Kâğıt paralarımızın üzerinde, tedavüle koyan bankanın adı olarak, “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası” değil “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” yazar. “İ” harfi eksik gibi durur.
Sebebi hakkında herkes bir şeyler yazıp söyler. Merkez Bankasının web sayfasında da konuyla ilgili olarak pek de ikna edici olmayan bir açıklama vardır. Şöyle:
11 Haziran 1930 tarih ve 1715 sayılı Kanun (Mülga) ile Merkez Bankası “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” unvanı altında özel hukuk tüzel kişiliğine sahip ve özel sermayenin de katıldığı bir anonim ortaklık olarak kuruldu. Bu düzenlemeyle Devletten ayrı ve bağımsız olduğu hususuna özel bir önem verildi. Bu amaç çerçevesinde, Bankanın Kuruluş Kanunu tasarısında adı “Cumhuriyet Merkez Bankası” olarak öngörülmüşken, Türkiye Büyük Millet Meclisi Komisyonunda uluslararası ilişkiler de düşünülerek “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” olarak değiştirilmesine karar verildi; bankanın bağımsızlığını vurgulama amacı güdülerek “Türkiye Cumhuriyeti” ibaresine ve kısaltılmış şekli olan “T.C.”ye özellikle yer verilmedi. Kanun koyucu tarafından bankanın devlete ait bir kuruluş; bir kamu kuruluşu olduğu izlenimi vereceği endişesiyle bundan özenle kaçınıldı. Halen yürürlükte bulunan 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 1. maddesinde de, bankanın anonim şirket ve özel hukuk tüzel kişiliği ile unvanı “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” olarak aynı şekilde korundu.
***
Yani özetle bu açıklama diyor ki kanun koyucu “Türkiye Cumhuriyeti” deseydi devlete ait bir kuruluş sanılacaktı. İ harfini koymadı ki devlete ait sanılmasın!
Verilen bilgiler doğru olsa bile amacın doğru olmadığı açık. Zira bu amaca bu yolla ulaşılamayacağı açık.
O halde meselenin aslı nedir?
Bize göre mesele eski bir dilbilgisi kuralı ile ilgilidir.
Halen yürürlükte olan 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 281/2. maddesinde, bu dilbilgisi kuralını görmemizi sağlayacak şöyle bir hüküm var:
“… senette faiz nispeti açıklanmış ise bu nispet, açıklanmamışsa Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddi uygulanır.”
Bu kanun hükmü bir tereddüt içermiyor, bankanın adı hususunda da su gibi akıyor. Zira bir bankaya “Cumhuriyetin Merkez Bankası” demenin en iyi yolu “in” ekini kaldırıp “Cumhuriyet Merkez Bankası” ifadesini kullanmaktır.
Bu Merkez Bankasının neredeki Cumhuriyetin Merkez Bankası olduğunu söylemenin yolu da bankanın adını “Türkiye’deki Cumhuriyet’in Merkez Bankası” olarak ifade etmektir.
Ama o günkü dilbilgisi kurallarına göre kurum adında ek bulundurmak uygun görülmemiş.
(Azeriler bu kuralın aksini doğru görüyorlar ki kendi kurum isimlerinde -nin,nın gibi eklere yer veriyorlar. Merkez Bankalarının adı da şöyle: Azerbaycan Respublikasının Merkezî Bankı”.).
Bu dilbilgisi kuralı sebebiyle “bankanın isminin içerdiği ‘deki’ ve ‘in’ eklerini atmak lazım” denmiş.
O zaman da ortaya şimdiki isim olan “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” çıkıyor ve çıkmış. Hikayenin aslı bizce bu.