"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Millet irâdesine siyasî şantaj!

Cevher İLHAN
21 Ağustos 2025, Perşembe
“Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” adı verilen “süreç komisyonu”nda “iddialı mesajlar”ın verildiği vetirede Saray iktidarınca muhalefet belediyelerine operasyon dalgalarının hız kesmeden sürmesi demokrasiyi, hukuku, siyasî ahlâkı altüst ediyor.

Bir yandan “barış”tan, “birlik”ten, “kardeşlik”ten, “iç tahkimin gereği”nden dem vurulurken, diğer yandan yargının “siyasetin sopası” ve “aparatı” olarak istimaliyle iktidardakilerin rakiplerini devre dışı bıraktırma, itibarsızlaştırma ve siyasî intikam hesaplı kutuplaştırıcı baskılarla, haksızlığın ve hukuksuzluğun dayatılmasıyla insanî değerlerin tahribi, milletin birlik ve bütünlüğünü berhava ediyor.  

Sözde “gizli tanıklar”ın “kulağıma gelmişti,” “duymuştum,” “demişlerdi” gibi isnatlarla muhalefete mensup belediye başkanları, yüzlerce bürokratı ve çalışanı tek tek derdest edilip tutuklanırken, Sayıştay’ın yolsuzluk raporlarına ve yargı kararlarına rağmen iktidar belediyelerine tek bir soruşturma açılmamasıyla “muhalefete ayrı, iktidara ayrı çifte hukuk” her haliyle sırıtıyor.

İFTİRALI ALGI OPERASYONLARIYLA…

İktidar partisi içinden “kamu malını parsel parsel sattığı” söylenen iktidar belediyelerindeki yolsuzluklar, hırsızlıklar, rüşvet, zimmet, irtikâp, kamu malının yandaşlara peşkeşi, ihaleye fesad karıştırma ile ilgili savcılıklara gönderilmiş yüzlerce dosyanın gözardı edilmesi garabeti sergileniyor.  

Sonradan “pişmanlık yasası”ndan “itirafçı” durumuna düşürülmüş bir iş adamının kamu kurumlarından, iktidar belediyelerinden aldığı 300’den fazla ihalede hiçbir “şey” bulunmazken, son dönemde muhalefet belediyelerinden aldığı sayıları beşte biri bulmayan ihaleler soruşturuluyor.

AKP dönemi Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin sayıları 80’i bulan dosyanın savcılıkça sümen altı edilip görmezden gelinmesi veya bir iktidar belediyesinin âlây-ı vâlâ ile açtığı “dinozor parkı”nı çürümeye terkle göz göre göre 801 milyon dolar zarara soruşturma açılmaması; İstanbul Büyükşehir’e ait 100’e varan dosyanın İçişleri Bakanlığı’nca el konulması bunun bâriz belgesi.

Ya da başında bulunduğu Bakanlığa kendi âile şirketinden yüksek fiyatla dezenfektan satıl alan Bakanı soruşturmak yerine “istifa” ettirilip yine Cumhurbaşkanınca hizmetlerine teşekkür edilmesi” benzeri, iktidar belediyeleri başkanları istifa ettirilerek yolsuzlukları örtbas edilip yargıdan kaçırılıyor.

Gece yarısı baskınlarla birer “suçluymuş” gibi gözaltına atılıp tutuklanan belediye başkanları ile yöneticileri hakkında önce ”yandaş medya”, “maaşlı troller”le yoğun ithamlar, bühtan bombardımanı yağdırılıyor; ardından yoğun iftiralı algı operasyonlarıyla kamuoyu oluşturulmaya yelteniliyor.

“SİYASÎ KAPTI KAÇLIK VE YANKESİCİLİK…”

Ve bütün bunların da tutmaması üzerine daha önce siyasi iktidara, “tek kişilik hükûmet”e her türlü ağır eleştiriyi yapmış belediye başkanları, ağır baskılarla, yakınlarının şirketleri üzerinden tehditlerle yıldırılarak “ya AKP’ye katıl, ya hapse tıkıl!” şantajıyla katılımları sağlanıyor. 

Hâlen 16 belediye başkanı ile başkan yardımcılarından özel kalem müdürlerine ve şoförlere varan üç yüze yakın belediye bürokratı ve çalışanının hiçbir delili ve mesnedi olmadan yargısız infazla tutukluluklarına rağmen aylardır iddianamelerinin hazırlanmaması, “çifte standartlı hukuk”un bir diğer göstergesi. Bir başka tâbirle “siyasî kaptı kaçlık ve yankesicilik” yapılıyor.

Bizzat “yandaş yorumcular”ın ikrarlarıyla 31 Mart mahalli seçimlerinden bu yana, en son dokuz belediye başkanının katılmasıyla Yeniden Refah Partisi’nden 24, CHP’den 7, İyi Parti’den 7, Saadet Partisi’nden 1, DEM Parti’den 1, DEVA Partisi’nden 1 ve bağımsızlardan 14 olmak üzere başka partilerden seçilmiş 55 belediye başkanının AKP’ye katılmasının kotarılması, vahameti ortaya koyuyor. (gazeteler, 16.8.25)

En çarpığı, demokrasiyi ve hukuku da “kahr ve cebr (zorla) ile zâhiri bir hâkimiyet, sathî bir tahakküm” kuran “otoriter rejim”in “tehditlerle, korkularla hilelerle efkâr-ı ammeyi (kamuoyunu) başka bir mecraya çevirmesi”, yalan – yanlış propagandalarla “muvakkaten (geçici olarak) muhakeme-i akliyeyi az bir zamanda kapatması” propagandalarıyla “meleği şeytan, şeytanı melek gören menfi siyaset”le millet irâdesinin gasbedilmesi.

Millet irâdesine siyasi şantajdan bir hayır gelmeyeceğini bile bile…

Okunma Sayısı: 209
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı