İlk 3 ay acemi eğitimi, ardından şoför eğitimi aldım. Sonunda Kıbrıs - Güzelyurt’a gittik. Orada kadrolu olduğumdan çavuş rütbesini taktık. Kreyn (vinç) operatörü olarak görev yapıyordum. Vaktimiz olduğundan kitap ihtiyacı hissettim. 2-3 ayda bir Lefkoşa’ya gidip bir gazete almakla iş bitmiyordu. Sonunda Malatya’da Yeni Asya bürosu gibi iş gören Kemalettin Işık Ağabeyden kitap istedim. Sağolsun (şimdi rahmet olsun) kitapları paket yapıp Kıbrıs’a adresime yolladı. 

Bir gün bölük komutanı Yüzbaşı beni çağırdı:

- Gel bakalım Çavuş, bu ne, kitaplar falan?

- Komutanım okumak için iyi olacak.

- Önce şu mektuba bakalım.

- Okudum… Şimdi yırt çöpe at. Kitapları ben bir inceleyeyim. Sonra sana veririm, dedi. 

Birkaç gün sonra:

- Oğlum burası asker ocağı. Burada en büyük iş vatanı beklemek, başka şeyleri kafaya takma.

Kitapları aldım. Doya doya okudum. Sonra asker çekilecek dediler. Osmaniye’ye geldik. Orada da mümkün olduğu kadar Yeni Asya Gazetemizi okudum. Bölük komutanının şoförü tertip olduğundan gazeteyi alıp getiriyordu. Selam olsun kitap ve gazete okuyanlara.