"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Alkolde kola var mı?

Ahmet BATTAL
14 Ocak 2014, Salı
“Yanlış algı” başlıklı son iki yazımızda “algı yönetimi” denilen yönetim çalışmasının ürünü olan siyasî nitelikli yanlış algılardan bahsettik.

Ardından, hafta sonu Sivas’ta gençlerle sohbet ederken, soruları üzerine, muhtemelen bir algı çalışmasının sonucu olan bir başka yanlış algı örneğini gördük. Size de gösterelim istedik.
İşte başlık bu yüzden böyle.
Başlıktaki sorunun olması gereken biçimi şu, değil mi?
“Kolada alkol var mı?”
Ama biz soruyu çevirip sorduk ki algıyı yönetelim.
Cevabın ne olduğu ayrı mesele. Ama aslında iki soru da hatalı.
Zira “alkolde kola var mı” sorusuna “hangi alkolde ne kolasından bahsediyorsun(!)” cevabı vermek gerektiği gibi, “kolada alkol var mı” sorusuna da önce “hangi marka koladan bahsediyorsun” demek ve ardından da “neden olsun ki” diye sormak gerekir.
Ama genellikle böyle yapmıyoruz.
Hemen mevzuya giriyor ve “varmış, ama azmış” ya da “varmış, ama olması önemli değilmiş” veya “olsa ne olur, olmasa ne olur” gibi yorumlarla mevzuyu kendimize mal ediyoruz.
Şunları da düşünmüyoruz.
- Herhangi bir marka kolayı bir defada ve aşırı içtiği için şeker ya da asit komasına girip ölen vardır, ama sarhoş olan var mı?
- Her hangi bir marka kolanın asidinden dolayı midesi vs. zarar gören vardır, ama her hangi bir marka kolayı “sarhoş olmak” için içen var mı?
- Her hangi bir marka kolayı sürekli içtiği için o markanın ya da genel olarak kolanın tiryakisi olan olabilir, ama sigara ve içki için olduğu gibi kola tiryakisi için de tedavi süreci var mı?
Tamam, diyelim ki meşru keyif için çay daha iyidir.
Tamam, kabul edelim ki millî içeceğimiz ayrandır.
Tamam, varsayalım ki hazım için şalgam suyu daha iyidir.
Tamam, vatanseverlik ve millicilik yapalım ve yabancı markaları boykot edelim.
Tamam, ama bunların hiç biri mesela –ne demekse- yerli malı ve “helal kola” türünden bir kolayı engellemek için yeterli sebep değil.
O hâlde problem başka yerde. Algıda...
Şimdi de algı yönetimi meselesine gelelim.
Acaba “şu ya da bu marka kolada alkol varmış” dedikodusu ve bir laborantın “biz şu marka kolada ‘eser miktarda’ şu türden alkole rastladık” beyanı ne işe yarar?
Kolaya talebi mi kırar, yoksa alkole direnci mi? İyi düşünelim…
“Ne alakası var” diyeceksiniz. Yazalım.
On yaşında bir çocuk düşünün. Babası hiçbir marka kola içmiyor, zira kolalı içeceklerin zararlı olduğunu düşünüyor. Çocuğunu koladan uzak tutmak için de ona kolada alkol olduğunu söylüyor. Ama anne kolayı seviyor, sık sık içiyor. Alkol içermediğini düşünüyor. Zaten içince sarhoş da olmuyor.
Çocuğa soruyoruz:
“Baban alkol alır mı?” Cevap: “Hayır”.
“Annen alkol alır mı?” Cevap: “Evet”.
“Alkol kötü müdür?” Cevap: Kötü olsaydı annem kola içmezdi. Demek ki alkol o kadar da kötü değil!
Alkolle kolayı kafada ve algıda karıştırınca kafayı karıştırmak bu kadar kolay işte.
Ne dersiniz, bu da bir “algı yönetimi” projesi olmasın!..

Okunma Sayısı: 2680
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ali ihsan azılı

    15.1.2014 16:26:00

    “Çoğu sarhoş edenin azıda haramdır.” Peygamberimizden(sav) nakledilen bu hadisi bilimin ilerlemesiyle daha iyi tahlil edebiliriz. Sarhoşluk edici içki dediğimiz içeceklerin içinde bulunan etil alkol(etanol) içeceğe sarhoşluk katan maddedir. İş böyle olunca şu hükmü çıkartabiliriz etil alkolun azıda çoğuda haramdır. Hangi içeceğin içine girse onu haram eder.

    Ahmet abimizin yazısında geçen
    “Herhangi bir marka kolayı bir defada ve aşırı içtiği için şeker ya da asit komasına girip ölen vardır, ama sarhoş olan var mı?

    - Her hangi bir marka kolanın asidinden dolayı midesi vs. zarar gören vardır, ama her hangi bir marka kolayı “sarhoş olmak” için içen var mı?

