Bilindiği gibi, AKP iktidarında, özellikle “tek kişilik rejim”de başta depreme karşı önlem alınması, deprem toplanma alanlarında rant için gökdelenlerin, kulelerin dikilmesi başta olmak üzere, çoğu iktidardakilerin ya da yakınlarının karıştığı yolsuzluk, rüşvet çarkı, kamu malının yandaşlara peşkeşi, kayırma, hak gaspları ve kayırma, “çete, mafya-siyaset ilişkileri”ne dair muhalefetin Meclis’e verdiği bütün araştırma ve soruşturma önergeleri iktidar partilerince reddedildi.
Öncelikle reddedilen önergelerin başında 1999’da Marmara depreminin yaralarının sarılması hesâbına “deprem vergisi” olarak toplanan 75 milyar paranın kimlere, nerelere, nasıl harcandığı, on bir ildeki 6 Şubat depreminin akabinde Cumhurbaşkanı’nın 213 televizyon ve 562 radyoda yapılan “bağış şov”da söz verilen 115 milyar liradan 31 milyar liranın yatırılmamasına ilişkin araştırmalar geliyor.
Bu arada “iktidar cephesi”, salgında toplanan 115 milyarın akıbeti, 40’ı polis 47 kişinin şehit olup 242 kişinin yaralandığı Beşiktaş saldırısında vefat edenlerin ailelerine destek için toplanan 52 milyon TL tutarında bağışın nereye ve ne şekilde aktarıldığı, Taksim terör saldırısının araştırılmasını redetti.
Reddedilen araştırma ve soruşturma önergelerinin başında özellikle 301 madencinin can verdiği Soma faciası, maden ocaklarında ve artan diğer iş kazalarının ve ölümlerin sorumlularının bulunması, “kara para’ aklaması, vergi kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti ve kaçakçılığı suçları geliyor.
Keza sağlıkta Şiddet Yasası, binlerce kişinin parasını tokatlayan Çiftlik Bank olayı, Saray ve bakanlıklar bürokratlarının çifte yahut dört-beş maaş almaları ve Dilan- Engin Polat’la patlak veren sosyal medya fenomenlerinin “kara para” iddiaları;
ASELSAN mühendislerinin şüpheli ölümleri, Cumhurbaşkanı’nın şikâyet ettiği “faiz lobisi”, “Man Adaları belgeleri”, Ege’deki 18 adanın Yunanistan tarafından işgali, IŞİD’in Türkiye’deki faaliyetleri, “İsrail’le anlaşmaların feshi ve ticaretin kesilmesi”;
Ve “Yürütmenin Meclis üzerindeki vesayeti”, “Yargıda rüşvet çarkı”, “Anayasa Mahkeemesi’nin kararlarının tepeden tâlimatla uygulanmamasına dair yargı krizi”nin araştırılması ve soruşturulmasıyla ilgili bütün araştırma ve soruşturma önergeleri AKP-MHP oylarıyla kabul edilmedi.
Muhalefetin hazırlayıp sunduğu fevkalâde önemli araştırma ve soruşturma önergelerinin bütününün “tepe”den tâlimatla iktidar gruplarınca reddi çarpıklığı, Meclis’in yasama gibi denetim işlevini yerine getirmediğini ortaya koyarken, “tek kişilik hükûmet”te Türkiye’nin nasıl antidemokratik ve hukuk dışı bâdireye sürüklendiğini bir defa daha ifşa ediyor.
GARABET
“Varız” dediler, araştırmadan kaçındılar!
Muhalefetin Meclis’te verdiği araştırma ve soruşturma önergelerinin “iktidar cephesi”nce reddedilmesi çarpıklığı sürüyor.
Geçtiğimiz hafta İyi Parti’nin depremde enkaz altında kalan vatandaşlarla kaybolan ve kaçırılan çocukların tespit edilmesi, bakan tarafından açıklanan bilgilerin doğruluğunun araştırılmasına yönelik araştırma önergesinin Meclis Genel Kurulunda yine AKP-MHP oylarıyla reddi bunlardan biri.
Ancak en çarpıcısı, Saadet Partisi’nin Cumhurbaşkanı eski Yardımcısı ve AKP Ankara milletvekili Fuat Oktay hakkında ortaya atılan yolsuzluk iddiaları ve aile fertleri ve yakınlarının mal varlığının ve kaynaklarının araştırılması için verdiği araştırma önergesinin araştırılmadan reddi oldu.
Oysa daha birkaç hafta önce Meclis kürsüsünde sözkonusu iddialara değinmesine iktidar partisi vekillerinin tepki göstermesi üzerine “Türkiye’nin çok ciddi şekilde temiz eller operasyonuna ihtiyacı var, Türkiye’de tuz kokmuş vaziyette. Gelin hep birlikte mal varlıklarımızı sadece Meclis Başkanlığı’na vermeyelim, açalım bu malvarlıklarını, kimin hakkında ne iddia varsa gelelim bu kürsülerde açıklayalım. Türkiye’yi bu dedikodularla meşgul etmeyelim. Bunun gereğini yapmak hepimizin boynumuzun borcudur” diye konuşan Grup Başkanı Selçuk Özdağ, “Var mısınız bir araştırma komisyonu kuralım” çağrısı üzerine AKP sıralarında “varız!” karşılığı verilmişti.
Ne var ki “öneriyi getirmeleri halinde destek verecekleri” sözünü veren iktidar vekillerinin, söz verdikleri bu araştırmayı gözü kapalı reddetmeleri, “söylemi” farklı “eylemi” farklı menfi siyasetin son bir tezâhürü oldu.
KISACA
İktidardakilerin millet irâdesinin temsilcisi Meclis denetiminden kaçınmaları demokrasi dışılıkta siyasetin saplandığı çıkmazı ele veriyor.
İstatistiklere göre, sadece 27. dönemde Meclis’e verilen 46 bin 13 yazılı soru önergesinin üçte birinden fazlasından hiç cevap alınamaması; bir tek 2022 yılında verilen 20 bin 502 soru önergesinin 8 bin 423’ünün cevaplanmaması, 7 bin 192 soru önergesi süresi geçtikten sonra cevabının verilmesi; yine 262 soru önergesinin iâde edilmesi, 204 önergenin işleme alınmaması, sonuçta on binlerce soru önergesinin cevapsız kalması vahameti ortaya koyuyor.
Ve iktidardakilerin Meclis denetiminden kaçındıklarının, yanlışların, yolsuzlukların, hukuksuzlukları araştırılmadan ve soruşturulmadan kaçırdıklarının açık göstergesi olarak kayıtlara geçiyor…