"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Levlake” mi, ya da her şey onun için mi yaratıldı? (6)

E. Ömer Ziya
11 Temmuz 2021, Pazar
—'Cuma'dan devam—

PEYGAMBERE UYULURSA, GETİRDİĞİNE İMAN EDİLİP İTAAT EDİLİRSE…

Mü’minlere, kendileri için Allah’tan büyük bir lütuf olduğunu müjdele. (33-Ahzap / 47)

Kendisine uyulup emrine itaat etmenin, Allah’ı sevmek ve O’na itaatle aynı âyette beraberce zikredildiği,

… Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah´tan korkun… (59-Haşir / 79)

Aksi takdirde başka türlü veya usûldeki bir itaatin Allah katında kabul görmeyeceği şu âyetle açık ve kesin olarak beyan edilmiştir:

Ey iman edenler! Allah´a itaat edin, Peygamber´e itaat edin; İşlerinizi boşa çıkarmayın. (47-Muhammed / 33)

Kâinatın Hazreti Muhammed (asm) hatırına, O’na (asm), yaptığı mükemmel kulluğunun hatırına yaratılmış olmasının belki de en büyük delili aşağıdaki şu muhteşem manayı ihtiva eden âyet-i kerîmedir.

Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin. (33-Ahzap / 56)

Cenab-ı Allah’ın, hadde ve hesaba gelmeyen meleklerinin, (ruhanî ve nuranî sayısız varlıkların) daimî olarak sana salât etmeleri, gelmiş, geçmiş ve kıyamete kadar gelecek bütün mü’minlerin ise mütemadiyen sana salât ve selâm etmeleri…

Yetmez mi sana Ya Muhammed (asm) ?!..

Peygamber, mü’minlere kendi canlarından daha önce gelir. … (33-Ahzap / 6)

Ya Resulallah (asm), bütün varlıklar ve onların zerreleri adedince sana salât ve selâm olsun. Elbette kâinat, felekler, melekler, arz ve sema ve her şey, Allah’ın kitabında medh ettiği, Mi’rac’da ise cemalinin seyrine mazhar olduğun iki gözünün hatırına, Senin hatırına yaratılmıştır. Bu hakikat kudsî hadiste ya da senin kutlu sözlerinde açıkça ifade edilmemiş olsa da selim akıl ve kalbli feraset sahibi her mü’minin kabulüdür. Çünkü yaratılan her şey, senin getirdiğin hakikatin nuruyla abes, lüzumsuz, manasız ve hiç olmaktan çıkmış, Âlemlerin Rabbi’nin ulvî ve mukaddes gayesine ve emirlerine göre gayet manidar iş gören vazifedar olmuşlardır.

Hem öyle bir tarzda sevk eder, teşvik eder ki, o tarzla şöyle anlattırıyor: “Ey insan! Şu kâinattan maksad-ı âlâ, tezahür-ü Rububiyete karşı, ubûdiyet-i külliye-i insaniyedir. Ve insanın gaye-i aksâsı, o ubûdiyete ulûm ve kemâlâtla yetişmektir.” (Sözler/20. Söz, 2. Makam)

Demek o Nur olmazsa kâinat da, insan da, hattâ herşey dahi hiçe iner. Evet elbette böyle bedî’ bir kâinatta, böyle bir zât lâzımdır. Yoksa kâinat ve eflâk olmamalıdır. (Sözler/19. Söz, 5. Reşha)

“Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik ve Peygamber’e uyduk. Artık bizi (hakikate) şahitlik edenlerle beraber yaz.” (3-Al-i İmran / 53)

Ya Rabbi, son nefesimize kadar bizi O’nun (asm) dininden ve izinden ayırma. Bizi rızana ve O’nun (asm) şefaatine nail eyle. Amin.

SONUÇ ve ÖZET:

1- Göklerin ve yerin hazineleri Allah’ın esma ve sıfatlarının tecellileri, manaları ve İlâhî gayeleridir. 

2- İnsan (Adem) yaratılıncaya kadar, tamamen olmasa da bu hazinelerin pek çoğu melekler için sır hükmünde idi. Çünkü melekler Adem (as) seviyesinde bunlara aşina olamamışlardı. Hz. Adem’e (as) öğretilen esma Hazreti Muhammed’de (asm) kâmil makamda ve seviyededir.

3- Hazreti Muhammed (asm) kendisinden önceki peygamberlere gelen vahyin ve onlarla gönderilen suhuf ve kitaplar ile muhtevalarındaki hakikatin varisi olduğu gibi onun hitabı kendi asrı ile sonraki bütün zamanlaradır.

4- İnsan Rabbine kulluk görevi ile yükümlüdür ve bunun için yaratılmıştır. Hazreti Muhammed’in (asm) geleceği ve “insanlığı kurtaracağı” önceki kitaplar ve peygamberlerle müjdelenmiştir. En yüksek seviyedeki kulluk Hazreti Muhammed (asm) ile eda edilmiştir ki, “en güzel örnek”lik O’ndadır (asm) ve insandan O’nun (asm) örnek alınması istenmiştir. Allah’ı sevmenin şartı Peygambere itaattir. İman etmişlere kendi canlarından daha azizdir.

5- Öncekilerin şahidi ve doğrulayıcısı, istikbalin ise sahibidir. Dini, bütün dinlere üstün kılınmıştır.

6- İlâhî maksad ve muradı en iyi anlayan odur. Hak onun anlattığıdır. Din O’nunla (asm) kemâle ermiş, nimet O’nunla (asm) tamamlanmıştır. O (asm) gelene dek pek çok şey noksan ve eksikti. O (asm) gelmemiş veya gönderilmemiş olsaydı, ucu bucağı olmayan şu koca kâinattaki “göklerin ve yerin hazineleri” bilinmez kalarak açığa çıkmayacak, varlığın yaratılış gayesi tahakkuk etmeyecekti.

Yukarıda kısaca özetlenen sebeplerle, evet Hz. Muhammed (asm) olmasaydı mükevvenatın hilkatinin sırrı, sebebi ve hikmeti anlaşılamaz ya da bilinemez olurdu. Anlaşılmayan ve bilinemeyen şey abestir. Allah ise hikmetsiz iş yapmaktan münezzehtir.

“Rabbena ma halakte haza batila!”

Rabbimiz, Sen hiçbir şeyi boş yere/abes olarak yaratmadın. (3-Ali mran/191)

—SON—

Okunma Sayısı: 1404
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı