"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İktidarın panikli seçim tepkisi

Cevher İLHAN
08 Aralık 2021, Çarşamba
Bütün anketlerde “millet ittifakı” ve “parlamenter demokratik sistem işbirliği”ndeki partiler “cumhur ittifakı”yla en az on puanla arayı açarken, son dönemde “hodri meydan, hemen seçim!” çağrısıyla başlatılan on binlerin katıldığı mitingler belli ki “iktidar cephesi”nin ayarını bozmuş.

Bu rahatsızlıkla “tek kişilik yönetim” bütün alanlarda iflâsın üzerini örtmek için bir dizi spekülasyona tevessül ediyor. Buhrana dönüşen “ekonomik krizi” komploya bağlıyor. 

Akaryakıttan elektrik ve doğalgaza, bütün temel girdilerin dolar-döviz üzerinden ithal edildiği, her şeyin yüzde 200-300 kat zamlandığı vartada ekmek fiyatlarının artışını fırıncılara yükleme çarpıtmasında olduğu gibi siyasi iktidarın kısır politikalarından kaynaklanan enflasyonu sanki başkaları yapıyormuş havası pompalanıyor.

Bu arada ekonomik krizi bile bile inkârla “her şeyin yerli yerinde olduğu” saptırmasıyla mâşeri vicdanın “erken ya da hemen seçim” ortak talebi görmezden geliniyor. “Cumhurbaşkanına hakaret”ten 160 binden fazla vatandaşa soruşturmanın başlatıldığı, 30 binin üzerinde davanın açıldığı girdapta doların 14, euronun 15 liraya dayandığı yüksek kuru, fahiş pahalılığı sosyal medyada eleştirenler polisçe tâkip edilip 271 kişiye soruşturma açılmasında açığa çıktığı gibi, 

BEŞ AYDA İKİ SEÇİMİ DAYATIRKEN…

Bundandır ki Anayasanın “herkesin düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkı”yla “herkesin önceden izin alınmadan, silâhsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahip olduğu” hükümlerine rağmen fırlayan döviz kuruyla TL’nin yerlerde sürünmesi üzerine “geçinemiyoruz!” şikâyetlerini ileten vatandaşların protestoları engelleniyor. 

Bu sâikle iktidar koltuğunu kaybetme paniği o denli tehevvüre sebebiyet vermiş ki zamları yapmak zorunda kalan esnafa ve marketlere “tepelerine, tepelerine bineceğiz!” tehditleri savruluyor. 

Atanmış bir Cumhurbaşkanı danışmanının muhalefete “Hadi oradan mübtezeller!” hakaretini savurmasında, daha önce patates ve soğan üreticisinin “terörist” diye yaftalanmasında, gıda fiyatlarındaki pahalılıktan marketlerin sorumlu tutulmasında olduğu gibi…

Bu arada her defasında “gezi eylemleri” ileri sürülerek demokratik reaksiyonlar provoke edilmeye çalışılıyor. Ekonomik çöküşe tepkileri provokatif tahriklerle provoke etme fitnesini istimalle temel hak ve özgürlükleri otoriter baskılarla kelepçeleme bahanelerine yelteniliyor. 

Tek başına iktidarı kaybettikleri 7 Haziran 2015 seçimlerinin akabinde yüzlerce vatandaşın ve güvenlik görevlisinin terör saldırılarılarıyla, bombalamalarla şeht edildiği ve “istikşafi görüşmeler”le koalisyonun kurdurulmadığı kargaşada 1 Kasım’da yeniden seçimi yaptıranlar; keza “millet ittifakı” adayının kazandığı 31 Mart’taki İstanbul seçimlerini hiçbir doğru dürüst gerekçe göstermeden “hiçbir şey olmadıysa kesinlikle bir şeyler oldu!” garabetiyle YSK’ya “iptal” ettirip iki ay yirmi üç gün sonra -23 Haziran’da- tekrarlatanlar, “15-20 ayda bir seçim yapmak ilkel kabilelerin işidir, erken seçim olmayacak!” yaman çelişkisine düşüyor. 

“TEK KİŞİLİK YÖNETİM”İ SÜRDÜRME TELÂŞI

Yine Bahçeli’nin yer aldığı koalisyonu sona erdiren “çıkışı”yla 2 Kasım 2002’de seçmenin yüzde 48’inin Meclis dışında kaldığı, DYP’nin yüzde 9.7 ile Meclis’e giremediği baskın erken seçimle yüzde 34 oyla Meclis’in yüzde 65’ini dolduran ve tek başına iktidara gelen AKP’nin 19 yıllık iktidarında üç defa erken seçime gidildiğine bakmadan “erken seçim”i istemek “vatan hâinliği” olarak suçlanıyor.

Anlaşılan, hâlâ her fırsatta 2001’deki “kasa fırlatması”nı malzeme eden iktidardakiler, o dönemdeki koalisyon partilerinin hepsini barajın altında bıraktıran akıbetten çekiniyor.

Özetle, gelecek nesilleri ağır borç altına sokan Türkiye tarihinin en büyük ekonomik buhranına karşı vatandaşların en temel hak olan “eleştiri ve protesto hakkı”nı kullanmasını peşinen tehditlerle, korkularla, hilelerle manipüle eden “kumpas”la dehşetli bir karalama kampanyası yapılıyor.  

Cumhurbaşkanı’nın “yüzde 50+1” pişmanlığını izhârına tepki gösteren Bahçeli, “Erken seçim falan yok, bunu tartışmaya açmak sisteme karşı güvensizliği körüklemektir” tepkisiyle milletin kahir ekseriyetinin güveninin sıfırlandığı fiyasko ile sonuçlanan “tek kişilik yönetim”i ayakta tutma telâşında. 

Bu bakımdan, siyasi partilerin - muhalefetin, farklılıklarını bir tarafa bırakarak “tek kişilik yönetim”in ülkeyi felâkete sürüklemesine karşı miting ve toplantılarla ortaya koyacakları ortak demokrasi mücadelesi işbirliği ve erken seçim çağrısı fevkalâde önemli.

Okunma Sayısı: 2296
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ferhat ardıç

    8.12.2021 22:29:57

    Allah sonumuzu hayr etsin inşallah lütfen döviz le ödemesi yapılan ihale leride yazın çok insanın canı yandı gerçekten şu sizin yazdığınız dan daha kötü durumda insanlar

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı