Anayasa Mahkemesi Cuma günkü Resmi Gazetede yayınlanan bir iptal kararı ile, Saraydakilerin her şeyi ve herkesi yönetme çılgınlığına yine “dur” dedi.
Üyeler Basri Bağcı ve İrfan Fidan’ın karşı oylarıyla verilen bu karara göre Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile verilen basın yayını sansürleme yetkisi Anayasaya aykırı.
AYM diyor ki “verecekseniz bari Kanunla verin!”
Kararın yayınlandığı gün aynı zamanda instagram’a erişimle ve AYM web sayfasına erişimle ilgili bazı sıkıntıların olması “trafo kedileri”ni hatırlattı.
Cumhurbaşkanlığının yani yürütmenin halkla iletişimini sağlamakla görevli Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı adlı kamu kurumunun başında bir başkan var. Adı da Fahrettin Altun.
AYM tarafından iptal edilen o CBK hükümlerinin kendisinin başının altından çıktığı açık.
Onun başının altına kimin koyduğu ise tartışmalı. İddiaya göre eski çalıştığı üniversitedeki … deyip bırakalım.
Ama bu zatın, kendisini “kendi kendisini parlatmaya yetkili” gördüğünü ve başında olduğu kamu kurumunu da bu gayrı meşru amaçla tepe tepe kullandığını ve bu sebeple de “Başkan Erdoğan”dan sonrası için uyanık kalan “İkinci Başkan”cı Ankara bürokrasisinin ve AKP siyasetçisinin gözüne sık sık battığını kayda geçirelim.
Kurumu aynı zamanda bir sansür aracı olarak kullanma isteğine ise zaten AYM dolaylı biçimde “dur” demiş oldu. Dileyenler kararı Resmi Gazeteden okuyabilir.
Biz işin başka kısmındayız:
İletişim Başkanlığından yapılan açıklama şöyle:
***
Bazı basın yayın organlarında yer alan ve sosyal medyada paylaşılan, “Anayasa Mahkemesi, İletişim Başkanlığının basın ve ifade özgürlüğüne müdahale eden yetkilerini iptal etti. Kararın ardından Dezenformasyonla Mücadele Merkezi çalışmalarına devam edemez” iddiası manipülasyondur.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik müdahale yetkisi zaten bulunmamaktadır. Ayrıca karar, doğrudan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanına bağlı bir koordinatörlük olarak faaliyet gösteren Dezenformasyonla Mücadele Merkezimizin çalışmaları açısından herhangi bir sonuç doğurmamaktadır.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, yetkisini İletişim Başkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 3. maddesinde sayılan Başkanlığın genel görevlerinden almaktadır. Merkezimiz çalışmalarını bu doğrultuda aralıksız sürdürmektedir.
Anayasa Mahkemesinin verdiği karar, İletişim Başkanlığına bağlı bazı daire başkanlıklarının kuruluş kararnamesi ile ilgilidir. Anayasa Mahkemesi bazı maddelerin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi değil, kanun ile düzenlenmesi gerektiğine dair hüküm vermiştir.”
***
Siz bu açıklamadan ne anlarsınız bilemeyiz. Ama bizim anlayabildiğimiz şu:
AKMHP cumhurunun kendinden menkul “ikinci Başkan”ı diyor ki;
“AYM bize ‘hişt, kışt’ demedi. Sadece, ‘Resmi Gazeteye göndereceğiniz fermanlarınızı yalnızca Saraydan geçirip göndermeyin bir de Meclisten dolaştırıverin öyle gönderin’ dedi. Biz de bundan sonra böyle yapar ve yine işimize bakarız. Siz de bu kararı fazla büyütmeyin ve işinize bakın!”
Açıklamadaki “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik müdahale yetkisi zaten bulunmamaktadır.” komik cümlesinin anlamı ise şu:
“Bugüne kadar neyi nasıl ve neye dayanarak yaptıysak aynısını yapmaya devam edeceğiz!”
“Basın bitti, sırada AYM var” kısmını kim uyduruyorsa artık…