Dr. Nuriye Ortaylı, “Virüsle pazarlık yapmaya çalışıldığını izliyorum. Virüs açıkça şunu söylüyor: “Beni hafife almaya devam edin. Hem canınızı alacağım, hem o çok sevdiğiniz ekonominin temellerini kemireceğim” diye kaydetti.
Salgının hızlandırılmış bir halk sağlığı problemi olduğunu söyleyen Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Nuriye Ortaylı, “Salgının kontrol altına alınamadığını, gidişatın iyi olmadığını bu konunun uzmanı bir grup insan yaz aylarından beri söyledi. Politikacılar başta, büyük çoğunluk kulağının üstüne yatmayı tercih etti” dedi. Yetkin Port’ta kaleme aldığı makalesinde, “Ağustos ayında, Ankara, Diyarbakır, Urfa, Mardin’de işler çığrından çıktı. Bir grup uzman, en örgütlüleri Türk Tabipler Birliğinde, kamuyu bilgilendirmeye çalıştı. Hain ilân edildiler. Bugün geldiğimiz noktada, bırakın başka kanıtları gerçeğin yalnızca ufak bir bölümünü yansıttığını bildiğimiz Bakanlık verileri bile, hastalananların da ölenlerin de Nisan ayından daha yüksek bir noktada olduğunu gösteriyor. Birçok politikacının bugün bazı can yakıcı tedbirleri almazlarsa çok yakında büyük bir belânın içinde olacaklarını göremediklerini düşünüyorum. Bir anlamda, her konuda yaptıkları gibi virüsle de pazarlık yapmaya çalıştıklarını izliyorum” diye yazdı.
Vak’a azalması tek başına yetmez
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Kısıtlama var diye ev gezmesi yaparsanız tedbirler işe yaramaz” açıklamasını yaparken, Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk: “Vak’a azalması tek başına yetmez. Çok büyük özenle bu önlemlere uymak zorundayız.” uyarısını yaptı.
Virüs hızlanarak gidiyor
“Son üç haftada yeni hasta sayılarının da ölüm sayılarının da hızla arttığını gözlüyoruz” ifadesini kullanan Ortaylı şunları kaydetti, “Vakit geçirmeden atılması gereken üç somut adım var: Birincisi gerçekleri vatandaşa açıklamak. Toplumda var olan vurdumduymazları da, yerel yöneticileri de harekete geçirmenin yolu, içinde bulunduğumuz durumun vahametini bütün açıklığıyla, net, anlaşılır bir şekilde ortaya koymak. İkincisi verileri bilim insanlarıyla ve kurumlarla paylaşmak. Benim çeşitli ikincil verilerden kabaca hesapladıklarım, en az dört hafta sürecek bir kapanmanın gerektiğini gösteriyor. Hayatî sektörler dışında bütün sektörlerde yüz yüze çalışmanın yasaklanması. Hayatî sektörler dışındaki herkesin evde kalması (gıda/ilâç temini ve evinin etrafında hane halkı ile yürüyüş dışında). Üçüncüsü küçük esnafa, gündelikle yaşayanlara ve işsizlere maddî yardım yapmak. Evet bunlar, enflasyonu hızlandıracak, zaten zor durumda olan ekonomiye büyük yük getirecek. Ama başka çare yok. Zaten enflasyonla yaşıyoruz, yaşayacağız. Oysa virüs hızlanarak gidiyor. Çok can kaybettik, daha çok kaybedeceğiz. Virüsle inatlaşmanın âlemi yok. Virüs açıkça şunu söylüyor: “Beni hafife almaya devam edin. Hem canınızı alacağım, hem o çok sevdiğiniz ekonominin temellerini kemireceğim”
***
‘Aralık’ta aşı yapmaya başlıyoruz’
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Covid-19 aşısıyla ilgili olarak, “Aralıkta asgarî 10 milyon doz Çin aşısı ve -ruhsatı tamamlanırsa -1 milyon doz Pfizer’in aşısını risk gruplarına ücretsiz yapmaya başlıyoruz” dedi. T24’deki habere göre Koca, şunları kaydetti: “Aralıkta asgarî 10 milyon doz Çin aşısı ve -ruhsatı tamamlanırsa -1 milyon doz Pfizer’in aşısını risk gruplarına ücretsiz yapmaya başlıyoruz. Kendi aşımızı da Nisan ayında kullanıma sokmuş olmayı planlıyoruz. Rus aşısının toksisite çalışmalarını da biz yapıyoruz. Hepsi yüksek etkinlikte aşılar. Yarınki Bilim Kurulu’nda belirlenecek risk gruplarına aşı ücretsiz yapılacak. Bunun dışında süreç ilerledikçe aşının eczanelerden de alınabileceği bir takvimi hayata geçireceğiz.”