“Yanlış algı” başlıklı son iki yazımızda “algı yönetimi” denilen yönetim çalışmasının ürünü olan siyasî nitelikli yanlış algılardan bahsettik.
Ardından, hafta sonu Sivas’ta gençlerle sohbet ederken, soruları üzerine, muhtemelen bir algı çalışmasının sonucu olan bir başka yanlış algı örneğini gördük. Size de gösterelim istedik.
İşte başlık bu yüzden böyle.
Başlıktaki sorunun olması gereken biçimi şu, değil mi?
“Kolada alkol var mı?”
Ama biz soruyu çevirip sorduk ki algıyı yönetelim.
Cevabın ne olduğu ayrı mesele. Ama aslında iki soru da hatalı.
Zira “alkolde kola var mı” sorusuna “hangi alkolde ne kolasından bahsediyorsun(!)” cevabı vermek gerektiği gibi, “kolada alkol var mı” sorusuna da önce “hangi marka koladan bahsediyorsun” demek ve ardından da “neden olsun ki” diye sormak gerekir.
Ama genellikle böyle yapmıyoruz.
Hemen mevzuya giriyor ve “varmış, ama azmış” ya da “varmış, ama olması önemli değilmiş” veya “olsa ne olur, olmasa ne olur” gibi yorumlarla mevzuyu kendimize mal ediyoruz.
Şunları da düşünmüyoruz.
- Herhangi bir marka kolayı bir defada ve aşırı içtiği için şeker ya da asit komasına girip ölen vardır, ama sarhoş olan var mı?
- Her hangi bir marka kolanın asidinden dolayı midesi vs. zarar gören vardır, ama her hangi bir marka kolayı “sarhoş olmak” için içen var mı?
- Her hangi bir marka kolayı sürekli içtiği için o markanın ya da genel olarak kolanın tiryakisi olan olabilir, ama sigara ve içki için olduğu gibi kola tiryakisi için de tedavi süreci var mı?
Tamam, diyelim ki meşru keyif için çay daha iyidir.
Tamam, kabul edelim ki millî içeceğimiz ayrandır.
Tamam, varsayalım ki hazım için şalgam suyu daha iyidir.
Tamam, vatanseverlik ve millicilik yapalım ve yabancı markaları boykot edelim.
Tamam, ama bunların hiç biri mesela –ne demekse- yerli malı ve “helal kola” türünden bir kolayı engellemek için yeterli sebep değil.
O hâlde problem başka yerde. Algıda...
Şimdi de algı yönetimi meselesine gelelim.
Acaba “şu ya da bu marka kolada alkol varmış” dedikodusu ve bir laborantın “biz şu marka kolada ‘eser miktarda’ şu türden alkole rastladık” beyanı ne işe yarar?
Kolaya talebi mi kırar, yoksa alkole direnci mi? İyi düşünelim…
“Ne alakası var” diyeceksiniz. Yazalım.
On yaşında bir çocuk düşünün. Babası hiçbir marka kola içmiyor, zira kolalı içeceklerin zararlı olduğunu düşünüyor. Çocuğunu koladan uzak tutmak için de ona kolada alkol olduğunu söylüyor. Ama anne kolayı seviyor, sık sık içiyor. Alkol içermediğini düşünüyor. Zaten içince sarhoş da olmuyor.
Çocuğa soruyoruz:
“Baban alkol alır mı?” Cevap: “Hayır”.
“Annen alkol alır mı?” Cevap: “Evet”.
“Alkol kötü müdür?” Cevap: Kötü olsaydı annem kola içmezdi. Demek ki alkol o kadar da kötü değil!
Alkolle kolayı kafada ve algıda karıştırınca kafayı karıştırmak bu kadar kolay işte.
Ne dersiniz, bu da bir “algı yönetimi” projesi olmasın!..