Hatırlayacaksınız Bediüzzaman’ın 1911’lerde, “Kat’iyen dinsiz bir millet yaşamaz. Rus da dinsiz kalamaz. Geri dönüp Hıristiyan da olamaz” diye verdiği müjde gerçekleşmişti. (Bediüzzaman, Emirdağ Lâhikâsı, s. 311)
1989’da Berlin Duvarı, komünizmin, dinsizliğin resmî temsilcisi SSCB çatır çatır yıkıldı. Dünyadaki duvarlar, bilhassa Ortadoğu’daki duvarlar da yıkılacaktı, yıkılmalıydı.
Ancak, felsefeden beslenen vahşi II. Avrupa zihniyeti, çıkar düzeninin bozulmaması, için BOP’u devreye soktu: Şu propaganda ile işgal etti Irak’ı ve diğerlerini:
Saddam’ın kıyamet topları ve kimyasal silâhları vardı.
İnsanlık için tehlikeli idi.
Halkına çok zulmediyordu.
Demokrasi ve barış için gitmek gerekirdi. Bu kandırmacayla petrol ve madenleri olan ülkeleri işgal ettiler.
ABD ordusunda yer alan Kyle Rourke sergilenen bu oyun ve vahşeti şöyle deşifre eder: “Amerikan ordusundaydım ve verilen emirleri en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyorduk. Ama bir süre sonra yaptığımız işleri sorgulamaya başladım. Askerliğim süresince pekçok masum, sivil insanın ölmesine şahit oldum. Biz Amerikan askeri olarak sözde barış için gitmiştik. Ama masum sivil insanın, masum kadınların, erkeklerin, masum çocukların ölümüne sebep oluyorduk.” (İslâm’a Kavuşanlar | Amerika | Kyle Rourke 2. Bölüm)
Şu önemli ayrıntıya dikkat çekmeliyiz: I. Avrupa, İsevi din-i hakikisinden ve İslâmiyetten beslenen, hak, hürriyet, adalet ve medeniyettir ve bugün onu AB temsil ediyor.
Bizim ülkemizde çekilen sancının da sebebi budur: İstibdat ile, yasaklarla dolu anayasa ile, şeffaflık ve sorgulama olmadan aynı düzeni devam ettiriyorlar.
Ama nereye kadar? SSCB yıkıldığı gibi sair baskıcı, totaliter rejimler de yıkılmaya mahkûmdur. Zira, “Kat’iyen ahlâksız, fitne ve belâlarla alude bir millet yaşamaz. Rus gibi dinsiz de, ahlâksız da kalamaz…”