Görünen o ki çoğu yüzde 70-80 oyla seçilmiş HDP’li belediye başkanlarının hemen hemen hepsini hiçbir yargı kararı olmadan görevden alıp yerlerine seçimlerde yüzde on-on beş oy almış iktidar adaylarını ya da “yandaşlar”ı  “kayyım” olarak atayan “partili Cumhurbaşkanı”nın başında bulunduğu “tek kişilik yönetim”, şimdi de bu partinin Meclis grubunu tasfiye peşinde.

Şimdiye kadar kapatılan partilerin daha güçlü olarak yeni isimler altında devam ettikleri gerçeği sebebiyle “parti kapatma”nın “iktidar cephesi”nde pek kabul görmemesi üzerine bu kez “terörle iltisaklı” diye bütün muhalefet partilerine Hazine yardımını kesme ve Meclis’te grup kurmayı seçime girme şartı olmaktan çıkarmakla seçimlere sokmama benzeri katakullilere hazırlanıyor.

On iki milletvekili hapiste iken, 6-8 Ekim 2014 Kobani olaylarıyla bağlantılı olarak dokuz milletvekilinin daha “dokunulmazlığının kaldırılması fezlekesi”ni alelâcele Meclis’e getiriyor.

Bütün partilerin milletvekilleri hakkındaki yüzlerce “dokunulmazlık fezlekesi”nden bir tek HDP’li  vekillerin fezlekeleri Meclis’e getiriliyor. Millet irâdesine saygı gereği hep dönem sonuna bırakılan Meclis’in demokratik teâmülü çiğneniyor. Millet irâdesini temsil eden milletvekillerinin hak ve hukukunu korumakla yükümlü olan Meclis Başkanı fezlekeleri görmeden peşinen “gereğini yaparız!” diye konuşuyor. 

AÇIKÇA KINAMASINA RAĞMEN…

Çarpıcı olan, şimdiye kadar bekletilen iddiaların, “Gara fiyaskosu”nun ardından ortaya atılması.

Daha da çarpıcısı, iktidara mensup eski belediye başkanlarına dair onlarca dosya suç duyurusunu görmezden gelip soruşturma açmayan savcılığın, Bakan’ın bir televizyonda bir PKK’lının ifadesine dayanarak bir milletvekili ithamını peşinen “ihbar” kabul edip apar topar soruşturma açması.

Terörle mücadelede yer almış bir emekli kurmay albayın, terör örgütünün silâhlı kanadının yöneticisi olan Öcalan’ın kardeşinin Şemdinli’de 74 askeri katletme emrini verdiği şikâyeti ihbar kabul edilmeyip “düşünce ve ifade özgürlüğü” olarak geçiştirilirken, AKP hükûmetinin Kandil’e ve terör kamplarına gönderdiği “aracılar” üzerinden siyasi rakiplerini yıpratmaya yeltenilmesi. 

KUTUPLAŞTIRMA STRATEJİSİYLE KARARTMA

Belli ki “cumhur ittifakı”yla gittikçe arayı açan “millet ittifakı”nı yine “HDP hassasiyeti”yle zora sokup yanıltma ve çarpıtmalarla çatlatma tuzağı kuruluyor. Bu kumpasla “millet ittifakı”nı “teröre destek” kara propagandasıyla kriminalleştirerek itibarsızlaştırmak hedefleniyor.

Bizzat siyasi iktidarın Kandil’e ve örgüt kamplarına “çözüm süreci”ni müzâkere etmek için aracı olarak gönderdiği HDP’lilerin ziyaret fotoğrafları üzerinden. 

Bir yandan sırf “cumhur ittifakı” adaylarına destek vermediği için “HDP’yi bölmek ve oyların AKP’den kopan partilere gitmesini engellemek amacıyla isminde “Kürdistan” olan “muvazaa partileri”nin önünü açan siyasi iktidar, “cumhur ittifakı”nın yüzde 40’ın altında kalması paniğiyle HDP üzerinden muhalefeti bölüp parçalama komplosu kuruyor. 

“Türkiye partisi” olmaya çalışan HDP’yi bu konuda cesâretlendirmek yerine, tahrik ve gerilim siyasetiyle dışlayıp, her fırsatta politik polemiklerle, algı operasyonlarıyla PKK’nın yanına itmek istiiyor. Ötekileştirip düşmanlaştırarak “meşru siyaset” mecralarının önünü kapatıyor. 

Hulâsa, çöken ekonomiden iflas eden dış politikaya Türkiye’nin gerçek gündemi karşısında sıkışan siyasi iktidar, suni gündemlerle gündemi değiştirme karartmasında, sürekli kamplaştırıp kutuplaştırma stratejisiyle siyasetin önüne bariyerler koymaya didiniyor.

“Demokrasi ittifakı”na genişleyen “millet ittifakı”nın bu oyunu bozacak güçlü adımlar atması gerekiyor.