    - Her hangi bir marka kolayı sürekli içtiği için o markanın ya da genel olarak kolanın tiryakisi olan olabilir, ama sigara ve içki için olduğu gibi kola tiryakisi için de tedavi süreci var mı?”
    Cümleler fıkhı bir meseleyi gündeme getirip acaba az etil alkol bulunup çok miktarda içilse bile sarhoş etmeyen bir içecek helaldir hükmünü bize algılatmaktadır. Bu hususun tashih edilmesi gerekmektedir.

    Diğer bir husus yazıda geçen laborant kelimesidir.
    “bir laborantın “biz şu marka kolada ‘eser miktarda’ şu türden alkole rastladık” beyanı ne işe yarar?”
    Laboran ismiyle bahsedilen ilim dalı biyokimyadır. Biyokimya vücütta sentezlenen kimyasal reaksiyonları inceler ve tıp fakültesinin temel bilimlerindendir. Nitekim Prf.Dr. İdris Mehmetoğlu abimiz hem cemaatimizden olup tıp fakültesinde biyokimya anabilimdalında çalışmaktadır. Bu abimiz Erzurum da çalıştığı süreçte gazozları inceleyip içerisinde alkol olduğunu tesbit edip yayınlamıştır.
    Bir bilim dalından yukarıda geçen kelimelerle bahsetmek hiç uygun düşmemiştir.
    Gelelim ana meseleye kolaya haram demiyoruz ve diyemiyoruz çünkü içinde ne olduğunu bilmiyoruz. Öncelikle bir tetkikle içindeki maddeler analiz edilmeli.
    Ama üstadımızında kendine rehber ettiği “şüpheli şeyi bırak şüpheli olmayana bak” düsturunca takva ve azimetle hareket isteyenlerin hassasiyetlerini tebrik etmek gerekmektedir.
    Ayrıca yazıda geçen algı meselesine katılıyorum. Haramdır denmesi fıkıh alimlerince ifade edilmeden söz konusu edilmemelidir.

  • kenan ağdaş

    14.1.2014 23:33:00

    Antalya halinde esnafım son yıllarda nar ve portakal üretimi talebn çok üstünde ve üretici zarar ettigi için özellikle nar bahçelerini söküyor. Kola yerine taze sıkılan nar ve portakal suyu içer isek hem ülkemiz hem cifcimiz kazanır işin sağlık kısmını da siz düşünün.

  • burhan erden

    14.1.2014 16:32:00

    gerçekten türkiyede her alanda algı yönetimi baş köşede oturmuş. insanları bunalıma kafa karışıklığına ,hatta günah işlemiş hain olmuşcasına bir algı inşaa ediyor. kimileri mukavemetsiz kalıyor, ve bu seylaba kapılıp gidiyor. kimileri ise durumun vehametinin farkında .
    kimi algılar tutmasada aziz nesini haklı bularak %60 gerçeğiyle ya tutarsa diye zar atıyor ama gelinen nokta şu ki halkımız artık eski kave halkı değil kahvehane halkı bunu hesap edemeyenler rezil- ü- rüsva olacak üzülüyorum

  • Mahmut

    14.1.2014 09:51:00

    Hocam yazı gene muhteşem. Algı yönetimi ile arge çalışmaları, sosyal medyada ve her ortamda bizleri yönlendiren önemli bir etken. Bu çalışmalara önem veren ve istediği gibi yönlendirenler; yönelmek isteyenlerinde katkısı ile başarıyı elde etmiş oluyor. Öyle sanıyorum bu uluslararası bir çalışmalar bütünüdür. Yoksa yerli danışmanlarla olacak iş değil. Toplumda algı yönemi ile başarı.
    Ramazan Tavşan çok önemli bir konuya değinmiş ve son derece doğrudur. Yazınızın bir tamamlayıcısı gibi olmuş fakat o ticari yönden örneklendirmiş. Bence başlı başına bir yazı konusudur, Ramazan beye de teşekkürler.
    Peki biz ne yapmalıyız, biraz da biz soralım size.

  • ramazan tavşan

    14.1.2014 00:58:00

    ben bunları toplumda dile getirenlerin dini hassasiyetlerinden kaynaklandığına inanmıyorum. tamamen ticari amaçlı, çabuk piyasa yakalamanın kolaycılığı olarak görüyorum. bisküvide domuz yağı var diye toplumda hassasiyet oluşturulup; türkiye nin en geniş bisküvi sepetiyle (çeşitleriyle) piyasaya çıktılar ve o sektörün lideri konumuna geldiler. margarinde şu var imiş, bu var imiş yaygarasının peşinden margarinin her çeşitiyle arzı endam ettiler.kolada fare kanı var dediler, alkol var dediler peşinden türk kolasıyla bendensin dediler. sucukta şu var dediler, tavuklar besmelesiz kesiliyormuş dediler hep piyasa yaptılar. insanların dini hassasiyetleri üzerinden önemli bir piyasa yaptılar. sonra bunları kendileri bile kullanmayıp; lüks ciplere binip siyah gözlükler takıp, italyan markalı başörtüsü takıp, fransız markalı pardesü giyerek o sırtından kolay para kazandıkları dini hassasiyetleri olan insanlara tepeden bakıyorlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı