1970’li yıllar.
Hayatımızın baharındayız. Okumayı ve yazmayı çok istiyordum. Köy şartlarında elle gazete ve dergi çıkarıyordum. Karakalem ve tükenmez kalemlerle denemelerimiz olmuştu.
Benim bu azmimi gören babamın halaoğlu esnaf Mahmut Kaygusuz ilçeden köye hergün okuduğu Yeni Asya’yı gönderiyordu. Gazetemizi çok sevmiş ve yazarlarına hayran olmuştum.
Derken 1974 yılı baharında gazetede Bediüzzaman’ın hayatı tefrika oluyordu. Ertesi günü iple çekiyordum. Sonunda bu heyecan beni Çelikhan Müftülüğü’ne attı. Müftü Efendi Vehbi Kocak’tan Risale-i Nurlar’ı istedim. Mevcut olan bir hocaya gönderdi. İlk etapta Küçük Sözler, Gençlik Rehberi, İhlâs, Uhuvvet vs. aldım. Hocaya “Ben Sözler, Lem’alar, Mektubat, Şuâlar ve Tarihçe-i Hayat’ı istiyorum” dedim.
O da şöyle dedi:
“Büyük kitaplar Malatya’da bulunuyor. Oraya gidince alırsın. Şimdilik bunlar sana yeter.”
Birkaç ay sonra yolumuz Malatya’ya düştü. Medrese-i Nuriye’de ilk Büyük Sözler’i 1975 yılında 50 liraya aldım. Dünyalar benim olmuştu. O zaman böyle kaliteli baskı ve lügat yoktu. İkinci hamur kâğıttı, o kitap. Bu fırsatı bana veren Mahmut Kaygusuz, Vehbi Kocak ve Celal Korkmaz’a rahmet dilerken, Hüseyin Gültekin’e de duâ ediyorum. Selâm olsun Risale okuyanlara…