sabahaddin Bey de, devletin içinde bulunduğu sıkıntılara çözüm olarak İttihâd ve Terakki Cem’iyeti’nin politikalarına taban tabana zıt olan “şahsî teşebbüs ve adem-i merkeziyet” ilkelerini öne sürüyordu. Hükümete ait bazı yetkilerin çeşitli dinî ve etnik azınlıklara devredilmesini savunan bu fikirler, aşırı şekilde tenkit edildi.

Mezarı Eyüp Sultan’da

Prens Sabahaddin Beyin, I. Meşrûtiyet’in feshedilerek ilk Meclis-i Mebusan’ın kapatıldığı gün olan 13 Şubat 1878’de dünyaya geldiği rivayet edilir. 30 Haziran 1948’de İsviçre’de vefat eden Prens Sabahaddin Beyin mezar nakli, 4-5 sene sonra ancak mümkün olabildi. 1950’de iktidara gelen Demokrat Parti, 1951’de Taif’te bulunan Mithat Paşa’nın mezarını İstanbul Şişli’deki Hürriyet-i Ebediye Tepesine nakletti. Bundan bir sene sonra ise, Ahrar-Demokrat hareketin fikir öncülerinden olan Prens Sabahaddin Beyin mezarını kendi vatanına nakletmek için harekete geçildi. İlk adım, Osmanlı Hanedanı’na mensup kimseler için yapılan kanun değişikliği noktasında atıldı. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar’ın şiddetle muhalefet ettiği bu girişim, Başbakan Adnan Menderes’i istifa eşiğine kadar getirdi. Sonunda, Bayar geri adım atmak zorunda kaldı ve ilgili kanun kabul edilerek yürürlüğe girdi. 16 Haziran 1952’de kabul edilen ve bazı şartlara bağlı tutulan 5958 sayılı söz konusu kanunla, Osmanlı Hanedanı’na mensup sadece ölmüş olanlar ile hayattaki hanımların yurda girişlerine izin verildi.

İşte, bilhassa Adnan Menderes’in fikirlerine hayranlık duyduğu Prens Sabahaddin Beyin mezarı da, bu kanunun kabul edilişinden iki hafta sonra İsviçre’den alınarak İstanbul’a getirtildi. Sabahaddin Beyin mezarı, hâlen Eyüp Sultan Kabristanı’nda olup ziyarete açıktır.6

Dipnotlar:

1- Ahirzaman Tarihi, Cilt-II, s. 83, 84. 

2- Birinci, Hürriyet ve İtilâf Fırkası, s. 28-29. 

3- Birinci, Hürriyet ve İtilâf Fırkası, s. 28-29. 

4- Kayalı, Arabs and Young Turks, s. 75. 

5- Bediüzzaman Said Nursî Seyahatnâmesi, 2019, s. 92.

6- Ahirzaman Tarihi, Cilt-II, 2015, s. 86.

Okunma Sayısı: 2102
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı