Bir gencin intiharı birilerine koz verdi. Bilgi kirliliği ve çarpıtma had safhada.
İnsanlar olaya nereden bakacağını şaşırmış vaziyette.
Doğrudan dine vuran mı istersiniz.
Din üzerinden iktidara vuran mı dersiniz. “Cemaat yurtlarını kapatalım” kılıfı altında “cemaatleri kapatalım” diyen cahilleri mi ciddiye alırsınız.
Bizim bakışımız belli: Anne babayı da düşünerek, empati yaparak olaya bakanlar haklı.
Neticede her anne baba evlâdının kendisi gibi ya da “kendisinden daha iyi” olmasını ister.
Şu usûl yanlış, bu usûl doğru…
Atış serbest.
Ama anadır babadır.
Bu gibi olaylar ciddî bir turnusol.
Evlâdı ana babasından alıp devlete veren komünist zihniyetin bir versiyonu da bu tür olaylarda hortluyor.
Oysa hepimiz biliyoruz ki; cemaatler, hele bu yıllarda, psikiyatri hastaneleri gibidir.
Bir hastanın tedavisi başarılı olamadı diye hastaneyi kapatır mıyız?
Yoksa hastaneyi geliştirmek ve tedaviyi yeniden şekillendirmek mi gerekir?
Ana babanın evlâdı için düşündüğü iyiliğin cemaat dışında alternatifi var mı? Yok.
O halde bu ve benzeri olaylardan çıkaracağımız ders belli:
Cemaatlerin verdiği hizmetin kalitesini arttırmak lâzım. Samimiyet lâzım. İhlâs lâzım. Sivillik lâzım… Bu kadar!
***
Önceki günkü “Bir sürü milletvekili” başlıklı yazımızda Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Prof. Dr. Mustafa Şentop’un Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile girdiği TV polemiğinde milletvekilleri hakkında “bir sürü milletvekili” ifadesini zuhulen de olsa kullanmasını eleştirmiş ve zihnî arka planı kendimize göre teşrih etmiştik.
İlginç yorumlar ve tepkiler geldi.
Kevser İlbahar adlı bir twitter takipçimiz yazımızın link paylaşımının altına şu tweet’i yazdı:
“Meclis Başkanı’nın ilgili konuşmasında ‘sürü’ ifadesi yer almamaktadır. Dilerseniz yeniden dinleyin. Böylesi bir yazı ile yanlış bir algı yaratmaya gerek yok.”
Kesinlik ve soğukluk içeren bu tweet’teki üslûp twitter için fazla resmîydi, ama yine de ciddiye aldık. Bilgimizde tereddüt etmedik, ama yine de teklifini kabul ettik. Videoyu Habertürk’ün kendi web sayfasından bulup yeniden izleyip dinledik ve aynı cümleyi yeniden işittik. (Bant kaydını da aldık.)
Ardından kendisine şu cevabî tweet’i yazdık:
“Sayın İlkbahar, Habertürk’ün kendi sitesinde video var. 8:30. dakikadan itibaren dinlerseniz siz de göreceksiniz ki Sayın Meclis Başkanı aynen ‘bir sürü milletvekili gitmiş’ diyor. Söylenmeyen bir sözü söylenmiş yapmak bize yakışmaz.”
Devamında o videonun linkini de paylaştık:
https://www.haberturk.com/video/canli-yayin/izle/sentop-canli-yayinda-yanit-verdi/750569
Sonra ilginç bir şey oldu. Kevser İlbahar “ben yanlış bilmişim, size de bühtanda bulundum, özür dilerim, gerçeği öğrenmiş oldum, teşekkür ederim” demek yerine tak diye hesabı bize kapattı kaçtı. Yani aslında o konuşmada o cümlenin iyi geçtiğini bilen biriydi.
Bu kişi Sayın Şentop’un gerçek bir seveni olsaydı bizim link paylaşımımızdan sonra bunun bir “dil sürçmesi” ya da dikkatsizce söylenmiş bir söz olduğunu ve ardında başka bir mana aranmaması gerektiğini söylemekle yetinirdi. Yani bizi fikrimiz ve çıkarımımız sebebiyle eleştirirdi, ama “yalan yazıp yalan söylüyorsunuz” demeye kalkmazdı.
Hiç rastlamamıştık(!) ama acaba bir trole mi rastladık?
Yakında kokusu çıkar.