"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasisiz cumhuriyetin kandırılmış kadınları

Ahmet BATTAL
27 Ocak 2024, Cumartesi
Derslerimizde ya da gençlerin de bulunduğu çeşitli ortamlarda bazen “rejim yalanları” bahsini açıp şu soruyu soruyoruz:

-Türkiye’de kadınlara siyasette seçme ve seçilme hakkı ne zaman tanındı?

Cevap verenlerin hemen hemen tamamı, 1930 ile 1945 arasındaki bir ya da birkaç tarihi söylüyorlar. 

Biz de hemen ardından şu soruyu sorup hem cevaplarını ve hem de sarsılmaz sandıkları ezbere dayalı hamaset bilgilerini sarsıyoruz: 

-Peki bu tarihte erkeklerin seçme ve seçilme hakkı var mıydı? 

Bu ikinci soruyla muhatap olanların büyük çoğunluğunun, soruda ele alınan konuyu ilk defa düşündüklerini de bakışlarından ve duruşlarından anlıyoruz. 

Bazıları kısa süre sonra kış uykusundan uyanıyor. Bazıları ise uyku ile uyanıklık arasında kalıyor. 

Ve bizim şu cümlemiz uyurgezerleri uyandırmaya yetiyor: 

-Erkeklerin bile sahip olmadıkları bir hakkın kadınlara tanındığına inanmanız için size ne içirdiler?

Son sorumuzun cevabı belli:

Ona “ideolojik eğitim hapı” deniyor. 

İdeolojik gözlük objektif düşünme yeteneğini köreltiyor. 

İdeolojik körlük ise zihnin işleme kapasitesini daraltıyor. 

Üstelik bu durum kendisini aydın kabul eden 10 Kasım Anıtkabir ziyaretçisi başörtülü kadınlar için dahi geçerli. 

Evet. Her şey net:

1925 ile 1950 arasında erkeğin seçme ve seçilme hakkı yoktu. Zira çok partili demokratik hayat da demokratik siyasi rekabet de yoktu. Erkeğin “bile” seçme ve seçilme hakkının olmadığı dönemde kadınların demokratik bir hak olarak seçme ve seçilme hakkına sahip olduklarını varsaymak en hafifinden abestir. 

M. Kemal ve İnönü ve yakın çevresince “sembolik olarak” milletvekili aday listelerine sokulan ve seçtirilen kadınların büyük kısmı, tek parti ideolojisine yani o günkü CHP ideolojisine mensup elit kadınlardı. Tek istisna Satı Kadın lakaplı Hatice Çırpan Karamehmet idi. 

Aytunç Altındal bile “Türkiye’de kadın” adlı kitabında (Alfa-2017, 3. Basım, s. 152) bu hususu şöyle tesbit ediyor: 

“Türk kadınına bazı haklar sağlanırken bunların getireceği iktisadi ve siyasal çıkarlar da hesaba katılmıştır. Kadının siyasete girmesinin, rayına oturtulmuş Batı’ya dönük iç ve dış siyaseti değiştirmeyeceği, üstelik göstermelik bir demokratik atılım görüntüsünü içereceği düşünülmüştür.”

Yani kadına seçme hakkının yakın tarihteki hikayesi gerçek değil gerçeğimsi bir görüntüdür.  

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanları bile kadınlara tanınan seçme seçilme hakkı yıldönümü günlerinde her yıl bu soruyu ve cevabı es geçerek hamaset nutukları atıyor. 

Adeta ortada kuyu varmış da yandan geçmek şartmış gibi. 

Hâlbuki eğitim önce doğru sanılan yanlışları düzeltmekle başlar. 

Ama olmuyor. 

Neden? 

Demokrasi isteyenler az. Hele tek parti dönemi ve rejimi ile gerçekten hesaplaşmak ve o dönemi tarihe mal ederek kapatmak isteyenler, çok çok az. 

Dolayısıyla hamaset körlüğü de sürüp gidiyor. 

Demek çare önce o azları çoğaltmak. 

Bu sebeple Türk Demokrasi Vakfı gibi sivil oluşumların bu gibi konuları öncelikli gündem yapması lazım. 

Okunma Sayısı: 1805
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Murat Cansız

    27.1.2024 22:28:43

    Kalemine yüreğine sağlık Ahmet hocam

  • Arda Yıldız

    27.1.2024 18:21:19

    Ahmet abi siz defalarca gerçek demokrasinin millet ittifakı ile ortaya çıktığını yazdınız. Nerde o demokrasi?

  • Zubeyir

    27.1.2024 13:28:06

    Tebrikler. Kaleminize sağlık

  • Abidin

    27.1.2024 11:27:16

    Gücü bulan demokrasi istemiyor evet!!! Emeğinize yüreğinize sağlık...

  • Cemal Özkaya

    27.1.2024 08:03:04

    Bende böyle düşünüyorum ama bu kadar veciz ifade çok yerinde olmuş.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı