"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Batman’da Münâzarât meltemi

Ayşenur AKAY
12 Kasım 2017, Pazar
Demokrasi, hürriyet, adalet, eğitim, istibdat gibi meseleler ülkemizde başta sosyolojik ve psikolojik anlamda olmak üzere çok tartışılan ve eleştirilen konuların başında gelmektedir.

Herkesin bu noktada muhakkak bir fikri vardır. Nur Talebeleri olarak bizim üzerimize düşen, Risale-i Nur perspektifinde, Kur’ân ve Sünnet ölçüsünde bir ideolojiye sahip olmak. 

Batman cemaati bu meselelerin halli için ayda bir üç günlük  Münâzarât okuma programı tertib ediyormuş. Bir vesileyle bizi de dâvet ettiler. 

Biz de Allah’ın izniyle dâvete icabet ettik. Doğulu olmam hasebiyle, bu noktada hizmet edebilmek oldukça zor görünüyordu.

Özellikle cemaat içerisinde yaşanan bazı ayrılıklar da biraz ümidimi kırıyordu. Âdeta ne yapacağımı bilemiyordum. İçtimaî ve siyasî noktalarda nasıl davranacağımı bilmediğimden sürekli Rabbimden medet istiyordum. Bu program âdeta duâlarımın kabulü gibiydi elhamdülillah. Risale-i Nur’un hocası yine Risale-i Nur’dur. Elbette dersimizi de yine ondan alacaktık. Bir de cemaatimizin fertlerinin de katılacağı bir ders ortamında Münâzarât’ı mütalâa etmek çok istifadeli olacaktı. Keza öyle de oldu.

Batman’da yediden yetmişe, cemaatin herbir ferdinin bereketiyle katılım oldu. En küçük daire olan kalp dairesinden başlayıp, aile, toplum ve siyaset cihetiyle demokrasi, adalet, hürriyet, eğitim, istibdat konularını derinlemesine ele aldık. “Risale-i Nur incitmiyor” hakikatini hakkalyakin müşahede ettik. Okuduğumuz meselelerde hiçbir yerden itiraz gelmedi. Risale-i Nur’un güzel üslûbu, meşrep cihetiyle farklı düşünen kardeş ve ablalarımızı dahi teslim-i silâha mecbur etti. Risale-i Nur, belki de zihinlerde mübarezeye sebep olan konulara açıklık getirdiği için, bütün akılları ilzam etti. Biz belki de bazen şahsî fikriyatlarımızı karıştırdığımız için bilmeyerek zarar verebiliyoruz. Ama “Nur’dan zarar gelmez” onu idrak ettik. 

Üstad Hazretleri gerekli izahatları yapmıştı zaten. Bize okuyup anlayıp hayata geçirmek düşüyordu. Doğuda din hissinin hâkim olduğunu Üstadımdan öğrenmiştim. Bunu bizzat görmek de nasip oldu elhamdülillah. Küçük büyük herkesin hizmet aşkıyla yanıp tutuşması bizi şevke getirmeye yetti. “Doğuda meslek-meşrep noktasında çok sıkıntı var, hizmet edemiyoruz” diyen başta kendi nefsim olmak üzere bütün kardeşlerime sesleniyorum! Bizim vazifemiz hizmettir. Netice Cenâb-ı Hakk’a aittir. Biz kendi vazifemizi yapıp Cenâb-ı Hakk’ın vazifesine karışmamalıyız. Nur’un herbir iman ve Kur’ân hakikatlerini susayan gönüllere yetiştirelim.

Özellikle üniversitede okuyan Nur Talebelerine sesleniyorum! Dershanelerde bizlere verilen Nur derslerini, tezkereyi aldıktan ve mezun olduktan sonra her birimiz kendi memleketlerimizde neşredelim. İlmimizin zekâtını, sadâkasını başta kendi ailemiz olmak üzere, oradaki cemaat kardeşlerimize tebliğ edelim. Unutmayalım, Risale-i Nur bayrağını nesl-i âtiye ulaştıracak olan bizleriz. Okullarımız bitince hizmet bitmiyor; bilâkis yeni başlıyor. Her birimiz kendi dairemizde Nurlar’ın neşri için gayret etsek, kimbilir belki kaç kişinin imanının kurtulmasına vesile olacağız. “Kimin himmeti milleti ise o kişi tek başına küçük bir millettir. Kimin de himmeti nefsi ise o insan değil” demiş Üstad. “Bir kişinin seninle imana gelmesi sahralar dolusu kırmızı koyundan daha hayırlıdır” Hadis-i Şerifinin hakikatini yaşamalıyız. 

İnsan düzelirse, toplum, kâinat, dünya, her yer düzelir. Biz zor olana talibiz. Dikenli yollarda yürümemiz lâzım. Rahmet zahmettedir, zahmet rahmettedir. Meşakkat alâmet-i makbuliyettir. “Rahatlık isteyen kabre girsin” diyor Zübeyir Ağabey. Risale-i Nur’un verdiği iman, hayat, şeriat derslerinin tatbiki lâzımdır. “Ben ne yapabilirim ki?” diye endişelenme. Biz birlikte bir şahs-ı mânevîyiz. Risale-i Nur’u okumana, belki derslere devamına, belki bir güler yüzüne ve samimiyetine ihtiyacımız var. Kanepe koltukta herkes hizmet eder. Biz gerekirse kelle koltukta hizmet edeceğiz. Hiçbir şey tesis edilmediyse bile; biz “racül-ü fâcir” (günahkâr) olarak Risale-i Nur hizmetini tesis etmek için elimizden gelenin en iyisini yapmaya gayret edeceğiz. “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” Biz de şevkimizi hiç kimsenin kırmasına müsaade etmeden yolumuza devam edeceğiz. İhlâs, sadâkat, sebat ve metanet hakikatlerini yaşayacağız...

Bu hakikatlerin idrak etmeme vesile olan Batman cemaatinin şahs-ı mânevîsinden Allah razı olsun. Onların hizmetlerini tebrik ve duâ ediyorum. İnşaallah biz de bulunduğumuz memleketlerde onlar gibi hizmet edebiliriz. Bu yazıyı okuyan ağabey, abla ve kardeşlerimin de duâlarını eksik etmemesini istirham ediyorum. Bu Nurlu hizmet yolunda Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun inşaallah. Selâm ve duâ ile... 

Okunma Sayısı: 2308
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İbrahim Ersoylu

    12.11.2017 17:23:02

    Ayşe Nur'u bu yazısından dolayı tebrik ediyorum.

  • Nur72

    12.11.2017 13:08:56

    Maşallah!.Allah hizmetlerini makbul ve daim etsin.

  • Sabahattin Boyacı

    12.11.2017 10:31:27

    Allah(cc) şevk ve gayretinizi artırsın. Hizmette gelişen şuurunuzu sünbüllendirsin. İnşallah

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı