Elektrikli el feneri, ampül de bir enerji üretir. Düşük dereceli ateş, bizi ısıtır, yemeği pişirir! Oksijen kaynağı, kalın çelik levhaları yakarak keser! 1000 derecelik ateş çeliği akkor sıvıya çevirir! 220 voltluk enerji elektrikli ev âletlerini; bunun üstündeki trenleri, koca fabrikaları harekete geçirir!  

İstidât (potansiyel yetenek) ve kabiliyetlerimiz sınırlandırılmadığına göre, herbir duygumuzu maksimum derecede kullanmamız, ka-pasitelerini yükseltmemiz mümkündür. Olumlu veya olumsuz duygu ve hasletlerimizin kapasitelerini yükseltip yöneltebiliriz. 

Kazâ, bunların tam tersi de mümkündür. Kalbden başka akıl, ruh, sır, nefis gibi mevcut olan bütün duygu, his ve lâtifeleri (enerji boyutlarının) de geliştirip yönlendirebiliriz.  

Sihir, büyü bir takım malzeme ve sözler kullanarak, insanların ruh ve mânevî hayatlarında, bilinenin dışında değişiklik meydana getirmektir. Göz bağlama ve boyamanın yanında, çok çeşitli malzeme ve sözlerle de insanları etkileyen bir çeşidi de vardır.  

Malzemelerle yapılan büyü, perhizler yaptırarak ruhu kuvvetlendirmeye dayandığı gibi; nakış, tütsü, düğümlerle yapılan büyü, bir takım isimler zikrederek ve cinnileri kullanarak yapılan sihir bunlar arasında sayılabilir. 

Bediüzzaman, “Ve min şerrinneffâsâti fil’ukad/düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden” (Felak Sûresi, 4) âyetinin günümüze bakan veçhesiyle tefsir ederken, “sihirbazların, küresel büyücülerin” medya vasıtasıyla sübliminal telkinle, “Maddî ve mânevî şerlerini, siyasî diplomatların, radyo diliyle herkesin kafalarına sihirbaz ve zehirli üflemeleriyle ve mukadderat-ı beşerin düğme ve ukdelerine gizli plânlarını telkin” ettiklerine dikkat çeker. (Bediüzzaman, Şuâlar, s. 243) 

Diğer taraftan hipnotizma, manyetizma, ispirtizma ve medyumluk yoluyla menfi tesirler meydana getirmek mümkün.  

İşte bazı enerji boyutlarıyla sihir/büyü yapılıp insanlar maddeten de olumsuz etkilemek mümkün olduğu gibi, “isa­bet-i ayn” denen nazar, göz değmesi enerjisiyle de zarar verilebilir.