Dün dokunulmazlıkları yazdık.
Bugün de bize dokunanlardan bahsedelim.
Nedense birileri son zamanlarda “hayatımıza dokunmak” diye bir kalıp kullanır oldu ve millet de bunu iyi bir şey sanmaya başladı.
Meselâ Erdoğan geçen yılbaşında “Kalkınma hamleleriyle her insanımızın hayatına dokunduk” dedi.
Meselâ Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk “yarım çalışma ödeneğiyle otuz bir bini aşkın kadın işçimizin hayatına dokunduk” dedi.
Meselâ KADEM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve sivil toplum kadını Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu, “Pek çok konuda temsilcilerimizin de katkılarıyla insanların hayatına dokunduk, kadınların sesine kulak verdik, problemlerine çözüm aradık” dedi.
Meselâ iş adamı ve önemli kişi Aydın Doğan önceki yıl “Grup olarak alnımız açık. Başarılarla dolu bir tarih biriktirdik. Anadolulu kimliğimizi hiç unutmadık. On binlerce ailenin hayatına dokunduk.” dedi ve hem biriktirdi ve hem de dokundu.
Meselâ iş adamı ve mühim insan Ömer Koç geçen sene “‘Önce insan’, bizim için kavramsal bir yaklaşımdan ziyade temel ilke oldu. Sağlıktan kültüre, eğitimden çevreye uzanan alanlardaki faaliyetlerimizle milyonlarca insanın hayatına dokunduk ” dedi.
Hatta bir AFAD personeli olan Özgür Aydoğan “Şunu gördük, biz artık arama kurtarmada çok iyiyiz. Orada birçok insanın hayatına dokunduk, birçok vatandaşımızı sağ çıkardık” dedi.
Kaynağını tam bilemiyoruz, ama bu kalıp muhtemelen tercüme hastalığının sonucu ve lisanımızın hayatına oldukça dokunan ve zarar veren bir dokunuş bu.
Benzer bir uydurma kalıp da “ilişki biriktirmek”. Ne demekse!
Bu uydurma kalıplar nereden çıktı da mühim adamların (erkeklerin ve kadınların) dillerine düştü bilemiyoruz.
Ama açık söyleyelim. Hayata dokunmak lâfı bizim neredeyse kanımıza dokunuyor. Zira TDK sözlüğünde böyle bir “dokunma” yok.
Ama TDK’nın “sozluk.gov.tr” adresinde şu türden dokunmalar var ve bize lâzım:
- Haram yerseniz midenize dokunur.
- Birilerine itiraz ederseniz iktidarına dokunur.
- Bazılarına “bu yanlış, yapma” derseniz menfaatine dokunur.
- Bazıları karıncaya bile dokunmaz.
- Zalime “zulmetme” dersiniz de nedense rikkatine dokunmaz.
- Gözü yaşaranların gözyaşları birilerine hiç dokunmaz.
- Bazıları asıl meselelere dokunup geçer.
- Bazıları ise suya da sabuna da dokunmaz!
Bu milletin hayatına dokunan dokunulmazlara sandıkta reylerle dokunmak çok lâzım.