"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

… Ama yazılı kitabın nassına baktık

Ahmet BATTAL
24 Kasım 2021, Çarşamba
Erdoğan daha önce faiz konusunda “Nass ortada. Sana, bana ne oluyor? Olaya buradan bakacağız, ona göre de adımımızı atacağız.” demişti.

Bu açıklamaları hem laiklerden ve hem de dindarlardan tepki aldı. 

Bir kısım dindarlar mealen “dine referans vererek devleti kötü yönetmen devlete ve bilhassa dine zarar veriyor, bu huyundan vazgeç” dedi. 

Bu nasihatlerin ya da tavsiyelerin Erdoğan’ı dini siyasete alet etme işgüzarlığından vazgeçirmesi mümkün müdür? Sanmıyoruz. 

Nitekim Erdoğan siyasete alet edilecekler listesini tepeleme doldurmuş. Önceki gün de “ekonomik kurtuluş savaş ilânına” kalkışması bilhassa bu yönden ilginç oldu. 

Evet, biz iktisat ilmine ait bir kitap yazmadık. Ama nasslar konusunda bir parça bilgi ve fikir sahibiyiz. Bu sebeple dünkü yazıda şunları yazmıştık: 

“Devletin faizine gelince; kâğıt para basan yani parayı var eden banka durumundaki Merkez Bankası’nın kendi bastığı bu kâğıdın eşya ve hizmet karşısında ve diğer kâğıt paralar karşısında değerini tesbit etmeye ve değiştirmeye yönelik her hareket ‘para politikası’ icrasıdır. Merkez bankaları kendi ülkesinin bankaları ve piyasaları açısından ‘piyasa yapıcıdır’ ve asıl güç sahibidir. Bu güç bir kamusal güçtür. Ama merkez bankaları başka ülkelerin merkez bankaları için güçlü ya da zayıf müşteridir ve bu piyasa el’an faizsiz dönmeyen bir piyasadır.” 

Bu bilgilerden de anlaşılacağı üzere, devletlerin birbirleri ile iktisadî ilişkileri ve Merkez Bankalarının birbirleri ile para satışı-borçlanma ilişkileri, ticaret erbabının ya da sıradan vatandaşın bankalarla ilişkisine benzemez. 

Şöyle: Piyasa aktörlerinin birbirleri ile ve bankalarla kurduğu ilişkinin kanunu-kuralı vardır ve anlaşmazlık halinde devlet devreye girip hakemlik yapar. Hakkını almak isteyene yardımcı olur. 

Buna karşılık devletler (ve Merkez Bankaları) arasındaki iktisadi ilişki bir tür güç ilişkisidir ve gerçek anlamda hakemi yoktur. Haklının hakkını tesbit ettirmesi de tahsil etmesi de kolay değildir. 

Bu sebeple çeşitli paktlar kurmak ve bilhassa güçlü paralara sahip ülkelerle kalıcı ve güçlü iktisadî ilişkiler ve işbirlikleri kurmak en doğru çözümdür. 

“Dünyanın parası” haline gelmeye çalışan ya da kendisi istemese de fiilen öyle bir noktaya ulaşan ABD doları karşısında güçlü ve istikrarlı para birimleri haline gelebilmek önemli ve kıymetlidir. Bunun yolu ise merkez bankalarının ve dolayısıyla paraların ittifak edebilmesidir. EURO bu fikrin ve ihtiyacın sonucudur. 

Türkiye’nin esas hedefinin hukukî ve iktisadî açıdan da istikrar açısından da Avrupa Birliği üyeliği olduğuna şüphe yok. 

Önemli olan, iktidara, o hedefe gerçekten ulaşmaya çalışan birilerinin gelebilmesi. Gerisi kolay olur. 

Demokratlar işte onlardır. 

Okunma Sayısı: 2061
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Toygar

    24.11.2021 08:13:25

    İdarecilerde vizyon olmalı. Olmayınca böyle oluyor işte. Birkaç sene hamaset, birkaç sene dış düşmanlar, vay geliyorlar, vay geldiler, aha bunlar düşman, yok öbürü düşman.... Tam 20 senede gelinen nokta bu. Beceriksizliğin, birilerince kullanılmışlığın, ideallerin ve davaların ayaklar altında bırakılışının yaşandığı dönemdir bu. Üzgünüz ama duadan başka bir şey gelmiyor işte elden. Ahir zamanda inananlardan olmak zormuş gerçekten. Hak derken bakmışsın, en diplerde arkadaş edindiklerinin Hakk ile ilgisi yok! Allah affetsin hepimizi.

  • Nihat

    24.11.2021 07:09:22

    Kaleminize sağlık

  • Hüseyin İlhan

    24.11.2021 00:26:42

    Milletin hakemliğine gitmeyi 'İLKELLİK ,sayan,'HELALLEŞME,sözünden gocunan biri ALLAH BİR der ona tamam derim amma başka hiçbir sözüne asla güvenilmez.Heleki bu şahsın boununda YAHUDİ CEESARET ÖDÜLÜ varsa ve o kişi atelşe gönderdiği insnaalr üzerinden oy devşirip BANAMI SORDULAR diyorsa CANIN CEHENNEME,SENİN GİBİ İKİ DEĞİL İKİ MİLYAR SÖZLÜ düzenbaza demek gelir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı