Ekmeği dokuz küçük lokmayla iktifa etmek ve çok az olan yemeği üç günde tüketmek hadiste ifade edilen “birkaç lokmacık” tanımını yansıtıyor.
Üçte bir yeme ölçüsünü ise Molla Hamid Ekinci şu şekilde aktarıyor:
“Üstad yemek yerken herkesin ekmeğini ayırır, taksim ederdi. Ekmek bana az geliyordu. Sofradan altı talebe bir de Üstad yedi kişi oluyorduk. Bazen misafirlerimiz de gelirdi. Üstad bana şefkat ettiğinden cesaret alarak, ekmeğin az olduğunu söyledim. Evde çok buğday olduğunu, getirip bol bol yiyebileceğimizi ifade ettim. Üstad tebessüm ederek: ‘Kardeşim ben azlığı için böyle yapmıyorum. Siz midenizi neye benzetiyorsunuz? Midenin üç hakkı, üç hissesi vardır. Sadece birisi yemek içindir. Eğer böyle yapmaz da ölçüsüz doldurursanız, beş davarlık bir ahıra, onbeş davar doldurmaya benzer.’ Üstad bu misalle bize ders verdi.” 1
Üstad, Hadis-i şerifteki üçte birlik üst limiti varlıkta dahi uygulamamıştır. En avamın anlayabileceği ahır misaliyle ders vermiştir. Üçte bir oran denilince çoğumuzun zihninde bir rakam belirmez. Ortalama olarak midemizin 1.2 litre yiyecek alabilecek ölçüde genişlediği kabul edilir. Daha akılda kalan örnek yumruk büyüklüğünün referans alınmasıdır. Bu miktarda gıda tüketirsek üçte birlik orana uymuş oluruz.
İbn-i Sina’nın, “Yedikten sonra dört beş saat kadar daha yeme. Şifa, hazımdadır. Yani, kolayca hazmedeceğin miktarı ye.” tesbitleri son derece önemli. Tam bu noktada diyetisyenlerin, “az ve sık sık yiyin” tavsiyelerinin yanlışlığı ortaya çıkıyor. Sık sık yemek, yağları yakan leptin hormonunun salgılanmasını engeller.
Dipnot:
1- Necmeddin Şahiner, Son Şahitler 1. Cilt s. 123-124.