"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“S-400 şantajı” nasıl aşılacak?

Cevher İLHAN
15 Temmuz 2019, Pazartesi
S-400’ler gelmeye başladı, ama öncelikle Trump’ın verdiği iddia edilen sözleri ne kadar tutup tutmayacağının bilinmediği sıkıntılı süreçte muamma devam ediyor.

Japonya’da yaptığı görüşme için “S-400’lere ilişkin ABD’nin yaptırım uygulamayacağını Trump’tan duymuş olduk. Biz ABD ile stratejik ortağız” diye konuşan ve “kendisi ile telefon görüşmelerimde, ikili olarak bir araya gelişlerimizde şu ana kadar ‘şu şu şu konuda biz size şu yaptırımı yapacağız” diye hiçbir şey duymadık” diyen Cumhurbaşkanı, “Zannediyorum ki sıkıntıları aşacağız” demişti.

Keza “iktidara ilişik medya”da “Erdoğan Trump’ı ikna etti” manşetleriyle yaptırımların kalktığı ileri sürülmüş; “iki liderin birbirlerine karşılıklı övgüleri” sıralanmıştı. Ancak bunların dışında hiçbir Amerikan merciinden “olumlu” bir açıklama yapılmamış; tam tersine daha ilk günde ABD Senatosu’ndan tepkiler gelmişti. 

Osaka’daki görüşmenin ardından Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Eliot L. Engel, sert ifâdelerle “Başkan söz verdi, ama Türkiye S-400 sistemlerini alamaz ve F-35 uçaklarıyla aynı anda sahip olamaz!” diye noktayı koyduğunu bildirmiş; dahası “Kongre, Dışişleri, Pentagon ve Birleşik Devletler hükûmeti’nin görüşünü açıkladığını vurgulayan Amerikalı yetkili, bununla da kalmayıp, “otokrat” dediği Erdoğan’a “oyun oynamayı bırakmalı” diyerek hakaretler savurmuştu. 

“YAPTIRIM TEHDİTLERİ” DEVAM EDİYOR

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Morgan Ortagus da, “ABD’nin, Türkiye’ye S-400 tedarikine ilişkin tavrı değişmedi. Ankara anlaşmayı sürdürürse çok olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalacak. CAATSA yaptırımları tasarısı Kongre’den geçti. Sonuçları Türkiye açısından olumsuz olacaktır” dedi. (gazeteler, 9.7.19)

Türkiye’ye dayatılması beklenen “yaptırımlar”ın başında, “yaptırım kapsamına alınan kişi ve kurumlara ihracat-ithalat bankası desteğinin kesilmesi, mal ve teknoloji ihracatı ruhsatı verilmemesi, ABD mali kuruluşlarından kredi tedarik edilmemesi, uluslararası mali kuruluşlardan kredi verilmemesi ve ABD Merkez Bankası ile doğrudan alışveriş yapma izni verilmemesi” sıralanıyor.

Keza, “yaptırım kapsamına alınan kişi ya da kurumlarla ihale ya da sözleşme yapılmaması, döviz üzerinden işlem yapılmasının yasaklanması, mali kurumlarla bankalar arasında ödeme ya da kredi transferlerinin yasaklanması, ABD topraklarında gayrimenkul sahibi olmasının yasaklanması, sermaye ya da borç alışverişinin yasaklanması, ABD’ye giriş yasağının konulması ve benzer işlevi olan üst düzey görevlilere de yaptırım uygulanması” yer alıyor. (T24, 12.7.19)

Sayıları on ikiyi bulan “yaptırımlar listesi”nden en az beşini seçmek zorunda kalan Trump, en fazla 180 gün (6 ay) yaptırımlardan muafiyet tanıyabiliyor ve ardından yine 180 günlüğüne yenileyebiliyor. “Muafiyet tanıma” kararını yine Kongre’nin değerlendirmesine sunma şartıyla.

Bu arada ABD Ulusal Güvenlik Konseyinin Türkiye’nin durumunu belirlemek üzere toplanacağı, Amerikan Maliye Bakanlığı’nın “yaptırım seçenekleri”ni ve etkilerini değerlendireceği ve Başkan’a hangi yaptırımların uygulanması gerektiği konusunda tavsiyede bulunacağı ve bunun üzerine “yaptırımları” öngören “başkanlık kararnamesi”nin hazırlanıp yürürlüğe gireceği belirtiliyor. 

HANGİ TAVİZLER VERİLDİ YA DA VERİLECEK?

Kesin olan şu ki Amerika’dan ardı ardına gelen açıklamalarla “S-400 yaptırımları” hâlâ masada. “Erteleme”ye karşı Amerikan Kongresi devrede; ve Ankara’ya tehditlerin ardı arkası kesilmiyor. 

Nitekim, Trump’ın ekibinin Türkiye’ye “yaptırım paketi”ni belirlediğine ve “15 Temmuz kutlamaları” sonrasında duyurmayı plânladığına ilişkin haberler, Amerikalıların “yaptırımlar”ın peşini bırakmadığını ortaya koyuyor. (Sputnik, Bloomberg, 14.7.19)

Bu konuda en son Rus senatör Aleksey Puşkov’un Twitter hesabından “Ankara’nın söz dinleyip kendisine gerekli olmayan Patriot sistemini satın alması baskısıyla ABD’nin S-400 yaptırımlarının uygulanması” şantajına dikkat çekmesi çarpıcı. 

Bu vaziyet, kapalı kapılar arkasında Trump’a ve Amerikalı yetkililere hangi vaadlerin verildiğini sözkonusu ediyor. Dışişleri Bakanı, “Acil bir durumda S-400’ler devreye girecek” diyor; lâkin bunun ne manaya geldiği hâlâ tartışılıyor.

Gerçekten, “Amerikan yaptırımları” tehdidi ve şantajı nasıl aşılacak? S-400 füzeleri Türkiye geliyor, ama hangi şartlarla kullanılacak ve “yaptırımların uygulanmaması” için hangi “tâvizler” verildi ya da verilecek? 

Ve siyasi iktidar bu gerçeklerin tartışılmasından kaçınıyor. Neden?

Okunma Sayısı: 2064
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı