Mazide tartıştığımız AKP sevdalısı kombi ustasına; işini düzgün yapmayan oğlunu şikâyet edip “dürüst” esnaflık için ikaz etmesi için ziyaret ettik.
Ne ki, o da oradaydı; söze, “Oğlunuz gerçekten işin ehli! Ancak, daha genç olduğundan zamanla esnaflığın prensiplerini daha iyi kavrayacak…” diyerek girdik. “Evet, ama, hocam, bir problemimiz var; namazlarını kılmıyor!” dedi.
Babasına bakarak, oğluna hitap ettik: Yaratılışın gayesini açıklayan 20. mektubu; 2. Söz’deki imanın getirdiği mutluluğu, 3. Söz’deki, ibadetin getirdiği saadeti; 4. Söz’deki namazın kıymet ve önemini; 9. Söz’deki beş vaktin hikmetleri ve teşekkür vakitleri huzurunu özetledik. Peygamberler Tarihi ve Namaz’ın Hikmetleri ile ilgili kitaplar vaad ederek onlar mutlu, ben daha mutlu ve umutlu ayrıldık. Sonra “Peygamberler Tarihi”ni anlatan kitabı hediye verdik.
Bir müddet sonra aradık, babası çıktı telefona. “Ne yaptı oğlunuz, kitabı okudu mu?” “Yok, Hocam, ama, ben okudum… Kitap çok akıcıydı…” dedi. “İyi de oğlunuzun da okuması için vermiştik” dedik. “Yok hocam, çocuklar dünyaya daldı; para kazanmanın peşindeler!” dedi. “Bir mükafaat vaad edelim, bir yol bulalım!..” dedik.
Ne derse beğenirsiniz: “Ümidim, oğlanı namazlı bir kızla evlendireceğiz, ona kıldırır!..” Aman Allah’ım, ne feci bir cehalet, mesuliyetsizlik girdabına sürüklendik!? O zamana kadar yaşayacak mı; terbiye edemediğiniz çocuğunuzu el kızı nasıl terbiye edecek be adam! Şimdiye kadar siyaseti takip ile “O ne dedi, bu ne cevap verdi!” diye siyaset labirentlerinde dolaşacağınıza, “Allah ne emrediyor, peygamber ne diyor?” deyip öğretseydin dinini, imanını, Kur’an’ını…
“Bir çocuk, küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imani alamazsa, sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslamiyet ve imanın erkanlarını ruhuna alabilir. Adeta gayr-ı müslim birisinin İslamiyeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer. Bilhassa, peder ve validesini dindar görmezse ve yalnız dünyevi fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabanilik verir. O halde o çocuk, dünyada peder ve validesine hürmet yerinde istiskal edip çabuk ölmelerini arzu ile onlara bir nevi bela olur. Ahirette de onlara şefaatçi değil, belki davacı olur: “Neden imanımı terbiye-i İslamiye ile kurtarmadınız?”1
Dipnot:
1-Emirdağ Lâhikası, Enst./inter., s. 39.